Beş Ses Bir Nefes

“Hazreti şahın avazı
Turna denen bir kuştadır
Asası Nil deryasında
Hırkası bir derviştedir
(Pir Sultan Abdal)

Geçen günlerde İsviçre’nin Basel kentinde moderatörlüğünü yaptığım Beş Ses Bir Nefes başlıklı panele Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Sekreteri Bülent Ant, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Av. Ali Yıldırım, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Müslüm Doğan, Basel Alevi Kültür Merkezi Başkanı Seyit Erdoğan ve Sanatçı dostumuz Dr. Gani Pekşen katıldı.

Türkiye ve Avrupa’daki Alevilerin Birlik Sorunları’nı tartıştık. AABK’nin Türkiye’deki Alevi kurumlarına, ABF ve PSAKD’nin AABK’ye yönelik eleştirileri halka açık bir panelde dile getirildi.

Panelde Aleviliğin ilk kez bu kadar gündemi meşgul ettiğine dikkat çekildi. Türkiye’deki siyasi partilerin Alevilere dair ardı ardına açıklamalar yaptığı bu günlerde, Alevilerin süreci “birlikte yol almak” tartışmaları ile karşılık vermesinin doğru bir yaklaşım ve kaçınılmaz acil bir görev olarak önümüzde durduğu vurgulandı. Görünen o ki; bu tartışma ve paneller yaygınlaşarak devam edecek…

Türkiye uzun süredir, özelliklede Toplumsal Barış ve Müzakere süreci ile birlikte yeniden yapılanma dönemine girmiştir. Türkiye’deki tüm dengeler yeniden şekillenmekte herkes kendi gücü oranında bu sürece dahil olmaktadır. Kaçınılmaz olarak Kürt siyasetinin gücü ve dönüşümü demokrasiyle bütünleştürmek isteyen cephesine karşı, geçmişte direnen ve onu revize ederek devam ettirmek isteyen muhafazakar kesim arasındaki mücadele her alana yansımaktadır.

Alevilerde bu mücadelede kendi yerlerini almak, konumlarını belirlemek sürecine dahil olmuşlardır. Alevi kurumları istese de istemese de böyle bir sürecin içinde olacak; altyapıya sahip olsunlar ya da olmasınlar devleti yeniden dizayn etmek isteyenlerin tartışmalarının parçası olmaktan kurtulamayacakları ortadadır.

Bu durumu değişik cephelerden Alevi kurumları içinde bir tartışma süreci başlatmıştır. Türkiye başta olmak üzere Avrupa’nın birçok şehrinde konferanslar, paneller ve birliklere adımlar atılmaktadır. Bu adımlar hangi gerekçelerle olursa olsun Aleviler açısından varlıklarını hissettirme anlamında ciddi rol oynamaktadır. Türkiye’de Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu ve Alevi Dernekler Federasyonu ilk kez birlikte açıklama yapacak düzeye gelmişlerdir. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Demokratik Alevi Federasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Alevi Kültür Vakfı kendi aralarındaki sorunları kitleler önünde konuşarak bir halk mahkemesindeymiş gibi davranma yetisini göstermektedirler.

Alevi ögretisine uygun olan adımların atılması Alevilerin bu kurumlara olan güvenini tazelemektedir. Alevi kurum temsilcilerinin kendilerini aşma zamanı gelmişti. Yola turab olma zamanı gelmişti.

İşte bugün atılan bu adımlar her ne kadar içinde yanlışlar barındırsa da doğruların ağır bastığı bir süreci bizlere sunmaktadır. Devletin Alevilere kendi sistematiği içerisine almasını engelleyen bir yapının doğmasına vesile olmaktadır.

Varlığını tekleştirme üzerine kurmuş olan sisteme karşı çoğulculuğu esas alan demokrasi güçlerinin bir rengi olarak kendisini daha çok hissettirmektedir. Demokrasi güçlerinin yanında kendi rengiyle var olmaktadır.

Onun içindir ki bu toplantılarda her kurumun ve kişinin kendi öz eleştirisiyle işe başlaması bu toplantıların daha çok sonuç vermesinin sağlamaktadır. Şimdiye kadar yapılan toplantılar ve görüşmeler bu çerçevede olmaktadır. Tabi ki böylesine bir yaklaşım, böylesine bir tartışma ortamı kimi gerginliklere de vesilesi olabilmektedir. Bunu eteğimizdeki taşların dökülmesi olarak algılamak, okumak mümkündür. Bu dönem Alevi Hareketi’nde bir arınma, aklanma süreci olarakta ele alınabilinir. Bilinmelidir ki; değişim süreçlerinde varlığımızın hissettirdiğimiz kadar varız.

Hiçbir şey Aleviliğin birlikte yaşama, ortak üretim ve paylaşım kültürünün yaşatılmasından önemli değildir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri