Zeytin mi, tesis mi yoksa zehir mi?

Soma’da yıllar önce devletin zeytin ve tütüne tercih ettiği termik santral ve maden ocaklarının insan sağlığı ve doğa üzerindeki etkisi ‘Zeytin mi önemli, tesis mi’ sorusuna en net yanıtı veriyor. Soma’da kronik astım, nefes darlığı, KOAH ve kanser, ortalığı kırıp geçiriyor

Zeytinliklerin, maden ocağı ve sanayi işletmelerine açılmasını sağlayan tasarıyla ilgili olarak Başbakan Binali Yıldırım’ın “Zeytin mi önemli yoksa tesis mi” yönündeki sözleri tartışılıyor. Sorunun en somut cevabı ise, Manisa’nın Soma ilçesinde yıllar önce zeytinlik ve tütüncülük yerine açılan tesislerin insan ve doğa üzerindeki etkisi gözler önüne seriyor.

Türkiye’de 1954 yılında ‘Araştırma ve Geliştirme’ amaçlı kurulması kararlaştırılan Soma A Termik Santrali’nin kurulmasının ardından, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın Türkiye Elektrik Kurumu’na (TEK) talimatı ile 1967 yılında santralin ihalesi yapıldı. Tütün ve zeytin kenti Soma’da, bir taraftan linyit arama faaliyetleri bir taraftan da santralin kurulacağı alana dair kamulaştırma çalışmaları hızla devam ederken, tütün tarlaları ve zeytinlikler hedef alındı. Bu sırada ‘Zeytincilik Yasası’ da yönetmeliklerle aşıldı. Sonuç olarak, 1976 yılında Soma B Termik Santrali’nin temeli atıldı.

Soma, zeytinden kopmadı

Santraller ve Soma’da köstebek yuvası gibi türeyen kömür ocaklarının artması ile beraber Soma, kirli enerji ve maden göçükleri ile gündeme gelmeye başladı. Ancak buna rağmen bir avuç Somalı da tütün ve zeytin ile uğraşmaya devam etti. Tekel fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi ile birlikte tütünden tamamen kopan Somalıların ellerinde, maden ve termik santralde çalışmaya alternatif olarak sadece zeytincilik kaldı.

Ancak 2014 yılında 301 madencinin yaşanan göçükte yaşamını yitirmesinin acısı atlatılamamışken, bu kez Yırca köyünde Kolin Grubu’nun yeni termik santral hevesi başladı ama köylülerin direnişiyle bu girişim durduruldu. Bu arada, Soma A Termik Santrali de 2015 yılında özelleştirildi. Yine de Torku Şirketler Grubu tarafından alınan termik santralin etrafı bugün boydan boya zeytin ağaçları ile kaplı.

Santraller hastalık saçtı

Bölgede maden ocakları ve termik santralin sağlığa etkisi üzerine en geniş araştırma, Ege Üniversitesi tarafından bir yılı aşkın bir süredir yapıldı; ancak sonuçlar halen açıklanmadı. Sosyal Haklar Derneği’nce yapılan incelemeye göre ise, bölgede “Nefes darlığı, KOAH, kanser, akciğer kanseri” gibi hastalıklar yoğun olarak görülmekte. Yine Soma’da her bebek, kronik astım hastası olarak dünyaya geliyor.

Bu hastalıklara termik santral ile birlikte yakılan kömürün oluşturduğu kül barajları ve maden ocaklarının etki ettiği genel bir kanı. Somalılar: “Termik santralin bacasından çıkan küller zeytin çiçeklerine, Kırkağaç kavunu olarak bilinen kavunun çiçeklerine temas ederek, özelliğini yitirmesine neden oluyor. Çiçeklerin üstüne konan kül, aynı insanda nefes darlığına sebep olduğu gibi bitkide de fotosentez yapılmasını engelliyor. Böylece bu bitkiler, yavaş yavaş verimsizleştiği gibi ömürleri de kısalıyor. Yine hayvanlar da aynı şekilde etkileniyor ve beslenemiyor. Çünkü bitkilerin üstüne yağan kül, hayvanın otlamasının önünde engel olarak duruyor” diyor.

Ahmet Kanbal/Manisa-dihaber

EN SON EKLENENLER