Rakka: Federal Suriye’ye açılan kapı

Nihayet 16 Ekim günü QSD savaşçıları, tarihi bir direnişle Rakka’nın tamamını özgürleştirdi. Kentin üstündeki zulmün kara çarşafını kaldırıp attı. Böylece, Suriye’de halkların federal birliği için tarihi bir adım atılmış oldu

AİŞ’in “Hilafetin başkenti” ilan ettiği Rakka, QSD savaşçılarının direnişi ile özgürleştirildi ve kenti kaplayan zulmün kara çarşafı kaldırıldı. Rakka’nın özgürleştirilmesi sadece Rakka için değil, tüm bölge ve dünya halklarının başına bela olan DAİŞ terörünün sonu olduğu gibi demokratik ve Federal Suriye’nin inşası için de son derece önemli ve tarihi bir adım teşkil ediyor. Rakka kentinin tarihi, coğrafyası, önemi ve DAİŞ çetelerinden kurtulma aşamalarını anlatacağız.

Coğrafyası ve halkları

Rakka kenti, Halep’in 160 km doğusunda yer alıyor. Kuzeyinde Girê Spî, doğusunda Hesekê ve güney doğusunda Dêra Zor’un yer aldığı kentin yüzölçümü 1. 962 km². Baas rejimi döneminde eyalet olarak tanımlanan Rakka sınırları içinde Girê Spî ve Kobanê’nin bazı köyleri de yer alıyordu. 2011’deki nüfus sayımına göre 944 bin olan kentin nüfusunun çoğunluğu Araplardan oluşurken, Kürtler kente çoğunluğu bulunan ikinci halk konumundaydı. Büyük çoğunluğu Müslüman olan kentte, Sünniler diğer mezheplere göre ağırlık teşkil ediyordu. Rakka yapısal olarak Suriye’deki farklı etnik yapıların bileşkesi, mozaiği konumundaydı. Aşiret kültürünün hakim olduğu kentte en çok bilinen aşiretler; El-Cês, El-Bo-Seraya, El-Sexane, El-Bo-Esaf, El-Bo-Hemîd, El-Amir Bo-Şeiyan, Evdalê, El-Mûsa El-Zahir, El-Xanim El-Zahir, El-Kewatî, El-Birêc, El-Xûl, El-Cemase, El-Becrî El-Kerame, El-Şiêb ve El-Kiwêdir. Arap aşiretlerinin yanında Millî, Berazî gibi Kürt aşiretlerle birlikte Süryani aşiretler de kentin mozaiğine kendi rengini katan başlıca aşiretlerdi. Kentte ayrıca Ermeni, Çerkes ve Çeçen halkları da vardı.

Kürtlerin kentteki varlığı

Osmanlı kaynaklarına göre 1518 yılında, kentte Milî konfederasyonu kurulur. Tüm halkların kendilerine yaşam olanağı bulduğu konfederasyon, 18.yy’ın ortalarında Osmanlılar tarafından işgal edilir. Rakka içinde barındırdığı farklı etnik yapılar, güzel doğasıyla dikkatleri üzerine çeken bir kent. Tarihi dokusuyla da dikkat çeken Rakka’da en fazla ilgi çeken yapılar arasında; Eski El Rafqa Suru, Bağdat Kapısı, El Etiq Camisi (El Mensur Camisi), Caber Kalesi, El Resafa, Sur, Harkalah (Herkül), Hisin Muslima, Xiweyra Tepesi yer alıyor. Kentte ayrıca Fırat ve Belix nehirleri yanında onlarca eski tepe bulunuyor. Bunlardan tarihi M.Ö. 9000 yılına kadar uzanan, binlerce yıl insanlığa mesken olan Mirebir Tepesi bugün sular altında kalmış durumda. Ayrıca Müslümanlar arasındaki Şii-Sünni ayrışmasını önemli noktalarından olan Sıffın Savaşı da Rakka yakınlarında gerçekleşti. Savaş, Hz. Ali’nin başında bulunduğu güçler ile Muaviye arasında geçmişti.

Kentin ekonomisi

Rakka’nın Fırat Nehri’ne düşen yakasında oldukça verimler topraklar mevcut. Verimli topraklar, kenti bu bölgenin zengin ticaret merkezine de dönüştürmüş durumda. Bölge coğrafyasının önemi sebebiyle, buradan birçok imparatorluk doğdu. Bölgede Emeviler, Abbasiler, Eyyübiler bu topraklarda hüküm sürdü. Abbasiler döneminde Rakka uzun süre hilafetin başkenti oldu. Kentte, tarım ve hayvancılık önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Pamuk üretimi en fazla yapılan ve başta gelen en önemli tarım ürünü. Diğer taraftan Rakka kent merkezinden 50 km uzakta olan Fırat Barajı (Tabka Barajı) da kentin su kaynakları arasında yer alıyor. Bölgedeki ürünlerin zenginliğine rağmen, Baas rejimi tarafından yeterli hizmet götürülmediği kent, eğitim açısından da hak ettiği önemden yoksun bırakılmış durumda. Rakka, Suriye rejimi döneminde de Suriye şehirlerini birbirine bağlayan yolların kesiştiği bir nokta olarak da önemliydi.

Suriye krizine doğru

2011 yılında Suriye’de başlayan iç ayaklanmalardan sonra Rakka 2013’te Suriye rejiminin denetiminden çıkarak, El Kaide, Cebhet El Nusra, ÖSO, Heyet Tehrir El Şam gibi farklı isimlerde silahlı grupların denetimine geçti. İç savaş ve kargaşayla birlikte kentte hırsızlık, talan artık günlük yaşamın birer parçası haline dönüştü. 2014 yılında ise, Rakka artık DAİŞ çetelerinin eline geçti ve “Hilafetin başkenti” olarak ilan edildi. DAİŞ çetelerinin işgaliyle idam, kafa kesme, çarmıha germe olaylarının alanı haline dönüşen kent meydanı ve kentin tümünde esaret yılları boyunca korku her tarafı sardı. DAİŞ açısından stratejik bir alandı Rakka. DAİŞ güçlerinin Irak ve Suriye arasında rahat hareket etmesini sağlıyordu. Hem de DAİŞ, Kobanê saldırılarını Rakka’dan ve Minbîc’ten gönderilen güçlerle gerçekleştirmişti.

Son aşama: Ebû Emced

15 Ekim’de QSD savaşçıları son aşama olarak Rakka’da şehadete ulaşan Minbic Askeri Meclisi Genel Komutanı’nın adını verdikleri Ednan Ebû Emced Hamlesi’ni başlattıklarını duyurdu. QSD, “Son aşama olan Ednan Ebû Emced Hamlesi kentin tamamı teslim olmayı kabul etmeyen teröristlerden temizlenene dek sürecektir” dedi. Ve nihayet 16 Ekim günü QSD savaşçıları, Rakka’nın tamamını özgürleştirdi. Böylece hem Suriye’de hem de Ortadoğu’da halkların federal ve konfederal birliği için tarihi bir adım atılmış oldu.

EKREM  BEREKAT/ANHHA

EN SON EKLENENLER