DNA: Akdeniz patlamanın eşiğinde

İngiliz gazetesi The Guardian konuyla ilgili yorumunda, Erdoğan’ı “sorumluluk sahibi bir politikacı gibi” davranmaya davet ediyor:

“İki eski düşman ülkenin sınırlar, doğal gaz sahaları ve milli gurur konularındaki sürtüşmeleri bölgesel düzeni tehlikeye atıyor. Oysa fosil enerjiler konusunda yaşanan rekabet bu enerjilerin kullanımının nasıl son bulacağına odaklanmalı. Erdoğan’ın markası haline gelen siyasal İslam konusunda endişeli olan Arap güçleri ve İsrail Yunanistan’la yakınlaştı. Belki de Erdoğan’ın Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerine ihtiyacı bile kalmayacak, zira Türkiye geçen ay Karadeniz’de doğal gaz rezervleri bulunduğunu açıkladı. Geleneksel olarak NATO ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi konusunda garantör rolü oynayan Washington’un suskunluğu ise sürüyor. Girişken olma kapısı AB’ye açık. Erdoğan ile Suriye’den Avupa’ya göçü durdurmayı öngören bir anlaşma konusunda anlaşan Almanya, sağduyulu bir şekilde müzakere çağrısında bulundu. AB, Türkiye’ye yönelik petrol ve doğal gaz sektörlerini kapsayan yaptırımlar uygulama tehdidinde bulundu; savaş tehditkarlığı sürerse yaptırımların genişletilebileceği belirtildi. Erdoğan sorumluluk sahibi bir partner olarak saygı görmek istiyorsa buna yakışır şekilde davranmalı.”

Fransız gazetesi Les Dernières Nouvelles d’Alsace ise gerginliğin tüm bölge ülkelerini tehlikeye attığı uyarısında bulunuyor:

“Türkiye’nin Yunanistan ile Kıbrıs’ın hak iddia ettiği bölgeye araştırma gemileri göndermesi Akdeniz bölgesini tehlikeye atıyor, adeta bir patlamanın eşiğine getiriyor. Ankara uluslararası hukuk ve teamüller ışığında düşünülmesi mümkün dahi olmayan imtiyazlar sağlanmadıkça sakinleşecek gibi görünmüyor. Erdoğan da bunun farkında ancak seçtiği yol ve siyasi çizgi bir tutum değişikliğine müsaade etmiyor. Türkiye dünyanın geri kalanını karşısına alıyor, bu şu anda Türkiye’nin tek programı.”

Avusturya’da yayımlanan De Standaard ise yaklaşan AB Zirvesi’ne dikkat çekiyor:

“Deniz hukukuna atıfta bulunan Yunanistan sarsılmaz bir görüntü veriyor ve AB’den tartışmalı sularda doğal gaz arama çalışmaları yapan Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını talep ediyor. Ancak Avrupa ortak bir tutum benimsemiyor; Fransa Türklere karşı daha sert bir tutum izlenmesini savunurken, Almanya müzakereci rolü üstleniyor. Berlin olası yeni bir mülteci krizini engellemek için Fransa’ya kıyasla biraz daha uzlaşmacı bir görüntü sergiliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a göre ise Türkiye sözlere değil sadece icraatlara saygı gösteriyor. 24 Eylül’de yapılacak AB Zirvesi’nde muhtemelen Türkiye’ye yönelik yaptırımlar kabul edilecek. Türkiye şimdiden bunun durumu daha da kötüleştireceği konusunda uyarıda bulundu.”

dpa, BÖ/HT

© Deutsche Welle Türkçe

EN SON EKLENENLER