Beşikçi Tartışmasında Esas Olan ne?

HÜSEYİN NARLI

PKK-KDP gerginliğinde KDP’den yana taraf olma gereği duyan kimi çevre ve kişiler, orta yerde süren somut tartışmada dile getirilen görüşlerle ilgili düşüncelerini belirtmek yerine, tartışmayı subjektif bir alana çekiyorlar. Bunun İsmail Beşikçi’nin KDP’den yana saf tutarak yazdığı savaş bildirisi gibi bir yazı üzerine yapılan tartışmalarda zirve yaptığına şahit oluyoruz. Oysa, sözkonusu olan İsmail Beşikçi’nin kültü, prestiji, değeri, yaptıkları, çektikleri veya kitapları değildir. PKK tehdidi de değildir.

Her an bir çatışmaya dönebilecek olan KDP-PKK arasındaki gerginlikte, Kürt aydınlarının, Kürt dostlarının ezici çoğunluğunun aksine, Beşikçi açık bir şekilde KDP’den yana saf tutmuş, PKK’nin zorla imha edilmesini buyurmuştur. Bu bir kışkırtma ve savaş ilanıdır.

Anlaşılması için şimdi ben İsmail Beşikçi’nin söylediğinin aynısını bu söylenenleri doğru bulan, cevapları da tehdit olarak algılayanlara söyliyeyim: ey İddia sahibi, senin bu düşüncelerin Kürt Yurtsever Hareketine, onun yetkilerine, onun egemenlik haklarına bir saldırıdır. Önce uyarılmalısın, eğer gerekeni yapmazsan cezai müeyyide ile cezalandırılmalısın.

Beşikçi bunu çatışma tehdidinin olduğu bir ortamda bir komutan emri gibi söylüyor. Beşikçinin buyurdukları PKK’ye nefreti kendi siyasetlerinin alamet-i farikası haline getirenlerin hoşuna gidebilir ama asla ve asla Kürt halkının, PKK’nin ve de KDP’nin çıkarına olamaz.

Beşikçi’nin söylediğini zaten KDP söylüyor ve yapmaya çalışıyor. Peki Beşikçi neden bunu bir Peşmerge komutanı edasıyla tekrarlama gereği duyuyor? Çünkü Beşikçi’nin kendisi ve kimileri bu çatışma cephesine Beşikçi’nin prestijini bir silah olarak sürmekten bir fayda umuyor olmalılar.

KDP ve destekçileri halkın başkaldırısını, kendi sorumluluklarını hiç hatırlamadan, PKK’ye fatura ederken, Beşikçi PKK’nin imhasını buyurarak İsrafil’in düdüğünü üflüyor.

Beşikçi’nin yapılmasını istediği, KDP ile ittifak halinde Türkiye’nin de söylediği, yapmak istediği ve yapmakta olduğudur. Dolayısıyla Beşikçi Türkiye-Kürt çatışmasında Türkiye tarafında saf tutmaktadır.

PKK’yi Kandil’den, Şengal’den ve Rojava’dan silip süpürmek, Türkiye’nin an itibarıyla sürdürdüğü bir savaş stratejisidir. KDP bu savaşa Türkiye tarafında yer alarak dahil oluyor, burdan kendine bir siyasi gelecek umuyor. Beşikçi de kendi cephaneliğiyle katılıyor.
Muhtemelen birileri mevcut güç dengelerini PKK’nin yok edilmesi için çok elverişli görüyor, zaman kaybetmeden bu durumdan istifade etmek istiyor ve bütün anti-PKK güçleri seferberlikle cepheye sürüyor.

PKK’yi sevmeyenler, yok etmek isteyenler var. PKK’ye karşı bir imha savaşı yürütmek isteyenler ve yürütenler de var. Olabilir, ama PKK’nin buna buyun eğmeyeceğini de bilmeleri gerekir. Unutmamak gerek, PKK, yenilgilerle yıkılan değil, tam tersine güçlenmesini bilen bir harekettir. Ayrıca aklınızdan çıkarmayın; tehdit bağlamında, PKK saldırıda değil direnişte usta ve başarılıdır. PKK siyasetinin esası mağduriyet ve direniştir. Bu, 80’den Şengal’e 21. yy çağdaş Kürt tarihidir.

Hepimiz Kürtlerarası uzlaşma ve barıştan yana olalım. Farklılıklarımızı çatışma sebebi yapmayalım. Ortak çıkarlarımızı ve ulusal birliği her şeyin önüne alalım.

EN SON EKLENENLER