Seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı durum

Bu seçim bizim için bir zafer ile tamamlanmasa da binlerce kadrosunun ve eşbaşkanlarının tutuklu olduğu, binlercesinin ise adeta mülteci konumuna düştüğü, kalanların ise başında Demokles’in kılıcının olduğu bir ortamda ve atmosferde çalışmaları bu derece ileri götürmek ve kendi asıl oylarını korumak, Kurdistan’da kayıplarımız olsa bile yine birinci parti olarak çıkmamız bir başarı olarak görülebilinir

Rûbar Amedî

Zorlu bir süreci ve zorlu bir seçimi bitirdik. Her yönüyle ele alınıp değerlendirilmesi gereken bazı durumlar ortaya çıktı.

Kürt siyasal partisi ilk kez HEP sürecinden günümüz Yeşil Sol Partisi’ne kadar olan süreçte tabanından bu kadar sert eleştiriler ve değerlendirmelere maruz kalmamıştı. Yapılan değerlendirmeler ve verilen özeleştirilere de bakıldığında bunun en temel nedenlerinden biri politik hedeflere ulaşılmadığı ve kitle ile partisi arasına da istenmeyen belli mesafelerin ortaya çıktığıdır. Bu durum ister istemez nitelikli çalışmaların ortaya çıkmasının önünde en büyük engel oluşturmuştur.

Yaklaşık on yıla yakındır devletin yaptığı operasyonlar sonucunda sahada tecrübeli, birikimli yüzlerce kadronun tutuklanması, yüzlercesinin aldıkları ceza nedeniyle pasif etkisiz bırakılması ya da yurt dışına çıkmak zorunda kalması beraberinde örgütsel çalışmalarda da büyük sorunların yaşanmasına neden oldu. Bu boşluğun giderilmemesinin en büyük nedeni Abdullah Öcalan’ın Siyaset Akademisi projesinin işlevsiz kalmasıdır. Nitelikli kadro yetiştirilmedi, var olanlar ile yetinilerek yola devam edildi. Oysa tabanı harekete geçirecek olan nitelikli kadrodur. Nicel olarak ne kadar büyürsek büyüyelim bunu örgüte geçirecek nitelikli kadro yoksa nicel büyüme bir yerde tıkanır ve büyük örgütsel sorunlara neden olur. İşletilemeyen siyaset akademisi politikasının en ağır sonuçlarını 2023 seçimlerinde çok bariz olarak yaşadık.

Politikadaki yetersizlikler politikacıların yetersizliği ile bütünleşince ortaya sonuç almayan, kısır döngü içinde kalan, halktan kopuk, örgütlemeden uzak il binaları ile sınırlı kalan bir durum yaşandı. Seçim sathına girdiğimiz dönemde yeterli oranda halk ile buluşma, öneri, değerlendirme ve görüşler alınmayıp merkezi yan daha çok ön plana çıkınca, doğal olarak politik kitlede sert eleştiriler ve değerlendirmeler artık kaçınılmaz oldu. Aday belirleme sürecinde tabanın bunun dışında bırakılması en büyük kırılmalardan biri oldu. Özellikle TİP’e yönelik tabanın kaygısını ve eleştirilerini sonuçlandırmadan, netleştirmeden seçime girmek, haklı olarak tabandan çok sert tepkilerin gelmesine yol açtı.

İttifaklar politikası net anlaşılır ve uygulanabilir bir hale getirilmedi. Mücadele ittifakı ile seçim ittifakı arasındaki fark göz ardı edilerek anlaşılmaz bir durum ile hayata geçirilmeye çalışıldı. Oysa tabanın sesini, eleştirilerini, değerlendirmelerini duymak için kesinlikle dinlemek gerekirdi. Dinlenilmeyen bir kitlenin sesi duyulamaz.

Şüphesiz bu yaşanan olumsuzlukları en çok kullanan ve manipüle eden iktidar medyası ve özel savaş aygıtları oldu. Halkın partisine sahip çıkma eleştirilerini bilinçli bir şekilde gerek reel yaşamda ve gerekse sosyal medya ortamlarında adeta parti yöneticilerimize itibar suikastlarından tutalım kele istemeye, linç etmeye varıncaya kadar girişimler alenen ortaya çıktı. Bunların temel hedefi partisine bağlı yurtsever taban kitlenin kafasını karıştırmak, sandığa gitmesini engellemek ve partisine olan güvenini zedelemek içindi. Fakat bu saldırılar yurtsever kitlenin onurlu ve kararlı duruşuyla boşa çıkarıldı. Bu dönemin isimsiz kahramanları tüm zorluklara rağmen, yoğun tutuklanmaya ve baskılara rağmen yılmayan, fedakârca çalışan, özveri ile kendini çalışmalara katan yurtsever ve demokrat taban oldu. Bu seçim bizim için bir zafer ile tamamlanmasa da binlerce kadrosunun ve eşbaşkanlarının tutuklu olduğu, binlercesinin ise adeta mülteci konumuna düştüğü, kalanların ise başında Demokles’in kılıcının olduğu bir ortamda ve atmosferde çalışmaları bu derece ileri götürmek ve kendi asıl oylarını korumak, Kurdistan’da kayıplarımız olsa bile yine birinci parti olarak çıkmamız bir başarı olarak görülebilinir.

Süreç tekrardan yeniden yapılanmayı ve toparlanmayı gerektirmektedir. Verilecek güçlü özeleştiriler yeniden yapılanmanın kilit noktası olacaktır. Adeta fabrika ayarlarına geri dönme gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Gelen yoğun eleştiriler doğrultusunda yapılacak halk toplantıları, halk ile buluşma ne kadar güçlü geçerse toparlanma da o kadar güçlü olacaktır. Bizler de eleştirdiğimiz kadar sahip çıkarak sürece kendimizi katarsak en hızlı bir şekilde sonuca ulaşabiliriz.

Yeni kurulan hükümet adeta bir savaş hükümetidir. Önümüzdeki süreçte çok daha zorlu bir mücadele ile karşı karşıya kalacağız. Mahmur, Şengal ve Rojava kazanımlarına yönelik çok ciddi saldırı planları devrede. Bunlara karşı koymak ve boşa çıkartmak için bir an önce artık yeniden yapılanma ile iç tartışmalarımızı tüketip gündemimize geri dönmek artık elzemdir. Meşru zeminin dışında yapılacak birçok iyi niyetli eleştiri ve değerlendirmeler bizi geliştirmeyecek, tam tersi partiyi ve yöneticilerimizi açık saldırılara ve hedef haline getirecek. Meşru zeminlerde soracağımız her hesap ve yapacağımız eleştiriler bizi daha çok geliştirecek ve güçlendirecektir.

Bunun için direniş geleneğinin öncü gücü olan partimize karşı gelişebilecek her türlü bozguncu, ihanetçi ve teslimiyetçi yaklaşımlara karşı nerede olursak olalım Mazlumların, Kemallerin, Agitlerin duruşu ve sözleri ile karşı koyarsak, tekrardan başaramayacağımız hiçbir kazanım yoktur.

#Seçim #sonuçlarının #ortaya #çıkardığı #durum

EN SON EKLENENLER