“Suriyeli Çocuklarla Arkadaşlık Onaylanmıyor”

Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu’nun “Toplum Gözüyle Mülteci Çocuk Araştırması” raporuna göre, Türkiye’deki Suriyelilerin en önde gelen sorunu barınma.

Türkiye’nin kentsel ve kırsal bölgelerini temsilen seçilmiş, 26 ilde yaşayan,15-65 yaş arasında 1105 kişi ile telefonda görüşülerek gerçekleştirilen araştırmada Türkiye’deki Suriyelilerin en büyük sorunu yüzde 33’lük oranla barınma, kalacak yer çıktı.

Türkiye’deki Suriyelilerin en büyük sorunu yüzde 33’lük oranla

Onu yüzde 17’yle işsizlik ve yüzde 9 ile yurtlarından ayrı olmaları takip ediyor.

Bu sorunları da sırasıyla maddi sıkıntı, eğitim, açlık, sağlık ve dil bilmemeleri izliyor.

Çocukların sorunları

Türkiye’deki Suriyeli çocukların sorunlarının başında yüzde 46’yla eğitim sorunu geliyor.

Eğitim sorununu yüzde 16’lık oranla açlık ve yüzde 7’şer oranla barınma, kalacak yer ve sağlık takip ediyor.

Çocukların diğer sıkıntıları içinde ise maddi sıkıntılar, ilgi görememeleri, dil bilmemeleri, yurtlarından ayrı olmaları ve ailelerinin sahip çıkmaması bulunuyor.

Çözüm ihtiyacı

Araştırmaya katılanlar “nasıl çözümler bulunabilir” sorusuna da cevap verdi.

“Katılımcıların yüzde 39’u barınma ihtiyacına yönelik çalışmalar yapılmalı derken, yüzde 18’i ülkelerine geri gönderilmeli, yüzde 11’i yardım yapılmalı, yüzde 9’u eğitim faaliyetleri artırılmalı, yine yüzde 9’u savaş sona ermeli dedi.

“Onu devlet çözüm bulmalı, tüm vatandaşlar duyarlı olmalı, tamamı belli bir bölgede toplanmalı, iş olanakları sağlanmalı diyenler takip etti. Gerekli çalışmaların yapıldığını düşünenlerin ve diğer ülkelerden yardım istenmeli diyenlerin oranı ise yüzde 1.”

“Kadınlar arasında ‘Barınma ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapılmalı’ ve ‘Yardım yapılmalı’ diyenlerin oranı erkeklere göre oldukça yüksek.

“‘Eğitim faaliyetleri arttırılmalı’ cevabı ise Marmara, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve 15-19 yaş grubunda yüksek oranla değerlendirilen çözüm olarak çıktı.”

TIKLAYIN – SURİYELİ MÜLTECİ ÇOCUKLARIN EĞİTİME ERİŞİMİ İÇİN ÖNERİLER

Araştırmanın diğer bulguları şöyle…

Gönüllü faaliyetlere katılım

Görüşülen iki kişiden biri Suriyelilerin sivil toplum kuruluşlarıyla iletişimde olmalarının sorunların çözümü için etkili olacağını düşünüyor. Kesinlikle katılıyorum ve katılıyorum diyenlerin oranı yüzde 56. Kesinlikle katılmayanlar ise yüzde 8. 

Araştırmaya katılanların yüzde 65’i Suriyeli çocuklara destek olmak için gönüllü faaliyetlere katılmayı düşünmediğini belirtirken, yüzde 28’si düşündüğünü, yüzde 7’si ise fikrinin olmadığını belirtiyor.

Suriyeli çocuklarla arkadaşlık

Görüşülen kişilerin yüzde 57’si çocuklarının Suriyeli çocuklarla arkadaşlık etmesini onaylamadığını belirtiyor.

Kesinlikle onaylarım ve onaylarım diyenlerinin oranı yüzde 28, arada kalanların oranı ise yüzde 11.

