Üstün: Orman ekosistemine müdahalenin başında savaşlar geliyor

2. Orman Çalıştayı’nda konuşan HDP Ekolojiden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Prof. Dr. Beyza Üstün, orman ekosistemlerine müdahalenin en başında savaşların geldiğini belirterek, sermaye saldırısının da savaş olduğunu ifade etti.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi 2. Orman Çalıştayı’nın ilk bölümünde HDP Ekolojiden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Prof. Dr. Beyza Üstün “Orman ekosistemlerine müdahale ve ekolojik sonuçları”, Orman Mühendisi Yücel Çağlar da, “Orman deyince ne anlıyor, biliyor ve görüyoruz” başlıkları altında sunum yaptı.

Ekosisteme yapılan müdahaleler karşısında toplumun boğulduğunu, nefes alamadığını belirten Prof. Dr. Beyza Üstün, yeni yaşamı inşa etmekte kararlı olduklarını söyledi.

Orman yangınlarıyla birlikte canlarının yandığını dile getiren Üstün, “Ege ve Kürdistan bölgesinde binlerce hektarın cayır cayır yanışına, içindeki bütün canlı cansızların beraber yok oluşuna engel olamadık. HDP ve HDK olarak yaşamı özgürleştirmeye ve yeni yaşamı kurmaya kararlıyız. Ekoloji ve ekosistemi kurmaya kararlıyız. Ekolojiden bahsederken canlı cansızdan bahsediyoruz. Ormanın yeri kıymetli bir bütün olarak. Ekosistem, ağacıyla toprağıyla bir sistemdir. Orman ekosistemi ve bitki örtüsüyle karşılaştığımızda toprağın altındaki bir yığın canlının, o suların içerisinde olduğu bir sistemdir” diye konuştu.

‘ÜRETİM HIZI EKOSİSTEMİN KENDİSİNİ ONARMA HIZINI ÖNLEMEKTEDİR’

“Orman yangınları, doğa ve kendimiz için ne yaptık?” diye soran Üstün, ormanların siyasi kararlarla yok edildiğini belirterek, “Bu ne kadar çok olursa o kadar hızlıca yok edilir. Ormanlar bir arıtım sistemidir. Doğal yaşamlardır. Çok olsun az olsun demiyoruz. Halkın ihtiyacı kadar gereklidir. Ormanlar insanlar için, insanlar ormanlar için olmalıdır” dedi.

Üstün, orman ekosisteminin talan edilmesinin nedenin artan sermaye birikimi olduğunu söyleyerek, “Sermaye birikiminin devreye girmesi ile birlikte üretim hızının yaratacağı etki ekosistemlerin kendilerini onarmaları için gereken hızı düşürmektedir. Bu süreç dünyadan kopan bir süreç değildir. Dünyada sistem kendisini ayakta tutabilmek için yarattığı talan alanını da genişletmektedir” diye ifade etti.

‘ORMANLAR İÇİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ETMELİYİZ’

Orman derken salt ağaçlar için değil bir bütün ekosistem için mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapan Üstün, “Ormanı konuşurken suyu göz ardı edemeyiz. Hep beraber net olmalıyız. Hangi eko sistemden bahsediyorsa edilsin. Biz özgür yaşamı savunacaksak, diğer canlılardan farkımız yok. Bunun mücadelesini siyasi bir mücadeleyle birleştirerek ve örgütlü yapmalıyız. Ancak böyle bu işin üstesinden geliriz. Yoksa tahribat ve yıkım daha fazla olacak” dedi.

ORMANLAR SADECE SİLAHLI DEĞİL SERMAYE SAVAŞI İLE DE YOK OLUYOR

Orman ekosistemlerine müdahalenin en başında savaşların geldiğinin altını çizen Üstün, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sadece silahla yürütülen savaşları kapsamıyor. Madenler, RES’ler, JES’lerin doğal ormanlar üzerinde yerleştiğini görüyorsunuz. Bu da bir savaş yöntemi. Sadece son yaşanan orman yangınlarını uydudan incelediğimizde Türkiye’de 6 bin 860 hektar ormanlık alanın yandığını görüyoruz. Bu bir savaş tarzı. Vietnam Savaşı’nda yapılan bombardımandan etkilenen alanlara bakıyoruz. Oralarda artık ağaç yetişmiyor. Yine bugün Kürdistan coğrafyasında, Lice’de çok araştırma yapamadık ve kimyasal kullanıldığını söyleyemiyoruz; ancak oradaki orman yangınlarında ağır metaller tespit edildi. Orada yaşayan halkın aktardıkları havadan bir şey atıldıktan sonra düştüğü yerden alevlerin yükseldiği yönünde. Yani bir kimyasaldan bahsediyorlar. Yine bu savaşın bir başka türü. Çanakkale’de Kazdağları’nda geçen yıl çıkan orman yangınında bölgede bulunan altın madeninin siyanür kullanılan havuzunda bulunan suyu yangının söndürülmesinde kullandılar. Böylece hem havuzlarını boşalttılar. Hem de bölgede yeniden ağaçlandırmanın önüne geçtiler.”

ÇAĞLAR: ORMANIN İÇİNDE OLANLARI TESPİT ETMEK GEREKİYOR

Üstün’ün ardından sunumunu yapan Orman Mühendisi Yücel Çağlar, “Orman yangınları, yangının çıkışı ve yangın söndürme faaliyeti olarak değerlendiriliyor. Orman yangınlarına baktığımızda aslında daha az bölgenin zarar görmesini sağlayarak söndürmek mümkün. Yoksa orman yanar. Nasıl yanar, nasıl söndürülür? Şu kadar uçak, şu kadar işçi, şu kadar ekipman ile ormana müdahale edilmesi ne anlama geliyor. Çok daha az ekipmanla orman yangınları söndürülebilinir. Ancak yapılmıyor. Çünkü müdahale tarzında bilgi eksikliği var. Bizim bu alanda bilgi vermekten çok bilgi üretmeye ihtiyacımız var. Bu bilgi üretme sonucunu nasıl bir akıl yürütme süreci içinde yaptığımızın tespitinin yapılması lazım” diye konuştu.

“Orman deyince ne anlıyor, biliyor ve görüyoruz?” sorusunu yönelten Çağlar, “Orman ekosistemlerini anlamak gerek. Orman sayılan her yer orman ekosistemi değildir. Bu ayrımı yapmak gerek. Orman mücadelesinde temel karar alma alanlarının belirlenmesi gerekiyor. Nerede ve nasıl mücadele yapılması gerektiğinin belirlenmesi lazım” dedi.

Çalıştay devam ediyor.

EN SON EKLENENLER