BM İşkence Özel Raportörü: Türkiye’de işkence ve kötü muamele var…

BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer, 15 Temmuz askeri darbe girişiminin hemen ardından Türkiye’de işkence ve kötü muamelenin yaygın bir şekilde uygulandığı izlenimi edindiklerini söyledi. Melzer, Gözaltı süresini yargı denetimi olmadan 30 güne çıkaran ve 5 güne kadar avukatı ile görüşmesine izin vermeyen KHK’lerin endişe verici olduğunu söyledi

Birleşmiş Milletler (BM) İşkence Özel Raportörü Nils Melzer, 15 Temmuz askeri darbe girişiminden hemen sonra başlayan ve Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasıyla daha da artan gözaltı ile tutuklama işlemlerinde işkencelerin arttığına ilişkin iddiaları araştırmak için Türkiye’de temaslarda bulundu. Melzer, 27 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirdiği temasları süresince Ankara, İstanbul, Amed ve Riha (Urfa) gitti. Ankara’da Adalet, Dışişleri ve İçişleri bakanlıkları yetkilileriyle görüşen, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’da da temaslarda bulunan Melzer, İstanbul Adli Tıp Kurumu yetkilileri, insan hakları örgütleri temsilcileriyle de bir araya geldi. Melzer, Sincan F tipi cezaevi ile Kadın Ceza İnfaz Kurumu’nu, Diyarbakır D ve E tipi cezaevlerini, İstanbul Silivri cezaevini, Riha ve İstanbul’daki polis karakollarını da ziyaret etti.

‘Toplumda genel bir korku ve güvensizlik hissiyatı’

Bulunduğu temasların sonuçlarını Ankara’da düzenlediği basın toplantısında anlatan Nils Melzer, temeslar boyunca hem resmi yetkililerle hemde tutuklularla görüştüklerini söyledi. Türkiye’nin 90’lı yıllar sonrasında işkenceye karşı sıfır tolerans politikasını hatırlatan Melzer, bu politikanın 15 Temmuz askeri darbe girişimi ve arkasından yürürlüğe giren OHAL uygulamasıyla zayıfladığını tespit ettiklerini anlattı. 15 Temmuz’un hemen ardından ‘toplumda genel bir korku ve güvensizlik hissiyatı’ oluştuğunu, işkence ve kötü muamele iddialarının araştırılamadığını belirten Melzer, “Gözaltı süresini yargı denetimi olmadan 30 güne çıkaran ve 5 güne kadar avukatı ile görüşmesine izin vermeyen Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) endişe verici. Avukata ve yargı denetimine hızlı bir şekilde erişim; işkence ve kötü muamelenin ortaya çıkmasına katkı yapacak bir ortamın gerçekleşmesinin önlenmesi açısından vazgeçilmezdir” diye konuştu.

‘Tarafsız acil soruşturma’

15 Temmuz’un hemen ardından başlayan gözaltı ve tutuklamalarda kolluk kuvvetlerinin keyfi olarak hareket ettiğini ve işkence-kötü muamele uygulamalarından çekinmediğini tespit ettiklerini söyleyen Melzer, tutuklu ve hükümlülerle yaptıkları görüşmelerde ‘derin ve uzun süreli bir travmaya’ tanık olduklarını vurguladı. Melzer, tutuklu, avukat ve sivil toplum kuruluşu yetkililerinin ifadelerine atıfta bulunarak “İşkence ve kötü muamele 15 Temmuz sonrası günlerde ve haftalarda, özellikle de yakalama sırasında, polis veya jandarma nezarethanelerinde yaygın olarak uygulanmış gibi görünüyor” diye konuştu. Bu tür iddialara yönelik adli müdahalenin yetersiz kaldığına dair güvenilir raporlar aldığını belirten Melzer, yetkili makamlara iletilen birçok işkence şikayetinin de etkin bir şekilde takip edilemediğinden yakındı. Melzer, “Adli sistemdeki yıldırma ve güvensizlik iklimi; vatandaşların, avukatların, doktorların ve insan hakları temsilcilerinin şikayette bulunma cesaretlerini kırıyor” dedi ve Türk makamlarına işkence iddialarına yönelik ‘acil, tarafsız ve kapsamlı soruşturma başlatılması’ çağrısında bulundu.

Cezaevleri yüzde 200’den fazla dolu

Cezaevlerindeki genel koşulların ‘tatminkar’ olduğunu ancak gerçek kapasitelerinin yüzde 125 ve yüzde 200’den fazla oranında dolu olduğunu gördüklerini vurgulayan Melzer, “Bu durum tıbbi bakım, çalışma, eğitim faaliyetleri ve aile ziyaretlerinin sıklığını olumsuz etkiliyor. Cezaevlerinde hükümlüler en mahrem ihtiyaçlarını bile gidermekte zorluk çekiyorlar” dedi.

’48 saatten fazla…’

Hükümlülerin temiz hava olmadan, gün ışığından yoksun bırakıldığını, zaman mevhumunu yitirdiklerini ifade eden Melzer, “Hükümlüler 48 saatten fazla nezarethanelerde tutulmamalı” uyarısında bulundu. OHAL koşullarının cezaevlerindeki durumu daha da ağırlaştırdığını vurgulayan Melzer, “Türkiye’deki güvenlik ortamı değişken ve hükümet de yeni darbe girişimlerine karşı önlem almakta haklı ancak işkenceyle mücadeleden de taviz verilmemeli. İşkenceye karşı sıfır tolerans ısrarla uygulanmalı ve tüm iddialar araştırılmalı” dedi. Türk makamlarının işkence iddialarına ilişkin kendilerine istatistiki bilgiler de verdiklerini ancak bu bilgileri henüz analiz edemediklerini söyleyen Melzer, kapsamlı raporlarını 2018 Mart’ında BM İnsan Hakları Konseyi’ne sunacaklarını dile getirdi.

ANKARA

EN SON EKLENENLER