Hıdırellez

(Hıdır (Hızır) ve İlyas): Toplumsal belleğin ve gelecek ütopyasının tasarımsal örgüsüdür. Bu bağlamda, iyiliğin, dayanışmanın, zenginliğin, verimliliğin, barışın ve kardeşliğin imgesel ismidir.

Hıdır Arapça bir sözcüktür ve erkek ismidir. Arapça Hadra’dan dilimize girmiştir.

Hadra; yeşil anlamına gelir. Dilimize Hıdır veya Hızır olarak girmiştir.

Hıdır veya Hızır aslında aynı kimlikle anılırlar. Hıdır deyince Hızır, Hızır deyince Hıdır akla gelir. İşlevleri ve etkileri aynıdır. Hıdır ve Hızır yeşil rengiyle özdeşleştirilmiştir.

Hızır ya da Hıdır neden yeşil rengiyle özdeşleştirilmiştir. Bunun nedeni yeşil renginin anlamında gizlidir.

Bilindiği gibi Yeşil doğanın yaratıcı rengidir. Baharla özdeştir. Üremeyi ve yeniden var olmayı simgeler. İnsanı rahatlatan bir tondur. Yaşama zevki katar ve insana estetik bir tat verir. Doğanın yeşilliği çekicidir ve haz vericidir. Yeşil alan insana güven katar. Güven insanın rahatlığıdır. Yeşil insan ömrünü uzatır. Kısacası, yeşil, zenginliğin, huzurun, verimliliğin, yeniden doğuşun vs. rengidir ve yaşama bağlılığın simgesidir.

Bu durumda demek ki Hıdır veya Hızır; üretici, zenginleştirici, güven verici, besleyici, yaratıcı, gönendirici, haz verici, yaşama döndürücü… vs. bir işlevsellik taşımaktadır.

İnsanların en büyük ütopyası bu güzel değerlerin yaşamda gerçeğe dönüşmesidir. Oysa gerçek yaşamda bu böyle değil. Dünyanın her yanında yoksulluk, kavga, geçimsizlik, vurdumduymazlık, güvensiz yaşam alanları, öldürmeler, savaşlar, açlar, acılar, kederler, zorda kalmalar…vs. yaşanmaktadır.

O halde insanlığın bu güzel ütopyasının geleceğe taşınması gerekmektedir.

Hıdır ve İlyas, aynı içeriklerle bezenmiş, aynı nitelikler yüklenmiş iki farklı isimlerle anılsalar da özellikleri ve algılama yönüyle aynı kimlikleri taşımaktadırlar. Her iki ismin en temel ortak yanı ve ortak anlamı “zorda kalanlara yardımcı olmaktır”.

Gerçektende Halk arasında ki inanca göre Hızır ve İlyas iki kardeştirler. İkisi de aynı öz görevle davranır. Hızır ve İlyas (Hıdrellez) insanlara iyilik için uğraşan düşsel iki ulu insandır. Ama birisi karada yaşayanlara (Hızır), diğeri ise denizde yaşayanlara (İlyas) yardım eder. İki yılda bir kez bir araya gelir. Bunlar bir araya geldiğinde yaz mevsimi başlar. Hızır ve İlyas’ın birleştiği tarih “Hızır günü de denilen” 6 Mayıs’tır. Doğanın en çok devindiği dönemdir. İnsanların güneşle daha çok buluştuğu, eğlendiği, dinlendiği bir dönemdir bu dönem.

Hıdır ya da Hızır karada yaşayanların imdadına, yardıma koşan; İlyas ise denizlerde, Kasım’sa havada zorda kalmış olan insanlara yardımcı olan ve onları kurtaran ve aynı özelliklerle bezenmiş tasarımsal efsanevi kişiliklerdir.

Bu üç olguya verilen kimlikler, esasında güneşin dünya üzerinde ki ve atmosferdeki etkileriyle, bu etkilerin insanlar üzerinde bıraktığı izlenimler ve insan bilincinin bu izlenimlere yüklediği anlamların bir sonucudur. Döngüsellik içinde dünyada gerçekleşen ısısal değişimler, mevsimsel geçişleri doğurmakta ve bu geçişler sürecinde de dünyada insan yaşamını etkileyen önemli olaylar ve olgular yaşanmaktadır. İşte insanoğlunun ve insankızının dünya da mevsimsel geçişlerle oluşan, söz konusu olumlu veya olumsuz doğa olaylarına yönelik algılar sonucunda söz konusu bu “kutsal kimlikler” ortaya çıkmıştır. Esasında bu kimlikler, insanların yüklediği mitolojik kişiliklerdir. Mitoloji de, doğanın kutsanması ve animist algı çok temel bir anlayıştır.

Bugün insanların ateş yakıp üzerilerinden atlamaları; aslında İlyas’ın ateşten oluşmuş bir atla göğe yükselmesinin imgesel bir anlatımıdır.

Yine ateş üzerinde atlamak, kötülüklerden arınmak, güzel bir dünyanın değerlerini eski kötülüklerden sıyrılarak kurmak isteyenlerin yine imgesel bir göstergesidir.

Çünkü ateş aynı zamanda temizleyici ve arındırıcıdır.

Hıdır ve İlyas, insanlığı kurtuluşa taşıyan kimliktir. Her toplum, belirli zamanlarda karmaşaya akar. Her insan yaşamının belirli dönemlerinde zorluklar yaşar. Doğa da kaos ve kozmos art arda gelir. Yani, hiçbir nesne, oluşum, olgu vs. her zaman, her süreçte aynı konumda kalmaz. İşte Hızır (hıdır), bu konumsal değişiklikleri, yani hal değişimlerini yapan itici gücün soyut adıdır. Tamamen düşsel bir kişiliktir. Her an her yerde, insanın karşısına bu kişilikler çıkabilir. Hızır veya İlyas, eyleme dönüşmemiş enerjinin, eyleme dönüşmesinin insan zihninde ki algısıdır.

Bu anlamda, topluma ışık olan, insanın bilincini uyaran, topluma öncülük eden, insanı darda kurtaran, toplumsal değerleri insan yararına dönüştüren vs her olgu ve olay özünde Hızır, Hıdır veya İlyastır.

Hızır, toplumsal belleğin uyanışı ve insanlığın gelecek ütopyasının zihinlerde açığa çıkışının ve bu anlamda toplumsal aklın yeniden canlanışının bedenleşmesidir.

Doğa kışın dinlenir. Bahara doğru tohumlanır. Bahar da uyanır ve Mayıs aylarına doğru üretir. Hızır, bu süreci gerçekleştiren enerjinin kavramsal adıdır, bir anlamda söz konusu enerjinin halk tarafından vücut bulmasıdır. Doğanın besin sunması ve insanların bu besinle buluşması Hızır ve İlyas kimliğiyle özdeş kılınmıştır.

Bu anlamda Hıdrellez, Doğanın yeniden doğuşunun ve besin sunuşunun insanlarca kutsanmasıdır.

Tüm canların Hıdrellez’ini kutluyorum….

EN SON EKLENENLER