Aklına gelen başına mı geldi ?

“Tüccarın biri bir gün yolda Veba’yla karşılaşır.
Endişeyle Veba’ya bakar ve
“Nereye gidiyorsun?” diye sorar.
Veba, “Bağdat’a” diye yanıtlar.
“Kaç kişinin canını alacaksın?” diye tekrar sorar Tüccar.
Veba, “Çok değil, sadece 5 bin kişi” der.
Aradan zaman geçer ve Tüccar yolda yine Veba’yı görür.
Fakat duymuştur ki Bağdat’ta vebadan dolayı 60 bin kişi ölmüştür. “Bana 5 bin kişiyi öldüreceğini
söylemiştin.
Oysa sen 60 bin cana kıymışsın” diye hiddetlenir Veba’ya.
Veba ise gayet sakin ve kendinden emin,
“Ben 5 bin kişi öldürdüm.
Geriye kalanı KORKU’dan öldü” der.”
Evrende güçlü iki frekans vardır.
Biri KORKU diğeri SEVGİ frekansı…
Ve en çok hangisine odaklanırsak onu hayatımıza çekeriz: Bizler hepimiz titreşen bir enerji biçimiyiz
Sağlıklı bir vücut
65 Mhz. titreşimde olup
57 Mhz düştüğünde gribal enfeksiyona
42 Mhz ya düştüğünde ise kanser oluşumuna kadar gider..
Düşüncelerimiz ve duygularımızın da bir titreşimi vardır ve tüm hayatımızı etkiler.
KORKU ,Nefret, Öfke, Keder, Üzüntü Kaygı Endişe Önyargı gibi olumsuz /negatif düşünceler vücut
frekansımızı 12Mhz düşürür…
Ve hastalıklara zemin hazırlar..
Düşünce ve duygularımızın oluşturduğu frekansı bizler sürekli “alan”a yollarız.
Tıpkı radyo vericileri gibi ve bizimle aynı yayını yapan kişi ve olaylarla o frekanstan birbirimize bağlanır
kendimize çekeriz.
Bağlandığımız kişiler ve olaylar bizim frekans eşlerimizdir.
Yani Korku ve endişe içindeki kişinin
yaydığı korku ve endişe frekansı; adeta bir mıknatıs gibi tekrar tekrar korku ve endişe hissetmesine
neden olan olay ve kişileri hayatına çekmesine neden olur.
Bir de “Sakınan göze çöp batar”
“akıma gelen başıma geldi” vb ..
gibi kök inançlarınız varsa korktuğunuz şeyleri hayatınıza çekmemiz de kolaylaşır.
Çekim Yasasına göre;
‘Ne okuyorsak, ne hakkında konuşuyorsak, arkadaşlarımızla ne paylaşıyorsak, kendi kendimize
kaldığımızda ne düşünüyorsak ve bunu ne yoğunlukta yapıyorsak hayatımıza bunları o kadar çok
çekiyoruz.
Sürekli olumsuz şeylere odaklanıp endişe ve korku ile sürekli şikayet edildiğinde ise daha fazla şikayet
edilecek şeyi hayatımıza çekiyoruz.
Çünkü konuştuklarımız ve düşüncelerimiz ile enerjimizi negatife odakladığımız için yine aynı yayını
yapıyor ve aynı şeyleri kendimize çekmiş oluyoruz.
Gün içinde çevremizdeki kişiler ve ruh halleri bile bizim enerji ve frekansımızın yansımalarıdır
Sürekli, içinde bulunduğumuz ruh haline benzer kişileri kendimize çekeriz.
Olumlu düşüncelere odaklandığımızda;
Sevmek, Gülümsemek, Kutsamak, Yargılamadan bakabilmek Teşekkür Etmek, Şükretmek, Oynamak,
Resim Yapmak, Şarkı Söylemek, Dans Etmek, Meditasyon Yapmak, Yoga, Tai Chi, Güneşte Yürüyüş
Egzersizi, Doğanın keyfini Çıkarmak, Evrenin bize sunduğu güzellikler için teşekkür etmek
titreşmimizi yükseltmemize yardımcı oluyor.
Ne olursa olsun sevgiyle şefkatle iyi düşünerek umutla beslenen düşünce ve duygularımız frekansımızı
15 Mhz arttırıyor ve iyileşmemizi sağlıyormuş.
Fiziksel, Ruhsal ve Duygusal olarak daha sağlıklı bir hayat için:
Öncelikle duygu ve düşüncelerimizin farkında olmalıyız.
Gün içinde bilinçli ya da bilinçsiz ne hissettiğinizin ve düşündüğünüzün farkına vardığınızda bilinçli
olarak bu durumlardan kendiniz uzak tutabilirsiniz; negatif düşünce ve
duygulara sebep olan ne varsa onu seyretmeyerek, konuşmayarak o ortamlardan uzak kalarak
kendinizi bilinçli olarak korumaya alabilirsiniz.
Enerjiler bulaşıcıdır.
Zihninizden geçenlere dikkat edin !!
Güzellikleri ve Sevgiyi kendinize çekin.
Tüm dünya sevgiyle şifalansın
sevgiyle kalın…

04/05/2022 Alevinet

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri