Aleviler de görüyor!

Anlaşılan o ki; IŞİD ile içine girilen stratejik ortaklık Türkiye’yi Ortadoğu’daki kavganın içine derinlemesine çekiyor. Türkiye’nin Ortadoğu’daki müttefikleri darbe aldıkça, geriledikçe, Türkiye, savaşın direkt bir parçası haline geliyor. IŞİD ile aynı paralelde saldırıları derinleştiriliyor. Konumlamasını da buna göre yapıyor.

Rus uçağının düşürülmesi, Türkiye’nin tarafını da ortaya koyduğu gibi çıkmazlarını da birlikte getirmiştir. Sayın Davutoğlu’nun “derinlik stratejisi” Rusya uçağı ile birlikte anlamını da kaybetmiştir. Suriye dağlarına çakılmıştır. Artık başbakanın “derinlik stratejisi” ABD, AB ve NATO kapılarında hazır ola geçmiştir. Kanatlarının altına sığınmıştır. Dünya liderliği iddiasından, sığıntı durumuna gelinmiştir.

Yine dünya sanki el birliği ile Türkiye’nin IŞİD ile ortaklığına son vermek için çalışmaktadır. Herkes ve her yerden bu işbirliğine dair açıklamalar, belgeler, söylemler dile getirilmektedir. Buna bir an önce son verilmesi istenmektedir. Bu durumun yaratacağı sosyal ve siyasal sonuçları önümüzdeki günlerde daha açık bir şekilde görmüş olacağız.

Tüm siyasal reflekslerini Kürt özgürlük mücadelesi ve Kürtlerin kazanımları üzerinden okuyan Türkiye, dünyada sorunları derinleştiren, çözmeyen ve savaşı dayatan devlet olarak görülmeye başlamıştır. Demokrasinin, özgürlüklerin geliştirilmesi bir yana, şiddetin derinleştirildiği her gün çatışma haberlerinin yayıldığı, ölüm haberlerini kanıksandığı bir ülke haline gelmiştir. Türkiye iktidarı şahsında, dünyada güvenirliği ortadan kalkmış, pazarlıklarla ayakta kalmaya çalışan bir yapıya dönüşmüştür.

Kürt bölgelerindeki askeri operasyonlar ile sivil ölümleri, hiçbir dönem bu kadar aleni olmamıştı. Siyasi partilerin temsilcileri, başkanları ve belediye başkanları bu kadar keyfi uygulamalara maruz bırakılmamıştı. Medyaya hiçbir iktidar tarafından bu kadar açık teslim alınmamış, yazarları tutuklanmamış ve gazeteciler sokakta şiddete bu denli maruz bırakılmamıştır. Tahir Elçi suikastında olduğu gibi, insanlar, insan hakları savunucuları gözümüzün içine baka baka katledilmemişlerdir. Geçmiş dönemlerde gizlilik içerisinde yürütülen katliamlar, günümüzde artık aleni bir şekilde yapılırken, siyasal ve sosyal sorumluları da hiç bir zaman bu kadar açık ve pişkince kamuoyunda dolaşmamıştır.

Herkes gibi Aleviler de bu durumu görmektedirler. Bunlara bakıldığında Alevilerin ürkmesi korkması devlet ve iktidara güvenmemesinden daha doğal ne olabilir.

Türkiye’de Kürt özgürlük hareketi başta olmak üzere, solcuların, sosyalistlerin, devrimcilerin ve Alevilerin hedef alınması bir tesadüf değildir. Suriye’deki stratejik ortaklarının da saldırıların hedefinde Kürtler, Aleviler sol ve sosyalistler vardır.

Onun içindir ki AKP’nin Alevilere dair yapacağı iddia edilen düzenlemeler, bir iyileşmeyi ifade etmemektedir. Yeni bir saldırının habercisidir. Savaş konseptinin bir parçasıdır.”İrfan evleri” diyerek cem evlerinin yasal statüye kavuşturulacağı yalandır. Aleviler üzerinden söylenen bu yalan, IŞİD ve benzeri kurumların varlıklarını örgütleyeceği yapılara zemin hazırlamak için Aleviler üzerinden yalanın örgütlendirilmesidir. Dedelere maaş Aleviler içerisinde istihbarat faaliyetini resmi statüye kavuşturulmasıdır. Eleman alınmasıdır. Kısacası yapılması düşünülen düzenlemeler Alevilerin özünden koparılarak devletleştirilmesi ve Osmanlıda olduğu gibi kapıkulu askeri haline getirilmesi arzusudur. Onun içindir ki AKP projesi, Alevilerin darbelenmesi, teslim alınması ve kişiliksizleştirilmesi projesidir.

Bunun karşısında Alevilerin, devlet-IŞİD ve onların Ortadoğu politikalarına karşı net durması gerekir. Elektrik ve su parası karşılığında Alevilik satılamaz. Alevilerin vicdanı dedelerin cebine sıkıştırılmış devlet aylığı ile Yezit parasıyla kirletilemez. “İrfan evleri” adı altında irfandan nasip almamışların lütfüyle cem cemaat olunamaz.

Alevi divanı kırklar aşkına kurulmuş bir muhabbet, adalet ve hukuk meydanıdır. Kerbela’da Hüseyin aşkına dara duranların meydanıdır. Direniş aşkıdır. Pir Sultan’ın Dediği gibi; “Sefasına cefasına dayandım efendim / Bu cefaya dayanmayan gelmesin efendim”.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri