6 çocuğun can verdiği Kuran kursu iddianamesi çıktı: Ne müftülüğe ne Diyanet’e dokunuldu

Kulp’ta 6 çocuğun yanarak can verdiği Kuran kursuyla ilgili iddianame çıktı. İddianamede, binanın ruhsatsız ve elektriğinin kaçak olduğu belirtilmesine rağmen eğitim-öğretim yapılması için izin veren ilçe müftüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kusuru bulunmadı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Kulp ilçesine bağlı Karaağaç (Benin) köyünde Kulp Müftülüğü ’ne bağlı Kuran Kursu’nda 1 Aralık 2015 tarihinde çıkan ve 6 çocuğun yaşamını yitirdiği, 6’sının yaralandığı yangın faciasına ilişkin yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 6 sayfalık iddianamede, Kur’an Kursu öğreticisi Faruk Işık ve Köy Muhtarı Özcan Ceylan hakkında “Görevi kötüye kullanma” ve “Taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlarından 3’er yıldan 18’er yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı. Kuran Kursu binasını inşa eden Köy Muhtarlığı İhtiyar Heyeti’nde yer alan Abdullah Cengiz, Hanifi Dizmen, Hiyasettin Bartar ve Sebahattin Çankaya’nın ise “Taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları istendi. İddianamede, Kulp Müftülüğü’ne bağlı Kur’an kursunda eğitim gören öğrencilerin yatakhane olarak kullandıkları bölümdeki odanın soğuk olması nedeniyle kullandıkları ısıtıcı nedeniyle yangının çıktığı hatırlatılan iddianamede, 6 öğrencinin yangın nedeniyle odanın balkon kapısından dışarıya çıkmaya çalıştıkları sırada yaşamını yitirdiğinin tespit edildiği ifade edildi.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN İZNİYLE AÇILDI

Olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından hazırlanan yangın raporunda ise, yangının oda içerisinde bulunan elektrikli ısıtıcıdan kaynaklandığını, söndürme sonundaki hasar durumunda Kur’an kursunda bulunan bir koğuş ve malzemelerin tamamen yandığına dair tespite yer verildi. Yapılan araştırmada Kuran kursunun Kulp Müftülüğü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren resmi bir kurs olduğu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 25 Ekim 2011 tarihli 1534 sayılı yazısıyla faaliyete başladığı belirtilen iddianamede, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen olur belgesi ile kursun 2011-2012 eğitim ve öğretim döneminde faaliyete başladığı kaydedildi. Kursun yatılı Kuran kursu olmamasına rağmen öğrencilerin yatılı kaldıkları, eğitim ve öğretime devam ettiklerinin tespit edildiği iddianamede, Faruk Işık’ın Kuran kursunun fahri eğiticisi ve sorumlusu olduğu, Abdullah Taş isimli personelin de öğrencilere eğitim verdiği kaydedildi.

KİMSE ŞİKÂYETÇİ OLMADI!

Yangında yaralanan Cihan Işık, Zeki Işık, Abdullah Tekin, Mahsum Bayka, Abdullah Taş ve Mehmet Mensur Bayka’nın iddianamede yer alan ifadelerinde, bir öğrencinin kaldıkları odaya gelerek yangın çıktığını söylemesi üzerine dışarı çıkmaya çalıştıklarını ancak yoğun duman nedeniyle göz gözü görmediği için dışarı çıkamadıklarını belirtti. İfadelerinde, haber verdikleri köylülerin yanlarında getirmiş olduğu merdivenle idareci odasından dışarıya çıktıklarını belirten çocuklar, sonrasında yangını söndürmeye çalıştıklarını aktardı. Yatakhanedeki elektrikli ısıtıcıyı kimin getirdiğini bilmediklerini dile getiren çocuklar, olayla ilgili kimseden davacı ve şikâyetçi olmadıklarına dair ifadelerine yer verildi. İddianamede, yaşamı yitiren çocukların babalarının müşteki olarak jandarmada alınan ifadelerinde çocuklarının ölümü nedeniyle kimseden şikâyetçi ve davacı olmadıklarını beyan ettiklerine yer verildi.

BİLİRKİŞİ KUSUR BULMADI!

Yangının çıkış nedeniyle ilgili yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapora da yer verilen iddianamede, rapora göre yangının elektrik kaynaklı olduğuna dair tespite yer verildi. Raporun devamında, Kur’an kursu öğretici şüpheli Faruk Işık’ın yangın olayının meydana gelmesinde 1. Derece asli kusurlu, kurs binasının elektrik tesisatını yapan şahıs firmanın da 2. Derece tali kusurlu olduğu belirtildi. Yangın olayının meydana gelmesinde Karaağaç Köy İhtiyar Heyeti’nin 2. Derece tali kusurlu olduğu öne sürülen raporda, yangında ölen ve yaralanan öğrencilerin ilim ve fen kuralları gereği, kanuni yönetmelik ve yönergeler kapsamında hiç bir kusurlarının olmadıklarına dair görüşe yer verildi. Raporda, Kulp İlçe Müftülüğü ve kursta fahri öğretici olan Abdullah Taş’ın yangın olayının meydana gelmesinde “bir kusurunun olmadığı” ileri sürüldü.

