20 yıldır cezaevinde olan hasta tutuklu Solhan’a özgürlük istendi

 Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi üyeleri, eylemlerinin 152’nci haftasında 20 yıldır cezaevinde olan ağır hasta tutuklu Bahatttin Solhan ve tüm hasta tutuklular için özgürlük talep etti.

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi üyeleri, eylemlerinin 152’nci haftasında cezaevlerindeki hasta tutukluların tahliye edilmesi talebiyle bir araya geldi. Konur Sokak’ta bir araya gelen inisiyatif üyelerine bu hafta HDP’li milletvekilleri Sibel Yiğitalp ve Hüda Kaya da destek verdi.
Her hafta bir hasta tutuklunun yaşam öyküsünün anlatıldığı eylemde bu hafta da 20 yıldır cezaevinde bulunan Bahattin Solhan’ın öyküsü okundu.

İHD Ankara Yöneticisi Nuray Çevirmen, Solhan’ın 1997’de başından vurularak yaralandıktan sonra tutuklandığını aktararak, Solhan’ın sağlık durumuna ilişkin şunları söyledi: “Beyin travması nedeniyle ameliyat edilmiştir. Tüm yaşamı boyunca devam edecek ilaç kullanmak zorundadır. Beynin sağ tarafında oluşan ödem nedeniyle vücudunun sol tarafında yumuşamalar yaşamıştır. Adli Tıp Kurumu tam teşekküllü hastanede tedavisinin yapılması gerektiğini raporlamış ancak Diyarbakır’da yalnızca arada bir hastaneye götürülüp getirilmiş ve ilaçları verilmiş ve tedaviye dönük bir şey yapılmamıştır. Diyarbakır’da ‘yapılacak bir şey yok’ denilerek, Ankara Gazi Üniversitesi’ne sevk edilmiş ve bunu için Sincan Cezaevi’ne getirilmiştir. Ameliyat olması istenirse yüzde 95 riskli olduğu söylenerek onayı kendisine bırakılmıştır. Ailesine, arkadaşlarına, hiç kimseye ulaşma imkanı olmadığından cezaevine geri götürülmüştür. Sürekli nöbet geçirmesinden ve 3 kişilik f tiplerinin de buna uygun olmadığını düşünerek Diyarbakır cezaevine geri dönmüştür. Başındaki sorunun büyük olması, günde 6 bin mg kadar ilaç kullanması, başının sağ lobundan parça alınmış, sağ tarafta yara yerinden kemik alınıp öyle bırakıldığı için nöbetlerde yaşamı tehlike altındadır. Bu nedenle düştüğünde ve nöbet geçirdiğinde yanında birileri olmalı veya kalabalık yerlerde bulunması gerekmektedir. Beyninde oluşan bu hasar nedeniyle vücudunun sol tarafında uyuşmalar, tutulmalar, nöbet geçirmeler, unutkanlıklar, baş ağrıları ve baş dönmeleri meydana gelmektedir. Bununla beraber hapishanede bulunmanın getirdiği zorluklardan oluşan hastalıklar ve kullandığı ilaçların etkisiyle de oluşan birçok hastalı da var. Ülser, mide- bağırsak hastalıkları, iltihaplanmalar ve hemoroid hastalıkları da oluşmuştur. Yine bel ve boyun bölgesinde fıtıktan kaynaklı sıkıntılar var. Bu hastalıklarla beraber Bolu cezaevine gelmeden önce farkına vardığı ama neden ve sonuçlarını bilmediği hastalıkları da oluşmuştur. Özellikle sol göğüs ve göğüs altındaki ağrılar, bazen nefesinin kesilmesi, havaların bozulması ve çok soğuk olmasından da kaynaklı sırt, bel, omurga ve eklemlerinde sürekli ağrılar oluşmaktadır.”

Çevirmen, uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış ve ilgili devletlerin imzaladığı insan haklarının yok edilmesine dönük uygulamaların OHAL süreciyle birlikte artığını ifade etti.

Çevirmen’in ardından konuşan HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ise, “Birileri astımı var diye tahliye edilirken, 20 yıldır kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayamayacak durumda olan yüzlerce tutsağın yaşam hakkı tedavi hakkı ellerinden alınıyor. 500’ün üzerinde insanımız tahliye edilmesi gerekirken maalesef en insani hakları dahi ihlal ediliyor” diye konuştu.

Açıklamaların ardından inisiyatif üyeleri, eylemlerinin 153’üncü haftasında yeniden bir araya gelme çağrısı yaptı.

EN SON EKLENENLER