Aleviler ve YPG

“kadılar müftüler fetva yazarsa işte kemend, işte boynum asarsa işte hançer, işte kellem keserse dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” (Pir Sultan)

Ortadoğu’nun şiddet, katliam ve gözyaşı içinde olduğu bir süreçte ülkemizde seçimler oldu. Êzidîlerin göç dalgalarına, gözyaşlarına; seçim mitingleri ile eşlik ettik. Acılarını günlerce sonra ancak hissettiğimiz bu durum insanlıkla olan bağımızı da, buna karşı olan bağlılığımızı da ortaya koydu. Türkiye’de bu acı görülmezken, hissedilmezken, acının içinde şekillenen ve IŞİD katliamcılarının saldırıları karşısında yıllardır direnen Rojava ve onun  savunma gücü YPG, IŞİD çeteleri ile çatışa çatışa alana ulaşan ilk koruyucu güç olarak tüm topluluklara bir insanlık dersi verdi. Şengal’in güneşi, bir kez daha bu topraklarda ölmediğini, Hürmüz’ün ruhunun bu topraklarda dolaştığını bizlere gösterdi.

Başımızı bir kez daha önümüze eğdirdi, yokluk içerisinde bir kahramanlık hikayesi yazdı.

Kaçanlar, korkanlar ve terk edenlerin ruhuna, direncin ruhunu üfledi. Dört parçadan Kürtler, ruhen, bedenen, Şengal’e aktı. Birbiriyle sorunlu olan kesimler, YPG’nin kahramanca çıkışı karşısında birleşti. Bu ruh Êzidîlerin tarih boyunca taşımış oldukları ve ölümüne korudukları Kürt olma bilinci ve temsiliydi. İnsanlığın köklerine bir yolculuktu. Uyanıştı. Aşk olsun onlara…

Bu toprakların kadim inançlarından olan Êzidîlik, aynı zamanda Kürt coğrafyasının da ruhu olmuştur. Bu ruh Hallac’ı Mansur’da, Şeyh Ewdî’den günümüze akan hakikatin yolu, direnci olarak şekil bulmuştur. Bu dirence karşı yürütülen saldırılar insanlığın doğuşundan beri yaratılan ortak değerlere ve tarihe karşı bir saldıraydı ki; Ortadoğu’da birlikte yaşayabilmenin ruhuna karşı işlenen bir cinayet girişimiydi. Onun içindir ki YPG’nin Şengal’e girişi, müdahalesi ve IŞİD çetelerine karşı vermiş olduğu mücadele tarihin derinliklerinden gelen direnişin kendisini yeniden ifade etmesidir. YPG bu hamlesiyle insanlığa karşı işlenen suçlara sessiz kalmayacağını ortaya koymuştur. YPG, Şengal’de Alevilere sahip çıkmıştır, Êzidîlere sahip çıkmıştır, Süryanilere sahip çıkmıştır, Müslümanlara sahip çıkmıştır. Kısacası insanlıktan yana değerlere sahip çıkmıştır. Görülmüştür ki ezilenler yalnız değildir. Nerede olursa olsun ötekilere karşı saldırılarda insanlık değerlerine sahip çıkabilecek birileri vardır. İşte o birileri Şengal’de kendilerini göstermişlerdir. Toplumsal güveni birlikte yaşama kültürünü çetelere kendisini siper ederek göstermiştir. IŞİD çetelerine karşı kimin nasıl davrandığını da teşhir etmiştir. Bu anlamıyla da dostu ve düşmanı da birbirinden ayırmıştır.

Bu biz Alevilere büyük bir sorumluluk yüklemiştir. Var olan kurum ve kuruluşlarımızın bir seferberlik ruhu ile insanlık mücadelesine katılması bizler açısından hayati bir önem arz etmektedir. İnsanlığa karşı yapılan Aleviliğimize karşı yapılan ve bizleri yok etmek isteyen zihniyete karşı direniş cephesinde acilen yerimizi alıp imkanlarımızın el verdiği her alanda bu direnişe destek olmamız gerekmektedir. Adım adım ilerleyen vahşet, tarihimizi yok etmekte geçmişe dair varlığımızı  ortadan kaldırmak için her türlü kirli yola baş vurmaktadır. Bu vahşeti ortak sesimizle boğabiliriz. Hallac-ı Mansur’a doğru ilerlemek isteyen Kerbela’yı hedef alan kendinden olmayan herkesi boğazlayan günah çetesine, katiller çetesine karşı hak ile hakikatte buluşmak, bir olmak kaçınılmaz bir görev olarak bizleri bekliyor.

Alevi kurumlarının acilen bu konudaki tavrını kamuoyu ile paylaşması gerekiyor. IŞİD çetelerinden korkanlar pozisyonundan çıkmalıdır. Bunu eylemliliklerle, dünya kamuoyu ile ortaklaştırmalı, bugün göçe maruz kalan Êzidîler başta olmak üzere Türkmenler, Süryaniler, Ermeniler ve diğer tüm kesimlere yardım için kampanyalar başlatmalı, var olan kampanyalara dahil olmalı ve Hüseyin hakkı için Kerbela’ya yürümelidir.

YPG direnişi Kerbela’dan davettir…

Bilinmelidir ki; bugün her yer Kerbela’dır. Kerbela dirilişin, direnişin, ihanetin ve sessizliğin mekanıdır. Biz Aleviler Hüseyin’in direnişinin evlatlarıyız. Ve bizler Zeynep’in lanetiyle lanetlenmiş, sessizler tayfası değiliz. Zeynebin lanetiyle lanetli olsunlar ki; o sessizler, binlerce yıllık acıların sorumlularıdırlar. Binlerce yıldır dökülen kanın, çekilen acının, her yıl lanetlenenleridirler. Onlardan olmamak için Kerbela hakkı için, mazlumun sesine kulak verelim. Bilelim ki katil ne kadar büyük olursa olsun, hak ile hakikat direnişi her daim güçlüdür. Aynı Hüseyin gibi, ölümsüzdür. Aynı Şengal’i korumak için yola çıkan Rojavalı bir avuç kahraman gibi… Onun için biz Aleviler, Şengal’e yürüyen kahramanların emeği önünde saygıyla eğiliyoruz. Şehitlerimiz önünde minnetle eğiliyoruz. Şah’ı Şehidi Kerbela gibi tarihe bir not düştüklerini biliyoruz. Mansur darında, Hallac’ı Mansur huzurunda direnişe duran tüm canları selamlıyoruz. Muhabbet ile…  Aşk ile.. 15.08.2014

34 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri