Yaşamın Kaç Kez Çiçeklendi

1981 yılında 70 – 80 li yaşlarında 8 erkekten oluşan bir grupla yapılan 5 günlük bir deneyde deneye katılan bu 8 kişinin 22 yıl daha gençmiş gibi davranmaları istenmiş. Araştırma ekibi bu 5 gün içinde deneye katılanlara 22 yıl önceki popüler dergiler dağıtılmış, o dönemin ünlü müzik grupları dinletilmiş, tv programları izletilmiş ve kendilerini o zamanda hissedebilmeleri için her türlü ortam hazırlanmıştı. Deneyin sonunda sadece 5 gün içinde deneye başlamadan önce her türlü fiziksel ve zihinsel ölçümleri yapılmış olan bu grubun tüm ölçümleri değişmişti. Parmak uzunluklarından, hareket aralıklarına, hafızalarının gücüne kadar tüm sonuçlarda değişiklik olmuştu. Sadece 5 günde miş gibi yapıp öyle yaşayarak bedenlerinin 22 yıl öncesini hatırlatan devrelerini açmayı başarmışlar ve bunun sonucunda beden kimyaları bile mucizevi her şekilde buna tepki vermişti. Tüm bunları sadece hissetmekle kalmamışlar; yapılan testlerde fiziksel olarak da gençleştikleri görülmüş. Bu değişim sadece düşüncelerinde kalmamış, bedenleri de değişmişti. Deneyler ve yapılan araştırmalar seçimlerimiz, davranışlarımız ve deneyimlerimiz olan edimlerimiz kadar düşünce ve duygularımızın da bedenimiz üzerinde iyileşme ve yeniden yapılandırmadaki etkilerini ortaya koymuştur.

( Plasebo sensin/ Dr. Joe Dispenza ) Tüm bu araştırmalara göre genlerinizi yönetebilir ve daha genç kalabilirsiniz. Düşüncelerinizle bilinç altınızı da kodlayarak gene sinyal gönderebilirsiniz. Sadece 5 günde böyle önemli ve ölçülebilir değişimler.. Düşünceler, davranışlar, inançlar ve tüm bunların insan bedenine ve hayatına etkileri muhteşem bir şey değil mi? Düşüncelerimiz ve inançlarımızla, yaydığımız enerji ile hem bedenimize hem de hayatımızda değişiklikler yapabiliyoruz. Olumlu ya da olumsuz düşüncelere göre bir çekim yaratabiliyoruz. Olumsuz düşünceler ve duygularla bir çok rahatsızlık oluşabildiği gibi, düşünce ve duyguların dönüştürülmesi ile ve öyleymiş gibi yaşayarak bile iyileşmeyi de gerçekleşebiliyoruz. O zaman neden yaşlanma karşısında da böyle bir çalışma, böyle bir düşünce sistemi ve yaşam tarzı oluşturmayalım ki.. Zamanı biz oluşturan bizleriz; kendimize yıllar ömürler biçtik ve sonra da bu yaşlara göre bir de sınırlar belirledik.

NEDEN?? Araştırmalar ve yapılan deneylerin sonuçları ortada Hala geçmiş kalıplara inanmak uymak NEDEN?? Neden bunlara uyuyorsunuz? “Bu yaştan sonra olur mu?” OLUR! “Artık bizden geçti” Hayır geçmedi hala nefes alıyorsan ve yaşıyorsan GEÇMEZ ! Her sabah yeni güne nasıl başlarsan öyle yaşarsın hayatı.. Her gün yeni bir gün ve senin hayallerine ulaşabilmen için bir fırsat . Her yeni gün yeni bir başlangıç . Hadi şimdi başla.. Ömür kaç gündür bilinmez her sabah günlerini doldurmak için değil dolu dolu yaşamak için güne başla.. Brezilyadaki kimi yerliler, “Kaç yaşındasın?” anlamında, “Yaşamın kaç kez çiçeklendi?” diye sorarlarmış. Çiçeklerin açtığını kaç kez gördüysen, o yaştasın. Gözünün önünden geçen bahara, kaç kez dikkat kesildiysen. Hayatındaki seneleri değil gördüğün çiçekleri saymaya başla . Başardığın hayallerin yaşamındaki açan çiçeklerin olsun. Kaç hayalin var kaçını gerçekleştirdin onları say Kaç hayalin daha var gerçekleştirmek istediğin Artık geçti deme unutma hayallerinin yaşı yok Hayallerinin peşinden git ! Kaç yaşında hissediyorsan öyle yaşa! Bu hayata yaşamaya deneyimlemeye geldin senden öncekilerin sınırlarını aş Sadece 5 günde böylesi bir değişim olabiliyorsa bunu sende yapabilirsin.
DÜŞÜN! İNAN! YAP! HİSSET! VE YAŞA !! Şimdi ne kadar yaşadığını ve ne kadar yaşıyacağını saymayı bırakmanın ve hissettiğin gibi yaşamanın zamanı geldi Bedenine bu komutu verebilirsin. Nasıl ki duygular düşünceler fizik bedeninizde hastalıklara neden olabiliyor ve bu düşünceler dönüştürüldüğünde iyileşme olabiliyorsa Yeni duygular da yeni genetik ifadeleri aktive etmeye başlayan bilgi demektir. Yeniden programla bilinç altını ve bedenini, yeniden başla hayata HER GÜN YENİDEN ! Albert Camus “Bana öyle geliyordu ki, hiç öğrenmemiş olduğum, ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum.” Mevlana ise “İnsanlar bedenlerinin ölümünden korkarlar. Asıl korkulması gereken, kalplerin ölümüdür. “demiş Bırakın sayıları, yaşlara sayılara göre kendinizi sınırlandırmayı Siz yaşamayı hatırlayın her anı içinizden geldiği gibi en sevdiğiniz en güzel duygularla dolu dolu yaşamayı seçin Yaşamı, hayatın güzelliklerini sevgiyle kabul edin. Evrendeki tüm güzelliklerin yaşamın, yaşadığınızın farkında olduğunuz sevgi dolu bir hayat dilerim . Sevgiyle kalın 🙏❤️Selda Balatlı Erözen 21/10/2022

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri