İslamcı-Kemalist ittifak!

Türkiye, Kemalizm’in “yenisine” evirilmiştir. 15 Temmuz ile birlikte Laik-Kemalist Cumhuriyete son verilmiştir. İslamcı-Kemalist faşist kliğin egemenliği üzerinden anlaşma sağlanmıştır. Gizli kapılar arkasında başlayan vals, Saray’daki biatle deklere edilmiş, köşkte devam etmiştir. Ulusalcı faşist kliğin temsilcileri de artık Erdoğan iktidarının neferleri haline gelmiştir.

İslamcı-Kemalist iktidarın hedefi de açıkça belirlenmiştir. Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere demokrasi güçleri tehdit ve saldırı altındadır. Alevilerin, Kürtlerin yok edilmesi üzerinde uzlaşan, savaş kliklerin ilk icraatı da Suriye’deki Kürt kazanımlarına saldırmak olmuştur.

Suriye’de zirve yapan IŞİD ortaklığı, uzun zamandır Türkiye içinde örgütlendirilmiştir. Erdoğan merkezli selefist anlayış, muhaliflerine karşı saldırıları IŞİD üzerinden geliştirmiştir. HDP ve demokrasi güçleri başta olmak üzere Avrupa’ya mesajlar IŞİD saldırıları üzerinden gönderilmiştir. Türkiye Cumhuriyet’inin paravan bir örgütü olarak, devletin illegal işlerini JİTEM, Hizbullah yerine IŞİD’e havale edilmiştir. En son bu ortaklığın bir ürünü olarak Antep’teki saldırı yaşanmıştır. Antep saldırısı biçim ve sonuçları itibariyle bir devlet saldırısı, Kürt düşmanlığı üzerine kurgulanmıştır. Tüm veriler, sonuçları itibariyle İslamcı-Kemalist ittifakın çıkarlarına olduğunu göstermektedir.

Diğer IŞİD saldırında olduğu gibi…

11 Mayıs 2013 Reyhanlı’ya bombalı saldırı,

20 Mart 2014 Niğde’de çatışması,

6 Ocak 2015 Sultanahmet’te bombalı saldırı,

18 Mayıs 2015 Adana ve Mersin’de HDP’ye bomba,

5 Haziran 2015 HDP Diyarbakır mitingine bombalı saldırı,

20 Temmuz 2015 Kobani dayanışmacılarına yönelik, Suruç katliamı,

10 Ekim 2015 Barış Mitingi Ankara Gar saldırısı,

12 Ocak 2016 Sultanahmet saldırısı,

20 Mart 2016 İstanbul Sultanahmet saldırısı,

29 Haziran 2016 Atatürk Havalimanı saldırısı,

20 Ağustos 2016 Antep Kürtlerin düğününe saldırı,

Bu tablo IŞİD’in kimlere hizmet ettiğini göstermektedir. Emir komuta zincirini ele vermektedir. Erdoğan’ın hedefinde olanların, IŞİD’in de hedefinde olması tesadüf değildir. Bu ülkede her gün baştan aşağıya eylemler olmaktadır. Gösteriler olmaktadır. Her ne hikmetse hep saldırıya maruz kalanların demokrasi güçleri olmasını başkaca neyle izah edebiliriz.

Hedefte olanlar belidir. Hedefi gösterenlerde belidir.

Sonuçları itibariyle katliamların sorumluluğu saldırılardan nemalanan, siyasi, ekonomik rant elde eden iktidarın ve onun yeni ortaklarının üstündedir. Tarih bunu tüm detaylarıyla notlayacaktır.

Önümüzdeki günlerde yeni -İslamcı-Kemalist- ittifakın açık saldırıları devam edecektir.

Dönemin savaşının Aleviler üzerinden yürüyeceği açıktır. Laik-Kemalist kesim, İslamcı-Kemalizm’e dönüşmüştür. İslamcılar Kemalizm düşmanlığından, Kemalistler Laiklik iddialarından vazgeçmişlerdir.

Alevilere bu ittifak içerisinde yeri yoktur.

Onun içindir ki, dönemin en acil sorunu Alevilerin örgütlenmesi ve kendilerini bu saldırılara karşı koruyacak önlemleri almasından geçmektedir. Aması, fakatı, öncesi ve sonrası kalmamıştır. Alevi kurumlarının kendi aralarındaki farklılıkları tartışması, tartışmak suretiyle ayrıştırması, ayrılıkları derinleştirerek Alevileri güçten düşürmesi bu dönem için fazlaca lüks durmaktadır.

Sorunsallık ölüm kalım çizgisinde kapımızdadır. Bu sorumluluğu göstermeyen Alevi kurumları, başkanları, yöneticileri, dedeleri, pirleri, talipleri, yazarı, çizeri, sanatçısı hak divanında dara duramayacaklardır. Alevilerin en büyük tehditle karşı karşıya olduğu bir süreç içinden geçmekteyiz. Bunun bilinciyle, Hz. Zeynep’in laneti onların üstüne olsun ki; “zalimlerin zulmü varsa mazlumun ahı vardır”.

Yezit’in şatafatlı sarayından geriye bir mezar taşı dahi kalmamıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri