Güven: Türkiye Efrîn’de büyük kaybeder

Türkiye’nin Efrîn’e yönelik saldırılarını değerlendiren DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Efrîn’e yapılmış bir saldırıyı Diyarbakır’a yapılmış saldırı olarak göreceklerini ve bu saldırı karşısında sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Güven, “Türkiye Efrîn’e saldırmakla büyük kaybeder ve bir kez daha eli boş döner” dedi.

Türkiye uzun süreden beri Efrîn ve Şehba bölgesine dönük saldırı planları yapıyor. Ezaz, Exterin, Rai, Cebel Akil, Bab ve Mare bölgesine yığınak yapılırken, Türkiye günlerdir Efrîn’e top atışları gerçekleştiriyor. Kefranton köyüne düzenlenen bombardımanda aralarında kadın ve çocukların da olduğu 3 sivil hayatını kaybetti, 8 sivil ise yaralandı. Efrîn’le ilgili dihaber’in sorularını yanıtlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye’nin Efrîn saldırısını, olası işgal girişiminin sonuçlarını, bölgeye etkisini ve yapılan ittifakları değerlendirdi. Güven, Türkiye’nin bu yanlıştan bir an önce dönmesi gerektiğini, aksi taktirde olası bir saldırıdan sonuç alamayacağını ifade etti.

* Türkiye’nin Şehba ve Efrîn’e dönük saldırı girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ortadoğu coğrafyası tekçi politikaları yüzünden sürekli bir arayış içindedir. Bu kadim coğrafyada neredeyse taş üstünde taş kalmadı. Yine yakın bir zamanda Saddam, Esad ve daha birçok diktatörlerin hüküm sürdü. Suriye’de yaşanan iç savaş sonucunda Kürtler kendi statülerini kurmak için çaba gösterdiler. Mülk hakkı, kimlik ve neredeyse yaşam hakkı olmayan Kürtler, ‘Kendi statümüzü kendimiz belirleyeceğiz’ deyip iradesini ortaya koydu. Bugün Ortadoğu’daki en etkili güç Kürtlerdir. Tüm dünya Kürtlere hayranlıkla bakarken, Türkiye yanlış politikalarla hep Kürtlerin karşısında durdu. Türkiye başından beri Esad’a karşı olduğunu ancak Kürtlerin de statüsünü kabul etmeyeceğini söylüyor. Bu da kabul edilmez. Rojava’daki Kürt’e, yaklaşım içerdeki Kürt’e de yaklaşım aynıdır.

KOBANÊ’DEN DERS ÇIKARMAYANLAR EFRÎN’E SALDIRIYOR

Kobanê’den ders çıkarmayan Türkiye bugün Efrîn’e saldırı hazırlığı yapıyor. Hatta yer çatışmalar yaşanıyor. Peki, niye bu saldırı yapılıyor. Efrîn’den, Kobanê’den Türkiye’ye tek bir kurşun sıkılmış mı, saldırı olmuş mu? Hayır. Ta Kobanê’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi, ‘Kobanê düştü düşecek’, peki düşseydi senin payına ne düşecekti. Kobanê’de herkes direndi ve Kobanê düşmedi. Şimdi Efrîn’e saldırıyor. Efrîn, Cizîr ve Kobanê kantonlarının birleşmesini istemiyor. Türkiye hangi hakla buna engel olabilir. Öyle Efrîn’e saldırmakla Efrîn’e gireceğini mi zannediyorlar? Bu öyle kolay olmayacak. Kürtler sizin diktatörlük rejiminize boyun eğmeyecek. ‘Buradan gireceğiz, şuradan çıkacağız’ deyip Efrîn’e saldırmak isteyen zihniyet iyi bilsin ki hiçbir şey yapamayacaklar. Efrîn’e yapılmış bir saldırıyı Amed’e yapılmış bir saldırı olarak görürüz. Bunun karşısında da sessiz kalmayacağız.

* AKP-MHP ikilisinin, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), El Nusra gibi gruplarıyla ittifak kurup Efrîn’e olası bir saldırısı ne gibi sonuçlar doğurur?

AKP-MHP ittifakı dememek lazım. Erdoğan-Bahçeli ittifakı denilmelidir bence. İnanıyorum MHP’nin tabanında da AKP’nin tabanında da bu ittifaka karşı olanlar da var. Bu ittifakın tek amacı Kürt’ü vurmak için bir araya gelinmiş bir ittifaktır. Bu ittifak Türkiye’nin sorunlarını çözmek, yeni politikalar oluşturmak için kurulmuş değildir. Türkiye’nin emek, iş, ekonomi, iş cinayetleri, hak ihlalleri, kadın cinayetleri gibi sorunları var. Erdoğan-Bahçeli ittifakı bu sorunların çözümü için hem çözmez hem de anlaşamaz. Ama nerede anlaşıyorlar? Kürt’ün katliamında, Kürtlerin statüsünü elinden alma konusu olunca anlaşıyorlar. Lice, Xeraba Bava, Talatê ve Kürdistan’ın birçok yerinde operasyonlar yapıldı. Operasyonlara da ‘Üç hilal’ ismi verildi. MHP’ye şirin görünmek mesajıdır. Bu ittifak baştan yanlıştır ama bu ittifakın çöküşü Efrîn’e saldırmakla olacak. Efrîn’e gittiklerinde karşılaştıkları direniş ve güçle çökecektir.

KÜRTLERİ YOK ETMEK İÇİN BU İTTİFAK KURULMUŞ

ÖSO, El Nusra gibi çete grupları da onlar için çok önemli gruplardır. Fırat Kalkanı Harekatı’nda bu çetelere yaklaşım da ortaya çıktı. DAİŞ’e karşı büyük bir savaş yürütmediği de ortaya çıktı. Tüm bu çeteler Türkiye ile güdümlüler. Halk için yaptıkları bir şey yoktur. ÖSO, El Nusra, Ehrar El Şam gibi örgütlere Türkiye’den silah, ekonomik destek gitti. Onlara verilen silah gücü kadar QSD’ye gitmiş değildir. Bu güce rağmen savaşamadılar. Savaşı yürütmek için önce inanmak lazım. ÖSO’nun arkasında Türkiye var. Bunlar zaman zaman DAİŞ’le de işbirliği içinde oldu. Bugün Katar krizi de şu anlama geliyor. Sıra Türkiye’ye geliyor. Çünkü sırada Türkiye var. Katar kadar Türkiye sınırda DAİŞ çetelerine destek olmuştur. Bu ittifak çökmüş bir ittifaktır. Bu ittifakın Kürtleri siyaset alanından tasfiye etmek amacındadır. Ama Kürt’ü yok etmek için kurulan bu ittifak kesinlikle amacına ulaşmayacak. Efrîn’de de burada da başka yerde de Kürt karşısında çökecektir.

* Rusya’nın Suriye topraklarında rolü biliniyor. Son dönemlerde Türkiye ile ilişkilerine de bakıldığında Kürtlere “Türk sopası” mı gösteriliyor?

Egemen güçler Ortadoğu’da hakim olmak istiyorlar. Ama yine aynı topraklarda güçlü bir Kürt gücü var. Kuzey, Güney, Batı ve Rojava’da kendi ayakları üzerinde duran, öz gücüne dayanan bir Kürt gerçekliği var. Rusya Kürtlere bir gün ‘Haklısınız’, ‘Kürtler statü sahibi olmalı’ deyip sonra, Türkiye ile ittifak kurma girişimi, Efrîn üzerinden Türkiye ile kirli hesaplara girmesi tamamen ikiyüzlü bir politikadır. Rusya oryantalistir, egemendir. Kendi çıkarı için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Hem Rojava hem de Kürt hareketi bu politikalarını deşifre etti. Bu günlerde KNK öncülüğünde Kürt Ulusal Birliği’nin sağlanması için önemli çalışmalar yürütülüyor. Kürtler birliğini sağlamak, gücünü birleştirmek için girişimlerin sürdüğü bir dönemde Rusya’nın da Türkiye’nin de bu tutumları karşısında sinecek değiliz. Rusya Türkiye’den büyük çıkarları var. Bunu gözden çıkaramıyor. Dengeli, ikiyüzlü politikalar yürütüyor. Ama Kürtler, Kürt halkı Rusya, ABD’nin politikalarına göre değil kendi öz güçlerine göre hareket edecek. Rusya’nın Kürtlere göstermek istediği Türkiye sopasını da kabul etmeyeceğiz. Karşı duracağız.

* Türkiye’nin Efrîn’e dönük saldırı planları Kuzey Suriye politikalarından bağımsız olmadığı söyleniyor ve bu saldırıyla Kobanê’yi elde edemeyenler Efrîn’e mi saldırıyor?

Efrîn’e saldırmak isteyen güçler Efrîn’i elde edemeyeceklerini çok iyi biliyor. Efrîn’de şu an çok güçlü bir güç var. Efrîn’e girecekmiş gibi hazırlık yaparken, Türkiye orada bir koridor açmak istiyor. Bu koridor da ‘Arap koridoru’dur. Oradaki çeteleri silahlandırıp, Kürtler karşısında kullanmak istiyor. Türkiye’de orada var olmak istiyor. Ama bugüne kadar Türkmenler için hiçbir şey yapmadı. MİT TIR’larındaki silahlar Türkmenlere gitmediyse nereye gitti? Efrîn’e girecekmiş gibi yapıp, kendine bir alan yaratmak istiyor. Ama bunu da başaramayacaklar. Nasıl Kobanê’yi elde edemeyip, bugün Efrîn’e saldırılanlar bilsin ki Efrîn’i de elde edemeyecekler. Öyle Kürtleri küçük görmek, ‘Giderim, saldırırım, öldürürüm’ deyip, yola çıkmak kolay değil. Ne olursa olsun Efrîn’i koruyacağız. Kürtler bir kez daha bu direnişi ortaya koyacak.

* Efrîn’e saldırı sizce ne gibi sonuçlar doğurur?

Efrîn Rojava’nın bir bölgesi, kantonudur. Bu kantonda yaşayan insanlar hem DAİŞ hem de Esad zulmüne karşı savaşarak elde ettiler. Çok ciddi bedeller ödeyerek oraları özgürleştirdiler. Oraları özgürleştirerek kendi sistemini inşa etmeye çalışan ve gerçekten dünyaya model olabilecek demokratik bir sistem oluşturmaya çalışan Efrîn çok kolay teslim olmayacak kendisini savunacaktır. Bir saldırı ısrarla olursa ciddi anlamda kayıplar yaşanacaktır. Çünkü Kobanê’den biliyoruz. Kobanê’de DAİŞ çetelerine karşı hem koalisyon güçleri havadan hem karadan YPG/YPJ savaşçıları günlerce savaşarak orayı özgürleştirdiler. Onun için Türkiye böyle bir şeyi göze alamaz, almamalıdır. Alacağını da zannetmiyoruz. Öyle bir girişim olsa da başka şeylerin yolunu açmak içindir ama olursa emin olun Türkiye Suriye’yi geçer. Türkiye’de içte öyle şeyler yaşanır ki AKP’nin de hayal edemeyeceği şeyler olur. AKP nasıl 6-7 Ekim’i hayal edemedi Türkiye’de hayat durdu, bu kez de halkın böyle sessiz durduğuna bakmasın OHAL’e güvenmesin. KHK’lere güvenmesin. Bu halk bıçak kemiğe dayandığı anda neler yapabileceğini kanıtlamış bir halk. Dolayısıyla biz böyle bir şeyi düşünmek bile istemiyoruz. Bütün demokrasi güçlerinin de Türkiye’nin diğer kesimlerini de buna karşı durmaya davet ediyoruz. Bu ciddi anlamda bir kardeş kavgası olur. Böyle bir şey yaşanmasına kimsenin izin vermemesi gerekiyor. Biz bu yoldan bir an önce dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

* HDP’nin de buna dönük tavrı ve açıklaması oldu. Efrîn’e dönük saldırının savaşı büyüteceği, bir de DAİŞ’le mücadeleyi etkisizleştireceği gibi değerlendirmeler oldu. Sizce savaşı gerçekten körükleyecek ya da DAİŞ’le olan mücadeleyi zayıflatacak mı?

DAİŞ şu anda sıkışmış durumda. Rakka hamlesi çok ciddi bir hamleydi. Rakka’yı kendine başkent olarak gören bir DAİŞ zihniyeti vardı. Rakka’yı elde ettikten sonra başka birçok alana açılımı sağlamıştı. Rakka ellerinden alındığında ciddi anlamda zorlanacak bir DAİŞ ortadayken kalıp bu Rakka hamlesini zayıflatacak, aslında orada dikkatleri Efrîn’e çekerek belki gücü zayıflatarak DAİŞ’e alan sağlamış olacak. Savaşı ve o coğrafyayı bilen herkes bunu böyle bilir. O yüzden Türkiye’nin bundan vazgeçmesi ve kararını vermesi gerekiyor. Gerçekten DAİŞ’le mücadele etmek istiyor mu ve gerçekten DAİŞ’i terör örgütü olarak görüyor mu? Eğer görüyorsa ki biz bunu çok fazla duymadık AKP’lilerden. Bugüne kadar DAİŞ’in Türkiye’nin herhangi bir askeri gücüne müdahale ettiğini gördünüz mü? Tamamen burada yaşayan halklara karşı katliamlar gerçekleştirmiştir. Bunların hepsi düşündürücü şeylerdir. O yüzden Efrîn’e girmek için acaba böyle bir karar verirken, gerçekten DAİŞ çok sıkışmış DAİŞ’i biraz rahatlatmak için mi yapıyorlar diye de düşünmek gerekiyor. Çünkü geçmiş politikalara baktığımızda böyle şeylerin yaşanmış olduğunu da görüyoruz.

‘KÜRTLERDEN ÇOK TÜRKİYE HALKLARI REFLEKS GÖSTERMELİ’

Bugüne kadar çok ciddi katliamlar yaşandı. Türkiye halkları dostları yeterince refleks göstermediler. Bir Roboskî yaşandığında 34 Kürt katledildiğinde Türkiye’den halklar akın akın akmış olsaydı bugün o CHP’nin yürüttüğü Adalet yürüyüşü Roboskî’de yapılmış olsaydı emin olun bu güç birliği sağlanmış olurdu. Hem referanduma hem de bundan sonraki sürece yansırdı. Şimdi AKP Kürdistan’da niye var? AKP gerici, tekçiliği savunan bir parti Kürdistan’da niye var? CHP’nin burada olmaması niye? Bunların hep sorgulanması gerekiyor. Kürtlerin sözü edildiği zaman bir refleks gelişiyor. Burada bir samimiyetsizlik görüyoruz. O yüzden biz Efrîn’e karşı geliştirilecek olan bir operasyonda Kürtlerden çok Türkiye halklarının refleks göstermesini gerektiğini düşünüyoruz. Orada yaşamını yitirecek yüzlerce asker kimdir, kimin evlatlarıdır? Türkiye’den gelen gecekondularda yaşayan fakir fukaranın evladıdır. Bunlar görülmeli. Bu sadece Kürtlerin sorunuymuş gibi yaklaşılmamalı. Ayrıca evrensel değerlere saygı gösteren herkes buna karşı çıkmalıdır. Efrîn’e saldırması hangi yasal hukukla anlatılabilir? Türkiye halkları bunları görmelidir. Kürtler için yan yana durmanın tam zamanıdır. Yoksa sıra onlara da gelecek. Bu kadar insan bugün faşizmle karşı karşıya kaldıysa bu, zamanında Kürtler yan yana durmamaktan kaynaklıdır.

* Efrîn’e dönük saldırıdan Türkiye’nin sonuç alacağını düşünüyor musunuz?

Kesinlikle Türkiye Efrîn’e saldırmakla büyük kaybeder. Türkiye Efrîn’e girmemeli. Türkiye ‘Fırat Kalkanı’ adı altında bir operasyon başlattı. Aylarca oraya saplandı ve hiçbir sonuç almadan onlarca askeri de kaybederek Türkiye’ye geri döndü. Ortadoğu’da siyaset yürüteceksen eğer oradaki halkların statüsünü tanımak zorundasın. Oradaki gerçekliği bilmek zorundasınız. Tekçilik Ortadoğu’da olmaz. Bunların hepsini göz ardı ederek ‘Kürdü vurayım da ne olursa olsun’ diyen bir AKP zihniyeti Efrîn’de başarılı olamaz. Efrîn halkı yalnız değildir. Biz bugünlerde ulusal kongremizi gerçekleştirdiğimizde o kongreden çıkacak sonuçla birlikte Rojava halkı asla yalnız değildir. Biz Efrîn’e yapılmış her şeyi kendimize yapılmış farz ederiz. Türkiye yine eli boş dönecek. Yapmamalı. Hem ülkenin kaynaklarını hem insanlarını heba etmemeli.

Aziz Oruç / Cihan Başakçıoğlu – dihaber

EN SON EKLENENLER