’20 Temmuz benim için babasızlığın günü’

Suruç’ta katledilen gençlerin arasında bulunan İsmet Şeker’i elinde şekerle uğurladıklarını belirten kızı Yağmur Şeker, “Her şey Suruç’la başladı ve her şey Suruç aydınlatılırsa açığa çıkacak. O gün benim için babasızlığın günü. 2 değil 200 yıl geçse adalet, adalet diyeceğiz” dedi.

DAİŞ’in 15 Eylül 2014 tarihinde 3 koldan tank, top ve ağır silahlarla saldırdığı Kobanê’nin yeniden inşa çalışmalarına katılmak ve çocukların yüzünü güldürmek için yola çıkan 33 sosyalist, yurtsever gencin düşlerinin yarım bırakılmasının üzerinden 2 yıl geçti. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde İzmir, İstanbul, Ankara ve birçok ilde yürüttükleri kampanyalarla oyuncak, kitap ve insani yardım malzemeleri toplayan yaklaşık 300 genç, 20 Temmuz 2015 tarihinin sabahında hiç bir güvenlik engeline takılmadan Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi bahçesinde toplandı.

Kobanê’ye geçmeyi bekleyen gençlerin, yaptığı açıklama sırasında DAİŞ üyesi olduğu belirtilen canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün kendini patlatması sonucu 33 genç yaşamını yitirdi, onlarca kişi de yaralandı. Patlamada yaşamını yitirenler ve yaralananlar için 2 yıldır adalet arayışı kesintisiz devam ederken, aileler ve birçok sivil toplum örgütü “Suruç için adalet herkes için adalet” sloganıyla her ayın 20’sinde saat 18.00’de İstanbul Halitağa’da oturma eylemi sürdürüyor.

3 GÜN ÖNCE SURUÇ EMNİYETİ’NE TALİMAT VERİLDİ

Suruç Cumhuriyet Savcılığı’nın 33 kişinin öldüğü Suruç Katliamı’na ilişkin dönemin İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında “Görevi kötüye kullanma” suçundan açtığı davada, önemli ayrıntılar ortaya çıktı. Hazırlanan iddianamede, Suruç’a yönelik canlı bomba eyleminin yapılacağından emniyetin önceden haberdar olduğu ortaya çıkarken, Urfa Emniyet Müdürlüğü’nün katliamdan 3 gün önce Suruç Emniyeti’ne “Görev alan tüm personel meydana gelebilecek canlı bomba saldırıları vb. konulara karşı görev yerlerinde dikkatli, duyarlı ve müteyakkız bulunacaktır” şeklinde talimat verdiği öğrenildi.

MAHKEMENİN KARARI UYGLANMADI

Uyarılara rağmen Suruç Emniyet Müdürü Yapalıal’ın olay günü bölgede arama yaptırmadığı ve yeterli güvenlik önlemi almadığı belirtildi. Emniyetin, Sulh Ceza Hakimliği’nden 7 Temmuz 2015 tarihinde, 8 Temmuz ila 15 Ağustos 2015 tarihleri arasında Onbirnisan Caddesi’nin de aralarında bulunduğu pek çok cadde ve sokakta arama yapılması kararı çıkarttığı halde kararın uygulanmadığı anlaşıldı.

33 CANIN BEDELİ 7 BİN 500 PARA CEZASI

Patlama ile ilgili ilk dava eski İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal’ın “Görevi kötüye kullanma ve ihmal”den dolayı açıldı. 13 Temmuz 2016 tarihinde Muğla’da talimatla ifadesi alınan Yapalıal, duruşmalara katılmadı. Yapalıal, davanın 3’üncü duruşmasında yani katliamın 18’inci ayında “Görevi kötüye kullanma ve ihmal” den 7 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı ve ceza 12 takside bölündü.

SALDIRGANIN KAYDI BİR AY ÖNCE BİLDİRİLDİ

Patlama mahallinden toplanan delil ve vücut parçalarının Ankara’da incelenmesi ardından saldırganın Abdurrahman Alagöz olduğu kesinleşmiş, Alagöz’ün El Kaide soruşturması kapsamında ifadesinin alındıktan sonra serbest bırakıldığı ve hakkında takipsizlik kararı verildiği ortaya çıktı. Alagöz’ün “Terör nitelikli aranan şahıs” kaydının ise saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştığı belirlendi.

18 AY SONRA İLK DURUŞMA

5 savcısı değişen soruşturma dosyası 18 ay sonra tamamlanarak hazırlanan iddianame, mahkeme tarafından kabul edilerek dava açıldı. 33 kişinin yaşamını yitirdiği ve 70 kişinin yaralandığı katliama ilişkin Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, başka suçtan tutuklu Yakup Şahin ve Suriye’de bulunan Deniz Büyükçelebi ile İlhami Ballı’ya ayrı ayrı 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

‘HER ŞEY SURUÇ’LA BAŞLADI’

Yarın 2’nci yıldönümü dolacak Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren İsmet Şeker’in kızı Yağmur Şeker, 20 Temmuz 2015 tarihinden bu yana hayatlarının kabusa döndüğünü ancak yaşamını yitiren düş yolcularının anısına adalet için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Her 20 Temmuz’da babasının mezarında olmanın kendisine acı verdiğini ifade eden Şeker, şöyle dedi: “Biz onu elinde şeker ile gönderdik. Her 20 Temmuz’da aynı şeyleri yaşıyorum. Bize bunu yaşatanların hesabını soracağız. Emniyete ödül gibi küçük bir ceza verdiler, üstünü kapatmaya çalışıyorlar. Ancak biliyoruz her şey Suruç’la başladı ve her şey Suruç aydınlatılırsa açığa çıkacak.”

‘2 DEĞİL 200 YIL GEÇSE DE VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Amara Kültür Merkezi’nin yetkililer tarafından kapatılmaya çalışıldığını belirten Şeker, “Ancak biz orada neler olduğunu biliyoruz. Katillerden hesabı aileler soracak. 2 yıl oldu babamı aldılar. Ben 17 yaşındaydım. Adalet aradık, bizi 50 derece sıcaklık altında beklettiler. Ancak onlar o bahçede yine böyle bir sıcaklıkla yandılar. O katilin karşımıza gelip hesap vermesini bu olayın altında başka kimlerin olduğunu bilmek istiyoruz. O gün benim için babasızlığın günü. Ben 2 yıldır onsuz yaşamaya alışmamışken, bir şey yapmadan susmamızı istemesinler. 2 değil 200 yıl geçse adalet, adalet diyeceğiz” diye konuştu.

Arjin Dilek Öncel – dihaber

EN SON EKLENENLER