Sanatçılar: Heskîf’i sahiplenelim

Baraj suları altında kalması yetmezmiş gibi 17 gündür dinamitlerle tarihi kaleleri yıkılan Heskîf için duyarlılık çağrısında bulunan sanatçılar, DAİŞ benzeri bu saldırılara karşı Heskîf’i savunmaya çağırdılar

Kürtlere karşı topyekün savaş ilan eden AKP iktidarı, Kürdistan coğrafyasında tarihi ve kültürel mirası katlediyor. DAİŞ’in, Suriye’de Palmira Antik Kenti’ni hedef alıp yakması gibi, Taliban’ın Afganistan’da Buda heykellerini yıkması gibi, AKP de 14 Ağustos’tan bu yana Heskîf’i dinamitlerle yıkıyor. Devlet Su İşleri (DSİ), kaymakamlık ve özel firma eliyle “Dolgu ve Güçlendirme Projesi” adı altında başlatılan yıkım, tüm tepkilere rağmen son 4 gündür hız kesmeden devam ediyor. Önceki gün yeni görüntülerin paylaşıldığı Heskîf’te tarihi büyük kayaların dinamitlerle parçalandığı görüldü. Tarihi kayalara dinamit yerleştirme çalışmaları devam ederken; Heskîf çarşısındaki esnaf da zorla tahliye ediliyor.

‘Heskîf gibi sular altındayım’

Tarihin dinamitlerle yok edilmesine karşı gazetemize konuşan sanatçılar ise; bu utanç verici duruma bir an önce son verilmesi gerektiğini vurguladılar. Tiyatrocu Şebnem Sönmez, sözlerine “Kendimi katledilen her şeyin önüne atıp, feda etmek istiyorum” diyerek başladı. Heskîf’e dair konuşmanın 12 yıllık tarihe ve Heskîflilere haksızlık olacağının altını çizen Sönmez, “Hasankeyf’i anlatmak ayıp değil mi? Orada yaşayan insanlara, onların yaşanmışlıklarına, ve 12 bin yıllık tarihe ayıp” dedi. Sosyal medya üzerinden tepki göstermenin yetersiz olduğuna dikkat çeken Sönmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yüzyılda insanların protesto biçimi Twitter vs. gibi yerlerden söz söylemek oldu.

Fakat bu yetmiyor. ‘Dokunmayın’ demek bir yalvarış ve bu bana çok acı geliyor. ‘Dokunmayın’ demek yetmez. Ben gidip dokundurmamak istiyorum. ‘Gelin bana dokunun, bu muhteşem tarihe dokunmayın. Beni sular altında bırakın’ demek istiyorum. Fakat bu coğrafyada katliamlar bitmiyor. Daha iki canı; Nuriye ve Semih’i yaşatamıyoruz. Ben onların bedeninin çürüdüğü gibi çürüyorum. Hasankeyf gibi sular altındayım.”

Ferhat Tunç da, AKP’nin Kürt coğrafyasına karşı sömürgeci bir zihniyetle yaklaştığını belirterek; “AKP, Hasankeyf gibi gururumuz olan değerleri, utanç vesilesi olacak hamlelerle yok etmek istiyor. Hasankeyf gibi evrenselleşen bir değer, ekonomik olduğu kadar siyasal, askeri, sosyal, ekolojik, kültürel, tarihsel kimi sebeplere kurban ediliyor. AKP’nin bu yöntemleriyle DAİŞ’in vahşetleri arasında hiçbir fark kalmıyor. Mesela Hasankeyf’i sular altında bırakmakla yetinmeyip, tamamen ilga etmeyi hedeflemesi de bu benzerliği destekliyor” dedi.

AKP’nin bu yıkımla birlikte tarihi hafızayı da silmeyi amaçladığını vurgulayan Tunç, şunları söyledi: “Kültürel yapı ve tarihi eserlerin, sadece görsel bir anlamı yok. Adı üstünde, miraslarıyla bir kültür ve tarih bilinci de aşılamış olurlar. AKP bu yanıyla da toplumun hafızasını, bilincini geriletmeyi amaçlıyor. Hasankeyf’e sahip çıkmamız için çok fazla sebebimiz var. Doğayı, insanlığı, kültür ve tarihimizi korumak adına, halkın göçertilmesine izin vermemek adına, hiçbir bilimsel anlamı da olmayan bu saldırıya karşı Hasankeyf’i sahiplenelim.”

Tarih hesabını soracak

AKP iktidarının tarihi ve doğal değerleri katletmek gibi bir geleneği olduğuna dikkat çeken Yasemin Göksu ise; bu zihniyetle Türkiye’nin bütün tarihi dokusunun değiştiğini söyledi. Karadeniz’den Heskîf’e bütün tarihin yok edildiğini vurgulayan Göksu; “Bir yandan maden ocaklarıyla vadiler yok ediliyor. Diğer yandan Hasankeyf gibi bir tarih, barajlar yapılarak sular altında bırakılıyor. Ben Hasankeyf’in kayalıklarında konser vermiş biri olarak, ancak içimin çok acıdığını söyleyebiliyorum. AKP geçmişimizi, yaşanmışlıklarımızı bir bir yok ediyor. Tarih tüm bunların hesabını soracak. AKP bu ayıbın altından kalkamayacak” diye konuştu.

DAİŞ’vari zihniyetle yıkılıyor

Bir ülkenin asıl zenginliğinin tarihi dokusu ve mirasıyla ölçülebileceğine dikkat çeken Suavi, “Bana göre bir ülkenin zenginliği, kişi başına düşen milli gelir, euro ya da başka bir para birimi değildir. Bana göre bir ülkenin milli zenginliği, kişi başına düşen sanat eserleri, sanat üretkenliği ve o ülkenin sanatsal dokusudur” dedi. Suavi, barbarca yıkıldığının altını çizerek, şunları söyledi: “Hasankeyfi göz önüne alacak olursak, tarihçilerin söylemiyle 12 yıllık tarihe sahip olan bir yapı IŞID vari bir zihniyetle yıkılıyor. Sanatla yaşamını var eden bir insan olarak bunu protesto ediyorum.”

İtilerek düşürülüyormuş!

Heskîf’in dinamitlerle yıkılmasına tepkilerle artınca Batman Valisi, “Dinamit kullanılmamıştır” şeklinde açıklama yaptı. Fakat valinin yaptığı açıklamanın aksine, Heskîf’te hala daha dinamitlerle tarihi kayalar düşürülüyor. Arıca AKP sözcülüğü yapan Yeni Akit gazetesi de, 17 Ağustos günü internet sayfasında gazetemizi de hedef alarak, yıkımın dinamitlerle değil, çalışanlar tarafından ‘itilerek’ düşürüldüğünü yazmıştı.

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER