Aleviler Boykotta

Geçtiğimiz hafta sonu Kadıköy’de yapılan “Laik demokratik ve anadilde eğitim” mitingi Aleviler açısından yeni bir dönemin başladığını göstermektedir.  İlk kez Aleviler kendi taleplerini, ötekileştirilmiş diğer kesimlerin talepleriyle ortaklaştırarak dile getirdiler. Kendi varlıklarını ve haklarını savunma konusunda birlikte yol alacakları kesimlerin resmini çizdiler. Ve Alevi kurumlarının ezici bir çoğunluğu kendi aralarındaki sorunları bir kenara bırakarak yan yana geldiler. Özellikle Alevi kurumları arasında muhafazakâr kimliği ile bilinen CEM Vakfı’nın temsil edildiği yapıların mitinde yer alması, sokağa inmesi bir ilke tekabül etmektedir.

Bu durum Alevilerin hak arama mücadelesindeki arayışında kendisi olmaktadır. Uzun yıllar devletin çeşitli örgütlenmelerle, vesilelerle devlette barajlamayı başardığı Aleviler bendini aşma durumuna gelmiş, kendi gücünü fark eder olmuşlardır. Bunun vermiş olduğu kendine güvenle başa Kürt özgürlük hareketi olmak üzere tüm devrimci demokratik kesimlerle ilişkilenmeye başlamışlardır. Bulundukları tüm alanlarda kimliklerinin tanınması ve ona göre adımların atılması beklentilerini her alanda dile getirir, örgütler olmuşlardır.

Tabii ki bu değişimin temel unsurlarından bir tanesi Kürt özgürlük mücadelesinin sorunların çözümünde ortaya koyduğu yaklaşımdır. Her kemsin kendini özgürce ifade edip örgütlediği, ihtiyaç duyduğu temsiliyeti belirlediği Demokratik Ulus kavramı tamda Alevilerin sorunlarını aşma ve diğer topluluklarla birlikte yaşama imkânı sunmaktadır. Aleviler bunu görmüşlerdir. Varlıklarını sürdürmenin teminatının da bu yaklaşımda saklı olduğunu Şengal, Kobani sürecinde iliklerine kadar hissetmişlerdir.

Alevi kurum ve kuruluşları Ortadoğu’da yaşananları yakından takip eder bir durum içine girerek geleceğe dair adımlarını yenden gözden geçirmektedirler. Önümüzdeki dönemde daha da net bunun sonuçlarını göreceğiz. Bu tartışmalar sürecinde Aleviler kendisini ifadeye kavuşturarak “barış ve müzakere” sürecine dâhil olacaklardır. Taleplerinin müzakere masasında olmasını isteyecekler, güçleri oranında da kabul ettirilmesi için toplumsal baskı unsurlarını devreye sokacaklardır.

Sivil itaatsizlik eylemlerinin önümüzdeki süreçte giderek artacağı da şimdiden görülmektedir. 13 Şubat 2015 tarihindeki Alevi kurumlarının çağrısıyla yapılacak olan okulları boykot bu anlamda atılmış önemli bir adımdır. Alevi örgütlenmesi açısından bir ilktir. Eğitim-Sen’in de bu eyleme destek olmak için bir günlük grev kararı alması da, Alevilerin taleplerini Türkiye genelinde gündemleştirilmesine vesile olan bir dayanışma eylemi karakterini ifade etmektedir.

Yine anadilde eğitim talebinin bu eylemliliğin bir parçası olması Kürtlerin yıllardır verdikleri anadilde eğitim hakkı mücadelesinin Aleviler tarafından da sahiplenilerek yeni bir ivme kazandığını göstermiştir. Bunun hak kazanma mücadelesinde yeni bir hareketlenmeye vesile olacağı açıktır. Birlikte hareket etmenin pozitif enerjisi ortaya çıkmıştır. Kadıköy mitingi işte bu enerjinin ortaya çıkartıldığı bir çalışma olmuştur. Sonuçları itibariyle Türkiye’deki muhalif güçlerin birlikte hareket etmesini zorunlu hale getiren bir örnek olmuştur.

Bu anlamda çalışma içerisinde yer alan Alevi Vakıflar Federasyonu, Alev Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, PSAKD ve Eğitim-Sen’i kutluyorum… Aşk ile…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri