Ceza değil İŞKENCE EVLERİ

Cezaevlerinde her geçen gün artan baskılar rutin hali aşıp sistematik hale geldi. Her cezaevinde farklı işkence yöntemleri uygulanırken, tutsakların hukuksal olarak yaptığı tüm girişimler ise sonuçsuz kalıyor

Cezaevlerinde hak ihlalleri, kötü muamele ve işkence bitmek bilmiyor. Kürdistan ve Türkiye’deki cezaevlerinde yaşananların 1980 ve 1990’lı yılları bile geri bıraktı. Kürdistan’da Xarpêt (Elazığ), Dîlok (Antep) ve Wan cezaevlerinde her gün hak ihlalleri haberleri gelirken Türkiye’de de bir çok cezaevinde tutsaklar işkence uygulamalarına maruz kalıyor.

Xarpêt’te açlık grevi sürüyor

Elazığ Cezaevi’nden kısa süre önce tahliye olan Berna Çelebi, işkence için oluşturulan odalarda tutsakların keyfi muamelelere maruz bırakıldığını dile getirdi. Koğuşların içine banyo ve tuvaletlere yerleştirilen kameraları tutsakların kırmasının ardından A Takımı olarak adlandırılan bir ekibin koğuşlara girerek tutsaklara şiddet uyguladığını belirten Çelebi, baskıların artması üzerine 1 Kasım’dan bu yana kadın tutsakların açlık grevinde olduğunu söyledi.

Tek tip, ayakta sayım

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden 2016 yılında Gaziantep L Tipi’ne sürgün edilen tutsaklar, tek tip kıyafet ve her sabah ayakta sayım vermeye zorlanıyor. Uygulamaya karşı olan tutsaklar hakkında ise cezaevi yönetimi tarafından soruşturma açıldı. Tutsaklardan, Mehmet Uyanık’ın annesi Şehrat Uyanık, Abdulmetin Bayram’ın eşi Şükran Bayram ve tutsak yakını Leyla Kararslan, yakınları ile yaptıkları görüşmede cezaevinde baskıların her geçen gün arttığına dikkat çektiler.

Patnos’ta müzikli işkence!

Patnos M Tipi Cezaevi’nde günlerdir tutuklulara yüksek sesli müzik dinletildiği öğrenildi. Gece geç saatlere kadar hoparlörden yüksek sesli müzik dinletilmesine karşı çıkan tutuklular ise darp edildi. Yine aynı cezaevinde havalandırmada top oynarken ayağını burkan bir tutuklunun günlerdir revire çıkarılmadığı, ilaç verilmediği belirtildi. Hak ihlalleri konusunda sınır tanımayan cezaevi yönetimi tutukluların gazete almasına da izin vermediği günlerdir koğuşlara gazete dağıtılmadığı aktarıldı.

Kendilerini duvara vurmuşlar

Balıkesir’de bulunan Bandırma Cezaevi’nde bulunan 5 tutsağın 12 Mayıs 2017 tarihinde İnfaz Hakimliği’ne götürüldükleri esnada gardiyanlar tarafında ndarp edilmesine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada tutsaklar suçlandı.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Ankara CHP Milletvekili Şenal Sarıhan’ın yaptıkları başvuru sonucunda, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nce yapılan açıklamada darp olayına ilişkin; “Hükümlü ve tutukluların üst aramasına direndiği, hükümlü Mahmut Demirel’in kendini duvara vurduğu, sağlık memuru çağrıldığı ve kendisini duvara vuran hükümlüye gerekli müdahale yapıldı” yanıtını verdi.

Daha önce cezaevinde darp edilen hükümlü ve tutuklularla görüşen avukat Hatice Korkut ise mahpusların kendisine anlatılanları şöyle aktarıyor: “Mahkemeye çıkarıldıklarında üstleri başları kan içerisinde olduklarını, infaz hakimliğinin bu durumu tespit ettiği ve tutanaklara geçtiğini söylediler.” Cezaevlerinde 1990’lı yıllarda yaşanılan hak ihlallerinin tekrar gündeme geldiğini belirten Korkut şöyle konuştu: “Genelin dışına çıkan olağanüstü zeminler hazırlanıyor, rutin uygulamalardan aniden hak ihlallerine geçişler yaşandı. Çoğu cezaevine aileler de yeterince gitmediği için hak ihlalleri sürece yayılarak cezasız bırakılmaya başlandı. Soruşturmalar etkisiz hale bırakılmak için her türlü yöntem deneniyor. Bu durum bizlere 90’lı yılları hatırlatıyor. Çok tehdit edici bir durum.”

Her yerden şikayet var

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Ali Şeker, AKP hükümeti tarafından cezaevlerinin ürkünç mekânlar haline getirilmek istendiğini belirterek, “Öyle bir görüntü yaratmak istiyorlar ki herkes cezaevinden korksun, kendisi ne istiyorsa herkes bu korkuyla ona biat etsin istiyorlar” diye konuştu. Cezaevlerindeki işkenceler ile çok fazla şikâyet aldıklarını belirten Şeker, “İnsanlar ceza almış olabilirler ama bu cezaların medeni bir şekilde infaz edilmesi gerekir” şeklinde konuştu. Şeker, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uzun süredir ailesi ve avukatları ile görüştürülmemesine ilişkin soruya ise, “Herkese eşit hukuk uygulanmalı. Bu çerçevede ailenin ve avukatların taleplerinin karşılanması gerekir” yanıtı verdi.

Silivri’de saç sakal genelgesi

Silivri Cezaevi’nde ise Dan Brown’ın Da Vinci Şifresi adlı kitabı cezaevine alınmadı. Konuyu Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e bir soru önergesiyle sorduğunu da belirten CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, koğuşlardaki el radyolarının yönetim tarafından toplandığını söyledi. Silivri Cezaevi’ndeki tutuklulara bir kaç gün önce bir tebligatın verildiğini de belirten Yarkadaş “Cezaevindeki kişilerin saç ve sakal şekillerinin toplumun geneline uyum sağlayacak şekilde düzenleneceği belirtilmiş. Bu 12 Eylül artığı bir uygulamadır. AKP cezaevlerini laboratuar olarak kullanmaya çalışmasın” dedi.

EN SON EKLENENLER