ELEKTRİK KAÇAKTI

Kuran kursunun eğiticisi ve sorumlusu Faruk Işık’ın iddianamede yer alan ifadesinde, 2015 yılının Eylül ayında kursta göreve başladığını belirterek, kurs binasının ruhsatının olup olmadığını, elektrik tesisatının hangi firma tarafından yapıldığını ve elektrik tesisatı ile ilgili herhangi bir proje olup olmadığını bilmediğini iddia etti. İfadesinde, kurs binasında herhangi bir elektrik sayacına rastlamadığını, kursa ait elektrik faturasının gelmediğini dile getiren Işık, Kur’an kursunu yatılı hale getirdikten sonra elektrik aboneliği için başvurmayı düşündüğünü ancak bunu yapamadığını söyledi. Göreve başladıktan yaklaşık 15 gün sonra kursu yatılı hale getirmek istediğini sözlü olarak Kulp Müftüsü Selahattin Özçelik’e bildirdiğini dile getiren Işık, müftünün kursta inceleme yaptıktan sonra kendisine bildirdiği eksikleri tamamladıktan sonra tekrar müftü ile görüştüğünü dile getirdi. Kursun yatılı hale getirilmesi için gerekli standartları yakaladıktan sonra binanın B gurubu Kur’an kursu açmaya elverişli olduğunu belgeleyerek Diyanet İşleri Başkanlığı İKYS sisteminden başvuru yapıldığını söyleyen Işık, kursun yatılı olarak öğrenci alma standartlarını sağladığına dair tespitlerini yaptıktan sonra yatılı Kuran kursu yapılmasına yönelik talebi resmi kurumlara gönderdiğini savundu.

Kurs binasında 4 kata yetecek ısıtma gücüne sahip kalorifer sisteminin bulunduğunu iddia eden Işık, çocukların kaldığı odada UFO tipi ısıtıcı olduğunu, bunun kimin ne şekilde ve ne zaman kursa getirdiğini bilmediğini ileri sürdü. Kuran kursunda kalan öğrencilerin, kursun yatılı olduktan sonra nasıl bir eğitim vereceği ve ortamının nasıl olacağı konusunda fikir sahibi olmaları için birkaç günlüğüne kursa geldiklerini öne süren Işık, öğrencilerin uzun süre yatılı kalacak şekilde kursta bulunmadığını savundu.

KÖY MUHTARI MÜFTÜLÜĞÜ SORUMLU GÖSTERDİ

Köy Muhtarı Özcan Ceylan’ın iddianamedeki ifadesinde, Kuran kursu binası inşaatının köy ihtiyar heyeti tarafından yapılıp tamamlandığını ve binanın inşaatı ile ilgili kendisinin sorumluluğunun olmadığını iddia etti. İhtiyar heyetinin kurs binasının resmiyete kavuşması yönündeki talebi üzerine Kulp Müftülüğü’ne başvurduğunu ifade eden Ceylan, binada kontrol yapan müftülük yetkililerinin oluruyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Diyarbakır İl Müftülüğü’ne yazmış olduğu 25 Ekim 2014 tarih ve 1534 olur sayılı yazısıyla Kuran kursunun resmiyete geçtiğini söyledi. Binanın elektrik tesisatı ile ilgili sorumlu aranacaksa sorumluluğun binayı kontrol ederek ve onay veren yetkililerde olduğunu vurgulayan Ceylan, üzerine atılı suçlamayı kabul etmedi.

Köy muhtarlık heyeti üyesi Sebahattin Çetinkaya ifadesinde, köy ihtiyar heyeti ve köyün önde gelen kişileri tarafından yapılan kurs binasının müftülükten yetkililerce kontrolü yapıldıktan sonra, kendi yetkilerine geçirdiğini belirterek, bundan sonraki sorumluluğun müftülüğe ait olduğunu ifade etti. Çetinkaya, üzerindeki suçlamaları kabul etmedi. Köy heyetinde yer alan Abdullah Cengiz, binanın elektrik tesisatıyla ilgilenen Abdurrezzak Çankaya isimli yurttaşın Diyarbakır’dan usta getirerek kurs binasının elektrik tesisatını yaptığını ileri sürerek, Çankaya’nın Temmuz 2015 yılında yaşamını yitirdiğini söyledi. Köy muhtarlık heyetinde yer alan diğer şüpheliler de benzer ifade vererek, suçlamaları reddetti.

2015 YILINDA ÖLEN KİŞİ SORUMLU GÖSTERİLDİ

Savcı, yatılı Kur’an kursu belgesi olmayan kursun yatılı olarak faaliyet vermesinde öğretici Faruk Işık’ın sorumlu olduğunu savunarak, binanın elektrik tesisatının maddi yardımlarla 2015 yılında ölen Abdurrezzak Çankaya tarafından yapıldığının değerlendirildiğini ileri sürdü. Yangın olayında bilirkişinin hazırladığı rapora atıfta bulunulan iddianamede, Köy Muhtarlık Heyeti’nin, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30’uncu maddesine göre Kur’an kursunun fen ve sağlık kurallarına uygun olarak inşa edildiğinin tespitinin ilgili makamlarca yapıldığını sağlamak üzere bir başvurusunun olmadığından bu yangın olayında da tali sorumlu olduğu savunuldu.

ASIL SORUMLULAR HAKKINDA SUÇLAMA YOK

Savcının, İmar Kanuna aykırı bir şekilde kaçak yapılan, elektrik tesisatı kaçak olan ve sayacı olmayan kurs binası için olur veren, binada eğitim ve öğretim verilmesine izin veren, kursun yatılı olması için Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvuran Kulp Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri ve diğer sorumlar hakkında herhangi bir suçlamada bulunmaması dikkat çekti.

Davanın yargılamasına önümüzdeki aylarda Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

Deniz Tekin – dihaber

EN SON EKLENENLER