Referandumda asıl kıyamet Kürt sorununda kopacak!

KENAN KIRKAYA / dihaber- Ankara / Analiz

Türkiye’nin kaderini belirleyen referandum yaklaştıkça taktikler de yeniden gözden geçirilmeye başlandı. Avrupa ile kriz, Türkiye’yi savaşa sokma girişimleri derken, referandumda en hassas ve can alıcı konunun Kürt sorunu olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Gazeteci Murat Yetkin’in dünkü köşe yazısında dile getirdiği gibi referandum öncesi bütün hesaplarını, “Milliyetçi kesimi ikna ederek referandum sınavını geçmek” üzerinden yapan AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yapılan anketler ve sahadan yansıyanlar üzerinden ciddi bir sıkışmışlık hali yaşıyor. Bu durum sadece muhaliflerin iddiası olarak gündeme gelmiyor. İlk günden beri, bir şekilde Kürt seçmenin desteğinin alınması gerektiğini yazan AKP’ye yakın Abdulkadir Selvi gibi isimler de kabul ediyor ve hükümetin yaşadığı sıkıntı üzerinden, “AK Parti’nin bir mola stratejisi vererek, durumunu gözden geçirmeye başladığını” yazıyor.

AKP’nin bu sıkışmışlığı son günlerde Kürtlere yönelik yaptığı “mahçup girişimlerle” kendisini daha açık bir şekilde gösteriyor. Kent saldırıları, Kürt siyasetini tümüyle tasfiye girişimleri, MHP ile kol kola girerek daha milliyetçi olduğunu gösterme yaklaşımları ile Kürtlerle arasındaki köprüleri atan ve yanına aldığı MHP ile Kürtlere adeta “size ihtiyacım yok” mesajını silinmeyecek bir şekilde veren AKP, “durumun hesaplandığı gibi olmadığını” görünce, Kürtlerin kapısını çalmakta zorlanıyor. Asıl mahçubiyetin nedeni de kapının yüzüne kapanma olasılığının ne kadar güçlü olduğunu biliyor.

O yüzden bir yandan geçmişte bu anayasa değişikliğinin mimarı sayılan Burhan Kuzu üzerinden yapılan hakaretlere rağmen yeniden Şeyh Sait ve arkadaşlarına sarılıyor AKP ama öte yandan ortağı Devlet Bahçeli’den gelen tepkiler üzerine aynı pankartı toplatıyor. Bir yandan Rojava’ya yönelik her türlü karşıtlığı yaparken öte yandan Mesut Barzani ile geliştirdiği ilişkiler üzerinden, “Kürt dostu” olduğunu göstermeye çalışıyor. Hükümet Kürt seçmene yönelik ne yapacağını o kadar şaşırmış durumdaki Kürt politizasyonunun merkezi olan Diyarbakır’da zafer işareti yapanlara “bozkurt işareti” ile karşılık veriyor. Yıllardır “Kürt sorunu vardır-yoktur, Kürtlerin talepleri haktır-terörizmdir” ikilemleri arasında gidip gelmiş iktidar Kürtleri oyalamak için Diyarbakır meydanında yine inkarı tekrarlayacak. Bununla da sayıları çok az olmakla birlikte yaptığı bozkurt işaretlerine rağmen “ulusalcı geçinen” bir kısım Kürtleri belki yanına alabilecek. Ama yok sayılan, inkar edilen, çözdük denilen Kürt sorunu çözülmedikçe herkesin ayağına dolanan bir temel sorun olarak varlığını sürdürdüğünü bu dönemde de yakıcı bir şekilde kendisini gösterecek.

 

EN SON EKLENENLER