Uzun süredir yok olma sürecine giren Tuz Gölü’nü şimdi yeni bir tehlike bekliyor. Gölü doğalgaz depolama alanı olarak belirleyen hükümet, ekosistemin sonunu getirmekte bir sakınca görmüyor
AKP iktidarı, doğalgazın depolanmasına dönük olarak yıllardır bir çaba içerisinde. BOTAŞ, 2011 yılında Tuz Gölü altına doğalgaz depolama alanı yapılması için Çinli, TCC-China Tianchen Engineering Corporation firmasıyla törenle sözleşme imzalamıştı. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı törenle Tuz Gölü doğalgaz depolama tesisi hizmete açıldı. Yaklaşık 1100 ile 1400 metre altındaki tuz yapılarında doğalgaz depolanması amaçlanıyor.
Doğalgaza mahkum olmak!
Anavatan Partisi döneminde kullanım garantileri verilerek yapılan yüksek fiyatlı doğalgaz alım anlaşmaları ile Türkiye’nin dört bir yanına borular döşendi ve Türkiye halkı, doğalgaz kullanmaya mahkum edildi. Ancak en önemli hedefleri bu gazla enerji üretmekti. Şu an doğalgaz çevrim santralleri doğalgaz fiyatları nedeniyle ya çalışmamakta ya da tesisi söküp farklı ülkelere taşıma telaşında. Türkiye, Rusya ile bir küs bir barışık ilkesiz ve sadece ranta dayalı kurulan ilişkiler nedeniyle farklı gaz tedarik yollarını yaratmaya çalışıyor. İran’dan ve özellikle Katar’dan LNG (Sıvılaştırılmış doğalgaz) alıp İzmir ve Trakya’da depolar oluşturuluyor. Bunlara ilave olarak Tuz Gölü’nü yok edecek olan bir depolama alanı kuruldu.
Tuz Gölü bir ekosistemdir!
Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Semih Ekercin, 2011 yılında yaptığı bir açıklamada, kuraklık tehdidiyle yok olma noktasına gelen Tuz Gölü’nün son yıllardaki yağışlarla birlikte toparlanma sürecine girdiğini söylemiş, ancak bunun geçici olduğunu da belirtiyor. Ekercin, “Son olarak gölü kuzeyden besleyen son yer üstü kaynağı olan Peçeneközü Deresi üzerine de baraj yapılarak, gölün su rezervi zayıflatılmıştır. Göldeki su rezervi her yıl doğal olarak tuz üretimi yapan mevcut 3 adet işletme için bile çoğu dönemde yetersiz kalırken, gölün kritik noktasına açılacak 10 adet yeni tuz sahası, gölü kuzey ve güney olmak üzere iki parçaya ayıracaktır” diyor.
Öte yandan, Tuz kütlelerinin eritilmesi için gerekli olan su ise Hirfanlı Barajı’ndan, 120 kilometre uzunluğunda boru hattıyla getirilecek. Eritmede kullanılacak su ise 40 kilometre uzunluğunda bir başka boru hattıyla Tuz Gölü’ne akıtılacak. Bu durumun Tuz Gölü’ne hayat vereceği söyleniyor. Gölü besleyen tüm sulara enerji vb. için el koyanların gölü düşünmesi mümkün mü? Ya da göl ekosistemi umurlarında mı? Katar’la kurulan stratejik ortaklığın büyümesi ve en büyük hedefleri olan enerji üretim seviyesini yükseltmekten gayrı hiçbir dertleri olmadığı ise ortaya koydukları politikalarda görülebiliyor. Tuz Gölü yakın gelecekte Ölü göl olarak anılacak.
HABER MERKEZİ