DAİŞ’ten kurtarılan Bapîr: Aklımız DAİŞ’in elindeki binlerce Êzidî kadında

DAİŞ’in elinden kurtulan binlerce kadından biri olan Êzidî Necat Bapîr, 5 buçuk ay önce YBŞ güçleri tarafından bir DAİŞ emirinin eşi ile takas edilmek suretiyle özgürlüğüne kavuştu. Necat Bapîr, hala DAİŞ’in elinde tutulan binlerce Êzidî kadını düşündüğünü vurguladı.

DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırarak Êzidî toplumu üzerindeki kıyımı kısmi olarak durdurulsa da, DAİŞ yüzbinlerce Êzidîyi yerlerinden etti, on binlercesini rehin aldı ve yine binlercesini katletti. Sayıları net olarak bilinmese de, hala DAİŞ’in elinde binlerle ifade edilen Êzidî kadın ve çocuğunun bulunduğu belirtiliyor.

Yaklaşık 5 buçuk ay önce Necat Bapîr (35) adlı Êzidî kadın da YBŞ güçlerince bir DAİŞ emirinin eşinin takası ile kurtarıldı. Bu takas ile yaklaşık 50 aile daha kurtarıldı. Bapîr dihaber’e yaşadıklarını ve nasıl kurtulduğunu anlattı.

ŞENGAL’DEKİ MÜSLÜMAN ARAP VE KÜRTLER ÊZİDÎLERİN KAÇMASINA ENGEL OLDU

Bapîr, Şengal’in hemen yakınındaki Domîz köyünde fermandan bir gün önce DAİŞ ile ilgili Şengal’e gireceği yönünde duyumlar aldıklarını fakat Arap ve Müslüman Kürt komşuları tarafından yanıltıldıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Ferman gününden bir gün önce sabah kalktım, eşlerimiz evde yoktu, etrafımızdaki Araplara ve Müslüman Kürtlere ‘ne oluyor’ diye sorduk. Onlar bizim çıkmamızı istemiyorlardı, çünkü DAİŞ’e bağlıydılar. Bizlere ‘yerinizde kalın bir şey yok’ dediler. Biz de çıkmadık. Eğer onlar böyle demeseydi bizler geceden çıkacaktık. Ferman günü saat 08.00 gibi baktığımızda Êzidîlerin hepsi kaçıyor bizler de onlara katılarak kaçtık.”

‘AKŞAMDAN SABAH 6’YA KADAR KIZLARI SEÇEREK GÖTÜRDÜLER’

Ferman günü kaçmak isterken babasının arabasının bozulduğunu, bu yüzden de son anda DAİŞ’e yakalandıklarını ifade eden Bapîr, DAİŞ tarafından esir alındıkları anları ise şöyle anlattı: “Loflara (Şengal’e giden virajlı yol) yetiştik, orada arabamız bozuldu, babam da yaşlı idi. Başaramadık kaçmayı, o an 2 DAİŞ arabası geldi etrafımızı sardı. Bizi durdurdular sonra diğerleri geldi, Şengal’deki nüfus müdürlüğüne götürdüler. Kız çocukları, kadınlar, erkekler hepimizi oraya götürdüler. Kadın ve kızları ayırdılar, erkekleri de yukarıdaki kata götürdüler. Akşamdan sabah altıya kadar kızları aramızdan alıp götürdüler, sonra bizi KDP’nin Şengal’deki merkez binasına götürdüler. Orada da yine kızları seçtiler aramızdan götürdüler. DAİŞ kalan biz kadınları Baduş’a götürdü, erkekleri de orada tutup gözlerini bağladılar. Kara bezlerle gözlerini bağladılar nereye götürdüklerini bilmiyoruz. 2 gün Baduş’ta kaldık, yemek yoktu, benzin tanklarından bize su veriyorlardı. Orada DAİŞ’in içerisinde Şengal’deki Müslümanlar da vardı, tanıdık onları. Kürt ve Arap Müslümanlar da vardı. Oradan bizi Suriye’ye götürdüler.”

YERİN 4 KAT ALTINDAKİ ZİNDANDA BİR YIL KALDI

Bapîr, Baduş’tan Suriye’ye götürüldüklerini ve orada bir yıl boyunca yerin 4 kat altında bir zindanda tutulduklarını belirterek, Suriye’de tutuldukları dönemi ve yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Gözlerimizin önünde kızlarımızı 5 bine telefon kartı karşılığında birbirlerine satıyorlardı. Daha sütten kesilmemiş çocukları da bu şekilde bir iki bine satıyorlardı. Suriye’ye götürdüklerinde biz 600 kadın ve kızdık. Suriye’de yerin 4 kat altında bir hapishaneye koydular. Bir yıl orada kaldık, günde iki öğün yemek veriyorlardı o yemekler de berbattı. Çocuklarımız akşama kadar yemeksiz kalıyordu, yemek yiyemiyorlardı. Çocuklarımı bir karton pakette Suriye’ye geçirdim. Bir yıldan sonra DAİŞ dedi ki ‘Ailelerinizin telefonlarını verin’ ben de eşimin telefonunu verdim. Ben numarayı verdim, ‘Eğer beni satarsanız eşim beni satın alacak’ dedim onlara. 15 gün sonra dediler ki ‘gel kocan ile konuş’ fakat ben onlara güvenmiyordum. Başkasını benimle konuşturacaklar diye konuşmadım, sonra görüntülü konuşturacaklarını söylediler ikna oldum. Bunun üzerine beni DAİŞ’in merkezine götürdüler telefon etmem için, çocuklarımı da benden aldılar. Çocuklarım bende ise kaçacağımdan korkuyorlardı.”

Babîr, DAİŞ’in merkezine götürüldüğünü burada eşi ile konuştuğunu ve YBŞ’nin elinde Êzîze adlı bir DAİŞ emirinin eşi ile 50 aile takas ettirildikleri bilgisini paylaştı. Bapîr, kendisinin 3 çocuğu ile beraber, tutsaklık döneminde yanında tuttuğu bir çocuğu da alarak kurtulduğunu ifade etti.

‘ÖZGÜRLEŞTİK AMA AKLIMIZ DAİŞ’İN ELİNDEKİ BİNLERCE ÊZİDÎ KADINDA’

Domîs köyündeki evleri yakılan Bapîr, şimdi Şengal’de bir evde yaşamını sürdürürken, esaretinin üstünden de 5 buçuk ay geçmiş. Bapîr son olarak şunları kaydetti: “Eşim ile konuşmadan önce onların elinden kurtulacağıma inanmıyordum, şu anda özgürleştik ama daha bizler gibi binlerce kadın var onların elinde. Aklımız onlarda. Çocuklarımız Musul kamplarında satın alındılar. Binlerce kadın ve kızlarımız satılarak tüm devletlere dağıtıldı. DAİŞ’in elinden kurtulanları Almanya’ya gönderiyorlar, bu yanlış, biz zaten DAİŞ’in elindeyken gurbet gördük, bir daha bunu yaşamak istemiyorum bu yüzden Şengal’den çıkmak istemiyorum.”

Bapîr, biri kendi çocuğu olmak üzere aynı aileden hala 14 akrabasının DAİŞ’in elinde olduğu bilgisini de paylaştı.

Selami Aslan – dihaber

EN SON EKLENENLER