Bir Mezar Taşı Kaç Anne eder!

Bugün anneler günü… Oğullarına, kızlarına kavuşamayan anneler… Hani her hafta cumartesi saat 12:00’de Galatasaray lisesinde evlatlarının kemiklerine kavuşmak için beklediği yer! Bugün anneler günü, bugün onların günü… 

GÜLŞEN İŞERİ

 “BİR MEZAR TAŞI KAÇ ANNE EDER”

Türkiye “gözaltında kayıp” gerçeğiyle 1980 sonrasında karşılaştı. İlk kayıplardan Hayrettin Eren’in, 21 Kasım 1980’de İstanbul’da güvenlik güçlerince gözaltına alındığı arkadaşları kanalıyla ailesine iletildi…

Hayrettin Eren’den 33 yıldır haber alınamadığı gibi 1980 1990 arasında İstanbul,  Ankara,  Bingöl,  Siirt, Kars, Siverek ve Hakkari’den 12 insan daha gözaltında kaybedildi.

Gözaltında kayıplar 1990 yılı ile birlikte her gelen yılla birlikte, çoğu da Olağanüstü Hal Bölgesi’nden (OHAL) olmak üzere artış gösterdi. İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) yapılan resmi başvurularda bugün gelinen noktada 3248 gibi bir sayıya ulaştı.

Cumartesi Anneleri’nin eylemlerine ilham veren başka kayıpları; Arjantin’i, Plaza Del Mayo annelerinin 30 yıl süren mücadeleleri bugün hala konuşulurken; Türkiye’de binlerce kayıp ve onu bekleyen anneler… Sadece bir mezar taşı isteyen anneler… Bir mezar taşı kaç yıla denk gelir ki? Bir mezar taşı annelerin gözyaşına merhem olur mu ki? Bir mezar taşı “anne ben geldim, bak oğlun” der mi ki?

“ANNE BEN GELDİM, OĞLUN”

Onlar çocuklarını bekledi pencere önünde… “anne ben geldim, oğlun…” lafını duymak için geceyle gündüzü birleştirdiler.

Berfo Ana mücadelenin sembolüydü… 33 yıl boyunca oğlu Cemil Kırbayır’ı aradı… 105 yaşına kadar direndi.  12 Eylül davasına müdahil oldu; “oğlumu neden vermiyorsunuz” diye soruyordu, kemiklerine kavuşmadan ölmeyeceğim dedi; olmadı… Berfo ana 105 yaşında oğlunun hasretiyle yaşama veda etti.

Oğlunun mezarına kavuşamayan bir başka anne ise 12 Eylül’de idam edilen ve sonrasında kaybedilen Veysel Güney’in annesi Zeynep Güney ‘di… O da oğlunun hasretiyle geçen yıl kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti.

 “BİZ DE YOK!”

Hasan Ocak; 20-21 Mart 1995 tarihinde kaybolduktan 55 gün sonra Beykoz’da ormanlık alanda boğularak öldürülmüş ve vücudunda işkence izleriyle bulunmuştu… Ocak kimsesizler mezarlığındaydı…

Rıdvan Karakoç 20 Şubat 1995 yılında kaybedildi… İşkence yapılmış bedeni de Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldü. Aile bu bilgiye 26 Mayıs 1995 tarihinde ulaştı. Ardından Karakoç’un cenazesi, Gazi Mezarlığı’nda toprağa verildi…

Aynı yıl kaybedilen Mehmet Emin Aslan’ın cesedine değil ama şubat’ta Mardin Dargeçit’te kemiklerine ulaşıldı…

Yine 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Ömer Çetin ve Ahmet Güler’e ait kemikler Dargeçit Güçlükonka’taki kazılarda ortaya çıktı.

Sait Şen, Beşir Başkök, Abdullah Güler ve Seyhan Doğan… Kazılarda kemiklerine ulaşılan isimler oldu…

1995 yılarında, Murat Yıldız, Kenan Bilgin, Mehmet Özdemir, Nazım Gülmez kaybedildi… Emniyete her başvuruda her kayıp için yanıt aynıydı: Bizde Yok!

“Bugün Anneler Günü, Annem Beni Unut”

ZEYCAN YEDİGÖL-Nurettin Yedigöl’ün annesi- 10 Nisan 1981 yılında kaybedildi

Biz tarlalarda çalışarak çocuklarımızı okuttuk. Ben oğlumu bin bir güçlükle okuttum. Bileydim böyle olacağını, oğlumu çoban yapar, okutmazdım. Öldüğümde oğlumun kemiklerini kucağıma koysunlar. En azından kemikleri bulunsun.

HANİFE YILDIZ-Murat Yıldız’ın annesi-23 Şubat 1995 yılında Kaybedildi

Murat 19 yaşındaydı… Tek çocuğumdu, onu da benden aldılar. Sevgi doluydu… Adalet oğlumu buradaki kayıplar gibi kaybetti, beni de 18 yıldır acıya mahkum etti. Kayıpların akıbetinin açıklanmasını, kaybedilenlerin yargılanmasını istiyoruz. Çok mu?

15 yılda ne acılarımız bitti, ne hasretimiz, ne de ızdırabımız. hep düşünüyorum bir anlam veremiyorum. Çünkü bu bir anaya yapılmaz. Beş yıl boyunca mahkemelere gittim geldim ne yazık ki ben mağdurdum, ama mağdur edenler mağdur gösterildi. Biz 15 yıldır  bağırıyoruz,  sesimizi duymadılar…

EMİNE OCAK-Hasan Ocak’ın annesi-21 Mart 1995 yılında kaybedildi

Oğlumu görmeye çiçeklerle gitmiştim, çiçekleri çöpe attılar. 18 yıldır Hasanı mı bekledim; ama hiç gelmedi. Kaybedilen herkes benim kardeşim, ciğerimdi…

ELMAS EREN-Hayrettin Eren’in annesi-21 Kasım 1980’de kaybedildi

Bütün evlatlar güzeldir. Benim evladım da dünyanın en güzel evladıydı. Bu güzel evlatların, annelerin suçu ne? Biz varız, onları neden kimsesizler mezarlığına gömdünüz? Onları verin bize… Başbakan Erdoğan’a demiştim;  “Senden oğlumun mezarını istiyorum. Tek bir kemiğine bile razıyım.” Oğlumun tek kemiğine razıyım.

HATİCE TORAMAN-HÜSEYİN TORAMAN’IN ANNESİ-27 Ekim 1991 yılında İstanbul’da kaybedildi

Oğlum kahvaltı için ekmek almaya gittiği sırada beyaz bir minibüse ite kaka bindirildi, tek suçu solcu olmaktı. Kimsenin gözünün yaşına bakmadılar. Ezilenlerin hakkını arayan çocukları katlettiler.  O dönemde Süleyman Demirel’e oğlumu sorduğumda “Senin oğlun benim cebimde mi!” dedi…  Vicdanı rahat mı? Bir gün duymadı, soruşturma başlatmadı. Ama neyi soruşturacak polise de devlet öldürtüyor… Keşke tabuta koyup getirselerdi oğlumun öldüğünü bilseydim… “

EN SON EKLENENLER