Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: 15 Temmuz gecesi bizim otel boştu, gelseydin

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Karaman’da partisinin il kongresinde konuştu. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaçtığını iddia ederek, “Bize haber verseydiniz diyor. Adeta adrese kayıtlı beyefendiye haber vereceğiz. Bay Kemal sen de gel. Demek ki sen milletin olduğu yerde yoksun. Kaçtın ve Bakırköy Belediyesi’ne sığındın” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:

Acırsak, acınacak hale geliriz. Acımak yok. Son FETÖ’cü de hukuk önünde hesap verene kadar bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar, peşlerini bırakmayacağız. Tıpkı Çanakkale gibi 15 Temmuz Şehitleri de milletimizin gönül tarihine kazınmıştır.

Rabbimiz ne buyuruyor? Allah yolunda öldürülenlere, ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ancak siz anlayamazsınız. Olay bu. Mesele bu. O gece biz çağrımızı yaptığımızda, o çağrıya karşı eğer on binler meydanlara yürüdüyse bunun sebebi var. O zama ne diyordu birisi. “Darbe olsa tankların önüne önce ben çıkardım” diyor. Sanki rabbim söyletmiş ya. O gece Atatürk Havalimanı’na iniyor. Onbinler oraya geldi. Hakkaten benim milletim. Onbinler, yüzbinler sokaklara döküldü ama o kişi Atatürk Havalimanı’nda öyle korktu ki, adamları hemen tanklara gittiler. Tankların başındaki sorumlularla anlaştılar. Anlaştıkları zaman Bay Kemal Bakırköy Belediyesi’ne gitti. Ne dedi? “Otellere baktık, oteller doluydu” dedi. Eee.. bizim otel boştu gelseydin. Biz ondan bir buçuk saat sonra falan Atatürk Havalimanı’na indik. Bize diyor haber verseydiniz diyor. Adeta adrese kayıtlı beyefendiye haber vereceğiz. Bay Kemal sen de gel. Demek ki sen milletin olduğu yerde yoksun. Kaçtın ve Bakırköy Belediyesi’ne sığındın. 16 saat sonra darbe halledildi.

“15 DAKİKA GEÇ KALSAYDIK BİZİ VURACAKLARDI”

Bunların hesabı tutsaydı belki bu kardeşiniz burada olmayacaktı. 15 dakika geç kalsaydık belki o yaptıkları atışlar bizi vuracaktı. Asıl hesap yapıcı Allah. Allah’ın hesabı tüm hesapların üzerindedir, bunu bilmiyorlardı. Kıyamet gününde şefaat eden 3’tür. Peygamberler, alimler, sonra şehitler. Peygamber olamayacağınıza göre 2 sınıf kalıyor. Ya alim olacaksınız ya şehadet şerbetini içenlerden olacaksınız. Ben şu anda Karaman’dan karşımda böyle bir kitle görüyorum. Şehadete namzet bir kitle görüyorum karşımda.

Bu millet birbirine kenetlendikçe önüne set kurabilecek tek bir güç dahi yoktur. Gençler, İslam dünyasını içeriden çökertme operasyonu bir asır önce olduğu gibi etnik ve mezhebi ayrılıkların körüklenmesi ile yürütülüyor. Yüzyıllardır aynı şehirde, hatta aynı mahallede barış içinde yaşamış insanlar birbirlerine düşmanlaştırılmak isteniyor. DEAŞ, PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleri adeta palazlandırılıyor. 4 bin tırı aşkın silah Amerika’dan bunlara ulaştırılıyor. Bunları kendilerine söyledim, hayır diyemiyorlar. Bu kimi zaman 4 bin tırlık sevkiyatlarla göstere göstere kimi zaman da güya kazaen oluyor. Her iki durumda da Suriye halkını katleden silahların menşei hiç değişmiyor. Geçtiğimiz haftalarda Rakka’da sergilenen kepazelik bu işbirliğinin ilk değil, son örneğidir. Rakka tiyatrosu DEAŞ ile YPG’nin bir madalyonun iki yüzü olduğunu inkarı mümkün olmayacak şekilde ortaya konmuştur. Suriye’nin parçalanması misyonunu yerine getiren DEAŞ’ın farklı isimler altında farklı bölgelerde devreye alınması bizim için şaşırtıcı olmayacak. Terör çıkar hesaplarının vasatı durumundadır.

“BİZ DE SİZİ TANIMIYORUZ”

Ben Trump’a söyledim. Karada her türlü desteği veririz. Siz de havadan destek verin. Şimdi yeni bir durum ortaya çıktı. Kudüs. Kudüs’te evangelist bir anlayış, siyonist anlayış ben yaptım oldu, mantığı ile İsrail’in başkenti ilan ediyor. Büyükelçiliklerini de oraya alıyorlar. BM kararına rağmen bu adımı atanlar “biz sizi tanımıyoruz” mantığıdır. Biz de sizi tanımıyoruz. Çarşamba günü İslam İşbirliği Teşkilatı’nın olağanüstü toplantıya çağırdım. Bir hafta içinde hepsi geldiler. Papa hazretlerini de aradım. Onun da aynı düşüncede olduğunu gördüm. Bir taraftan da bağlantısızlar lideri Venezuela Devlet Başkanı’nı davet ettim, o da toplantımıza katıldı. O da yetmez, Arap Ligi’nin dönem başkanı Ürdün Kralı 2. Abdullah’ı da davet ettim, o da geldi. Bu mesajla, oy birliği ile dünyaya şu duyuruldu. Burayı kesinlike Müslümanların başkenti olan Kudüs’ü siz Musevilere ya da Yahudilere maledemezsiniz. Burada Müslüman ve Hıristiyanların bir kadim tarihi vardır ama diğerlerinin yoktur. Siz de lütfen yerinizde durun ve siyonist bir operasyon yapmaya kalkmayın. Kalkarsanız bunun da bedeli ağır olur.

“BÜYÜKELÇİLİĞİMİZİ ORADA AÇACAĞIZ”

Türkiye bölgede attığı adımlarla bu kirli hesaplara çomak sokmuştur. Terör devletinin kurulmasına engel olmuştur. Orası diyor, Filistin’in başkenti olarak ilan edilmeli diyor. Biz çoktan ilan ettik. İşgal altında olduğu için oraya gidip büyükelçiliğimizi açamıyoruz. Bizim başkonsolosluğumuz bile büyükelçi ile temsil ediliyor. Fiili olarak biz bu işi yapmışız. Bizim resmi olarak da o günler yakın ve büyükelçiliğimiz ayrıca orada açacağız.

Batılı kurum ve kuruluşların teröristlere verdiği destek medya boyutu ile kalmıyor. Terörün bu kadar meşrulaştırıldığı, alenen desteklendiği bir başka dönem yoktur. Şunu unutmayın, yalanın en güçlü panzehiri hakikatlerdir.

 

EN SON EKLENENLER