Suriyeli çocuklarla eğitim görme

Araştırmadaki çocuk sahibi katılımcılar öğrencilere kıyasla Suriyeli çocuklarla aynı sınıfta eğitim görmeye olumlu bakıyor.

Çocuk sahibi olanların yüzde 64’ü çocuklarının Suriyeli çocuklarla birlikte eğitim görmesini onaylayacağını belirtirken, yüzde 23’ü onaylamayacağını belirtiyor.

Öğrencilerin ise yarısı sınıflarında Suriyeli çocuklarla eğitim görmeyi istediklerini belirtirken, istemediklerini belirtenlerin oranı yüzde 25.

“Suriyeli bir çocukla aynı sınıfta olmanın en iyi” yanı sorusuna ise çocuk sahibi katılımcıların yüzde 15’i yeni bir arkadaşlık edinmesi ve yine yüzde 15’i kültür paylaşımı diyor.

Yüzde 8’i farklı bir dil öğrenmesi derken, yüzde 7’si ise iyi bir yanı olduğunu düşünmediğini belirtiyor.

“Yeni bir arkadaş edinmek” ve “Kültür paylaşımı olması” Suriyeli bir çocukla aynı sınıfta olmanın en iyi yanı olarak görülen ifadeler.
Öğrenciler ise bu soruya en fazla kültür paylaşımı olması (%18) ve onların hislerinin daha iyi anlaşılması (%13) cevabını veriyor.

“Herhangi iyi bir yanı yok” diyenleri oranı ise yüzde 15. Bu oran kültür paylaşımı olmasından sonra gelen en yüksek oran.

İletişim sorunu

Suriyeli bir çocukla aynı sınıfta olmanın en zor yanının ne olduğu sorusuna verilen cevaplar “İletişim sorunu yaşanması” ve “Uyum konusunda sıkıntı yaşanması” oldu.

Çocuk sahibi olan katılımcıların yüzde 26’sı iletişim sorunu yaşanmasını vurguladı.

Herhangi bir kötü yanı olmazdı diyenlerin oranı ise yüzde 9. 

Öğrenciler ise bu soruya en fazla uyum konusunda sıkıntı yaşanması (%26) cevabını verdi.

Kültür çatışması yaşanması cevabı verenlerin oranı yüzde 2’de kaldı.

Herhangi zor bir yanı olmaz diyenlerin oranı ise yüzde 10. (YY)

Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 0-18 yaş grubundaki çocuklara tanıdığı; yaşama, gelişim ve beslenme, katılım, korunma ve barınma, eğitim haklarının çocuğun öncelikli yararı esas alınarak geliştirilmesi, hak ihlallerinin önlenmesi için bilgilendirme ve farkındalık yaratma çalışmaları yapılması, tüm çocukların yetenekleri doğrultusunda fırsat eşitliğine dayanılarak özgüvenli bireyler olarak yetişebilmeleri için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları gibi kurumlarla işbirliği yapılarak çocukları her yönden koruma amacıyla kuruldu.

20 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek kurduğu platform; insan haklarının çocukluk yıllarında öğrenilmesi gerektiğini; demokrasi ve hukukun üstünlüğü kavramlarının ve her türlü ayrımcılıkla mücadelenin de eğitim ve öğretimin bir parçası olarak kavratılmasının önemli olduğunu savunuyor.

Platformun bileşeneleri: Açık Kapı Sosyal Sorumluluk Derneği, Aile Hukuku Derneği, AKUT Vakfı, Bebek Ruh Sağlığı Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı, Çelikel Eğitim Vakfı, Çift ve Aile Terapileri Derneği, Çocuk Hakları Zirvesi ve Kalkınma Derneği, Hayat Boyu Eğitim ve Şiddetle Mücadele Derneği, Hayat Sende Gençlik Akademisi, Türk Psikologlar Derneği, Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği (KOREV), Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar (Koruncuk) Vakfı, Her Çocuk Bir Umuttur Derneği ve Yaratıcı Çocuklar Derneği.

EN SON EKLENENLER