Sulara gömülecek Hasankeyf’in her taşında rant

Dicle Nehri üzerinde inşa edilen Ilısu Barajı’nın maliyetine 1 milyar euro ayrılırken, tarihi köprünün restorasyonu 12 milyon TL, Zeynel Bey Türbesi’nin taşınma maliyeti ise 16 milyon TL’yi buluyor. Yeni Hasankeyf için inşa edilen üç köprünün maliyeti ise 140 milyon TL’yi geçiyor.

Dicle Nehri üzerinde inşa edilen Ilısu Barajı’nın tamamlanmasıyla başta Batman’ın 12 bin yıllık geçmişe sahip Hasankeyf ilçesi olmak üzere aralarında köy ve mezraların da bulunduğu 199 yerleşim yeri ile yaklaşık olarak 300 kilometrekare ekilebilir arazi de sulara gömülecek. Bütün bunların yanında onlarca endemik bitki ve hayvan türü yok olacak. Uzmanlara göre, ömrü 50 yılı bile geçmeyen bir baraj için harcanan milyarlarca lira tutarındaki paranın yanında 12 bin yıllık geçmişe sahip bir kültürel mirasın sular altında bırakılmasının hiçbir açıklaması yok. Uzmanlara göre barajın geliri ne kadar olursa olsun harcanan para, sular altında bırakılacak kültürel miras ve çevreye verdiği zararın maliyetini karşılayamayacak.

1 milyar euro maliyetindeki barajın inşası sürerken, Dicle Nehri üzerindeki tarihi köprünün restorasyonu için 12 milyon TL, Zeynel Bey Türbesi’nin taşınması için 16 milyon TL, yeni Hasankeyf’te inşa edilen köprüler için ise 140 milyon TL daha harcanacak.

199 KÖY İLE BİNLERCE TARİHİ ESER SULAR ALTINDA KALACAK

250’ye yakın höyük, 5 binden fazla mağara, tarihi camiler, minareler, kilise kalıntıları, sahabe kabirleri, türbeler, tarihi köprüler gibi eşsiz değerler sular altında kalacak. İlçenin yüzde 90 gibi büyük bölümü barajdan etkilenecek, aralarında köy ve mezraların da bulunduğu 199 yerleşim yeri sular altında kalacak. Sular altında kalacak yerleşim yerleri Batman’ın Beşiri, Hasankeyf ve Gercüş ilçeleri, Diyarbakır’ın Bismil ilçesi, Siirt’in Merkez, Kurtalan ve Eruh ilçeleri; Şırnak’ın Güçlükonak ilçesi ile Mardin’in Dargeçit ilçesine bağlı köy ve mezralar. Yine 10 bini aşkın kişinin büyük kentlere göç edeceği tahmin ediliyor.

PROJEDE YETERLİ UZMAN YOK

Kredi ajanslarının oluşturduğu ve bilirkişilerden oluşan uluslararası bir heyetin hazırladığı raporda şu eksikliklerin altı çizilmişti: “Projede yeterli sayıda uzman yok. Proje kapsamında Batman’da yapılması düşünülen tesis faaliyete geçtiğinde Dicle’yi kirletecek. Karasal ve su ekosistemlerinde bioçeşitlilik araştırmaları yapılmamış. Kamulaştırma konusunda sorunlar var. Ev tazminatları düşük ve uluslararası standartlara aykırıdır. Tarihi eserlerle ilgili çalışmalar yetersiz.”

KİTLESEL BALIK ÖLÜMLERİ GERÇEKLEŞECEK

Yine çevre örgütleri tarafından hazırlanan bir raporda ise Ilısu Baraj projesinin çevre üzerindeki olumsuz etkileri şu şekilde sıralanıyor: “Soyu tükenen hayvanları besin ve habitatlarının yok edilmesi. Kitlesel balık ölümleri yaşanacak. Çökelme ve ötrofikasyon. Su kalitesinde ciddi düşüş olacak. Su kaynaklı çatışmalarda artış. (Özellikle Türkiye ile komşu devletler arasında) Göletlerde biriken suyun yumuşatıcı etkisinden dolayı iklimde yumuşama ve doğal yaşamda canlanma sıkıntısı olacak.”

BİRÇOK ÜLKE KREDİ VERMEKTEN VAZGEÇTİ

Barajın bu çevresel felaketlerinden dolayı projeye kredi vermeyi planlayan Almanya, İsviçre ve Avusturyalı dış kredi kuruluşları Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirmemesi üzerine 7 Temmuz 2009 tarihi itibarıyla desteklerini geri çektiler.

ILISU BARAJI ANAYASA’YA VE ULUSLARARASI KÜLTÜR SÖZLEŞMESİ’NE AYKIRI

Yine çevreciler tarafından hazırlanan raporlarda, 10 bin yılı aşkın geçmişe sahip Hasankeyf’teki kültürel varlıkların yok edilmesine neden olacak baraj, anayasaya ve Uluslararası Kültür Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna vurgu yapılıyor. Buna rağmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Ilısu Konsorsiyumu koordinasyonunda hazırlanan, Hasankeyf Master Rehber Projeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi makamları tarafından onaylandı.

29 KUŞ TÜRÜ TEHDİT ALTINDA

Hasankeyf’i Yaşatma Derneği tarafından hazırlanan raporda, “Gözlemlenmesi en kolay olan türler olan kuşlar hakkında daha fazla bilgiye sahibiz ve bu vadide yapılacak bir barajın tehdit ettiği 29 farklı kuş türü saptanmış. Balıklar, memeliler, sürüngenler, böcekler ve bitkilerle yüzlerce tehdit altındaki canlı türü bu proje nedeniyle yok olma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Ulusal ve uluslararası kırmızı listelerde tehdit altında oldukları saptanmış olan bu türlerle ilgili hiçbir tedbir almaksızın böyle bir projenin çalışmaları devam etmektedir” ifadeleri kullanıldı.

‘BÖLGE HALKI İSTİHDAM EDİLMEYECEK’

Raporun devamında şu bilgilere yer verildi: “Nerden bakılırsa bu projenin götürüsü getirisinden fazla olacaktır. 40-50 yıllık bir baraj projesi için yüzlerce köy boşaltılıyor, on binlerce insan göç ettiriliyor, kırmızı listedeki türler sular altında bırakılıyor, ilk insanlığın tarım yaptığı alanlar sular altında kalıyor, Proje kapsamında binlerce kişinin istihdam edileceği, tarım arazilerin sulanacağı, elektrik üretileceği söyleniyor. Ancak amacın bölge halkının istihdam edilmeyeceği Atatürk Barajı deneyiminden biliniyor.”

Mahmut Ruvanas – dihaber

EN SON EKLENENLER