Maraş, güzelleşmiştir!

“Ceryana, zincire boyun eğmedik
Direndik direndik işkencelerde
Halk uğruna bundan daha evveli
Ölenleri andık işkencelerde”
(Emekçi)

Aleviler, binlerce yıldır itikatlarını, doğdukları mekanları kutsayarak onlara anlamlar yükleyerek, kendi değerlerini yaratmışlardır. Birçok Alevi kurumu, bu mekanlar, ziyaretler, ocaklar üzerinden bugüne gelmiştir. Asimilasyona karşı da hala bu mekanlar direnmektedir. Kimi ziyaret ve dergah Alevilerin yaşadığı bölgeler içinde olmasa da varlığını sürdürmekte ve diğer inançtan kesimlerin kutsalı olarak kendi yaşamını idame ettirmektedir. Bunlardan bir tanesi de Elazığ-Keban’ın Piran beldesindeki Akgömlek Köyü’ndeki Sultan Sinemilli Türbesi’dir -ki hala bölgede işlevini korumaktadır-.

Aleviliğin hakikatçi kolundan keramet ocakları diyebileceğimiz mekanlarda, emek, direniş ve ortak yaşam kutsanmaktadır. Pazarcık’ta Elif Ana, Ali Kute, Tıllo Hake, Emedhazi gibi keramet sahiplerinin emekleri etrafında Alevilik varlığını sürdürmektedir. Dağın taşın suyun kutsallığına atfen emeğin kutsanması, ortakçı yaşamın kutsanması, şimdilerde şehit mezarlarının kutsanmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Aleviliği temel değeri olan insanın yüceltilmesi ve bu yücelik temsilcilerinin kutsanması ana fikri, bugün Mazlum Doğan’ın, Sakine Cansız’ın mezarları başında yakılan mumlar, Fidan Doğan’ın mezarına bırakılan teberiklerde kendini göstermiş; onların artık Aleviliğin vazgeçilmezleri arasında yer aldıklarını  ortaya koymuştur.

Bu yıl Sevdilli’de Fidan Doğan anısına yapılan Sev-Der Halk Festivali bu bütünleşmenin ve sahiplenmenin hak ile hakkaniyet içinde olduğunu göstermiştir. Alevilerin kutsalına Şeyh Bedrettin gibi Fidan Doğanlar eklenmiştir. Binlerce kişi, yaşlısı genci Fidanların gölgesinde şarkılarını söylemiş, semaha durmuş, varlığını kendi kökleri üzerinde haykırmıştır. Yüzyıllardır yasaklı olan Kürt kimliği, Alevi kimliği ve sol duruş varlığını hissettirmiştir.

Eskiden gizli odalarda sessizce dinlenen şarkılar mikrofonlardan, sahneden herkes tarafından dinlenmiştir. Sevdilli’de Fidan Doğan festivalinde Şehit Sefkan’ın “Kürdün Gelini” bölgenin ilk şehidi Mustafa Bozkurt’un anısına çalınmıştır. Toprak uyanmıştır. Artık kurbanlar ve adaklar bu toprakların kahraman çocuklarınındır. Dualar ve semahlar, bu çocuklarındır.

Aynı Engin Sincer gibi bu toprakların yetiştirmiş olduğu kahraman evlatları “hakkı verilmiş yaşam” etrafında binlerce kişi Maraş’a yüzünü dönmüş ve kendisini haykırmış; “Biz varız” demiştir. Tüm baskılara, zulme, katliama rağmen topraklarını terk etmemiş olanların güç aldığı, dara durduğu bir mekan olarak artık Alevilerin kutsallarındaki yerini almıştır. Aleviler, Maraş’ta hakkın ve hakikatin mekanında, Engin Sincer huzurunda ceme durmuştur. Pirin huzurunda aklanmıştır. Aklanmak için kutsal mekanlarını ziyaret eden binlerce kişi, hakikat yolculuğunun bir kez daha şahitleri olmuştur.

Geçmişten günümüze kutsanan ve kutsal olan mekanlarımızın gücüyle ayakta duran Aleviler, bu duruşlarıyla kendilerine sahip çıkabilmenin mutluluğunu Maraş’ta yaşamışlardır. Maraş, güzelleşmiştir. İnsanları, kadınları ve çocukları güzelleşmiştir. Maraş katliamının yaratmış olduğu korku siyaseti bu yıl Maraş’ta çökmüştür. Maraş’ın Kürtçe ağzıyla, deyişler, semahlar yeniden söylenmeye başlamış, televizyonlarda programlar yapılarak, yazılar yazılarak, albümler çıkarılarak hakikatin huzurunda yeniden diriliş, emekle örülmeye başlanmıştır.

Görünen odur ki; hak ile hakikat yolculuğu kendi kökleriyle buluşup güçlenmektedir. Daha güçlü bir birliktelik için önümüzdeki dönem içerisinde özellikle de Maraş katliamı yıldönümü öncesinde toplantılar, konferanslar yapılarak daha hazırlıklı bir şekilde Maraş’a Maraş’ın içine gidilecek, Yörük Selim’de Maraş katliamı şehitleri anılacaktır. Onun için bugünden hazır olmak, hazırlanmak Alevi kurumlarının önemli bir görevi olmalıdır. Hak ve hakikat ışığı bizi Maraş’a çağırıyor. Gerçeğin demine…

68 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazarın diğer makaleleri