Havuz gazetecisinden itiraf: MİT kaçırıp, illegal sorguladı

Ankara’da kaçırılan 11 kişinin akıbeti hakkında AKP tarafından hiçbir açıklama yapılmazken, havuz gazetecilerinden Abdurrahman Şimşek, itiraf niteliğinde bir açıklama yaptı. Şimşek, MİT’in insanları kaçırıp, illegal sorgulama yaptığını itiraf etti

AKP tarafından ilan edilen OHAL ile birlikte gözaltı ve tutuklama operasyonları artarken bir yandan da kayıp olayları yaşanmaya başladı. Kürdistan ve Türkiye’de yıllardır muhaliflere dönük yapılan resmi olmayan gözaltı ve sorgulama işlemleri OHAL’den sonra cemaat üyesi oldukları iddia edilen kişilere yöneldi.

İllegal sorgulandı

Bir yılda farklı tarihlerde cemaat soruşturmaları kapsamında şimdiye kadar Ankara’da11 kişi kaçırıldı. İnsan hakları örgütlerinin ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Meclis’e taşıdığı kayıplar ile ilgili devlet suskunluğunu korurken, Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek’ten itiraf niteliğinde açıklamalar geldi. Önceki akşam A Haber’de Memleket Meselesi programına katılan Şimşek, cemaatin yapılanması ile ilgili yaptığı sunumda, cemaatin çok büyük imamlarından ve aynı zamanda emniyetin genel sekreteri konumunda olduğunu iddia ettiği “Garson” adlı birinin yakalandığı söyledi. Şimşek bu kişinin illegal şekilde sorgulandığını da itiraf etti.

Kaçırıldı itirafı

Şimşek’in kayıp kişilerin akıbeti hakkındaki itiraf niteliğindeki açıklamaları şöyle: “Aslında MİT bu şahsı yakalıyor illegal sorguluyor daha sonra devletin emniyet teşkilatına devrediyor. Kaçakçılık Organize Suçlar Dairesi Başkanlığı tarafından sorgusu devam ederken onun verdiği bilgiler üzerine operasyonlar yapılıyor.” Şimşek’in açıklamalarını sosyal medya hesabı üzerinden paylaşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Ankara’nın merkezinde “zorla kaybedilmelerin” MİT tarafından “illegal sorgulama” şeklinde yapıldığının itirafı bu yayında” dedi.

Ortak birimler sorguluyor

Paylaşımın ardından gazetemize konuşan Tanrıkulu, “Bu konuyu daha önce Başbakan ve İçişleri Bakanı’na sorduk her hangi bir sonuç alamadık. Ama Ankara’nın orta yerinde insanların kaçırıldığını ve haber alamadığımız ortada” dedi. “Yapılan suç duyuruları var ama illegal bir sorgulama, itirafçı oldu beyanları” var diyen Tanrıkulu bu söylemlerin dile getirdikleri gerçeklerin ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı. Kaçırıldıktan 42 gün sonra emniyete teslim edilen Önder Asan’ın durumunu hatırlatan Tanrıkulu, “Sonuç itibariyle Ankara’nın merkezinde güvenlik güçlerine bağlı veya emniyetle ortak birileri tarafından sorgulandığı konusunda bizim de kanaatimiz var” dedi. Asan’a cemaat ile ilgili sorular sorulduğunu belirten Tanrıkulu,Şimşek’in söylemleri ile ilgili ise “Yarından sonra gerekli girişimlerde bulunacağız” dedi.

Emniyete teslim edildi

Tanrıkulu’nun 42 gün sonra emniyete teslim edildiği dediği Önder Asan 1 Nisan’da siyah bir Transporter ile kaçırılımış bir daha kendisinden haber alınamamıştı. Asan’ın eşi Fatma Asan’ın emniyete yaptığı başvuruda kendisine “Benimle avukatım olmadan konuşmak isteyen bir polis, ‘Fatma Hanım siz TEM’i (Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü) aramışsınız, eşimi 3-4 araba çevirip silahlı 8-9 kişi aldı demişsiniz. Bu bilgiyi nereden öğrendiniz?’ diye sordu. Ben de taksiciden öğrendiğimi ve Valilik’e verdiğim dilekçemden ötürü olduğunu tahmin ederek TEM’den arandığımı söyledim. Şaşkınlıkla, ‘Valiye de mi gittiniz?’ diye sordu. ‘Fatma Hanım siz eşinizi bulmak istemiyor musunuz. Orayı burayı arayarak eşinizin hayatınızı tehlikeye atıyorsunuz’” denilerek gözdağı verilmişti.

‘Kendisine aratmışlar’

Asan kaçırıldıktan 42 gün sonra 12 Mayıs’ta emniyete teslim edilirken, kendisi ile görüşen avukatının söyledikleri yaşanan işkenceyi gözler önüne serdi: “Gözleri bağlı bir şekilde Eymir Gölü tarafında bir yere bırakılmış. Bırakılırken de emniyet arattırılmış ve teslim olmak istediği söylettirilmiş. Kendisini kaçıran kişiler sonrasında yanından ayrılmışlar.”

‘Dışarıda olmaktan korkuyor’

Fatma Asan ise eşinin gözleri kapalı olarak sürekli sorgulandığını belirterek, şunları söylemişti: “Kendisi de oradan çıktığına inanamıyor. Müthiş zayıflamış ve korkmuştu. Elini tuttum ve bir anda ürkek bir şekilde elini çekti. O gün mahkemesi oldu ve ‘İnşallah tutuklu yargılanırım’ dedi. Eşim tutuksuz yargılanmak istemedi çünkü dışarda olmaktan korkuyordu. Alındığı ilk anda başına torba geçirilmiş, gidene kadar dövülmüş.”

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER