Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Elif Keleşo yazdı: Laik eğitimin son kırıntıları yok ediliyor

Yirmi iki yıldır sürdürülen siyasal İslam rejim inşası, Cumhuriyet’in 100. yılında Cumhuriyet’le hesaplaşmasının son raunduna hazırlanıyor.

Siyasi iktidarın seçim sonrası ajandası kesintisiz ve daha da hızlandırılarak işletiliyor.

2021-2022’de 48 ilde başlatılan ÇEDES protokolü 2022-2023’te 81 ilde 703 okula yaygınlaştırıldı. Manevi danışmanlık adıyla imam, vaiz, vaize, müezzin vb. okullarda istediği çalışmayı yürütebilecek. Bu protokolün yirmi iki yıldır yüzlerce tarikatla imzalanan protokollerden en temel farkı kalıcı ve sürekli olması. Ayrıca okullarda kamu eliyle “Öğrencilere rol model olabilecek gönüllü rehber öğrenciler” ifadesiyle ülkeye 15 Temmuz karanlığını yaşatan “abiler, ablalar” örgütlenmesi tekrar oluşturuluyor.

Öğrencilerin okul dışı mekanlarda etkinliklere, kurslara katılımının da önü açılıyor. Bu mekanlar nereler? Neden okullar değil de farklı mekanlar kullanılıyor?

ÇEDES kapsamındaki etkinlik başlıkları; baba oğul kampları, dede torun buluşmaları. Kadınların, kız çocuklarının adı dahi yok. Temel hedefleri yeni bir toplum, yeni bir toplumsal iklim yaratmak.

MEB, ortaokullar ve liselerde öğrencilerin zorunlu olarak “Din, Ahlak ve Değer” grubundan bir ders seçmesi kararı aldı. Öğrencilerin ders seçme kararı hukuksuzca Talim Terbiye Kurulu kararı ile ortadan kaldırıldı. Pedagojik de olmayan bu kararla öğrencilerin temel hak ve özgürlükleri yok sayıldı. Çok sayıda dil ve sanat dersleri de kaldırıldı.

80 darbecilerinin zorunlu din dersi ile atmış olduğu siyasal İslam rejimi adımlarının en başarılı sürdürücüsü siyasi iktidar 4+4+4 yasasında seçmeli adıyla haftalık din dersi sayısının artışını da zorunlu hale getirdiği derslerin sayısını daha da arttırdı, kalıcılığını da sağlamış oldu.

Özel okulların hafta sonu kurslarının ücretsiz olması, belediyeler eliyle giderlerin karşılanması, özel okullara bizim vergilerimizin teşvik adıyla yüzde yüz oranlarında arttırılarak aktarılması kararları da yalnızca eğitimin piyasalaştırılmasının, eğitimde eşitsizliğin hızlandırılması ile sınırlı değildi. Yüzlerce özel okula, yurtlara sahip olan şirketleşmiş tarikatların bizim vergilerimizle şatafatlarına şatafat, zenginliklerine zenginlik katacağının açık adımıydı. Halkın emeği, alın teriyle o tarikat şeyhleri artık daha gösterişli villalarda yaşayacak, daha pahalı otomobillere binecek, çocuklara, gençlere ücretsiz yemek hakkı için ayrılmayan bütçeler tarikatlara peşkeş çekilecek.

Önce imam hatip okullarında, sonrasında yönetmelik eliyle tüm ortaöğretim kurumlarında karma eğitimi kaldıranlar artık tüm eğitim kademelerinde karma eğitimin kaldırılacağını açıklıyorlar.

4+4+4 sonrası ilkokuldan itibaren tüm eğitim kademelerinde zorunlu hale getirilen mescit, okul öncesinde de zorunlu hale getirildi. Eğitimin laik, kamusal niteliğine en büyük darbelerden biri daha indirildi. Okullarda, üniversitelerde kütüphane, laboratuvar, spor salonları vb. eğitimin vazgeçilmez mekanlarına ilişkin hiçbir zorunluluk ibaresi yokken zorunlu açılması tarif edilen tek yer mescitler.

Tüm öğretmenlere kasım seminer döneminde “Temel Eğitim ve Ortaöğretim Kurumlarında Din Eğitimi ve Öğretimi” semineri verilecek olması ise ilk kez yaşanıyor.

2012’de AKP sözcülerinin art arda yaptıkları açıklamalarda “Elimize tüm okulları imam hatipleştirmek için tarihi bir fırsat geçti” cümlelerinin en somut halini yaşıyoruz. Artık okul öncesinden yükseköğretime mescitleri, zorunlu din dersleri, karma eğitim yasakları, değerler eğitimi adı altında siyasal İslam’ın dayattığı kavramlar üzerine inşa edilmiş müfredatı, sayıları okul öncesi eğitim kurumlarını geçen okul öncesi Kuran kursları, hafızlık proje imam hatip ortaokul/liseleri, protokoller ve daha onlarca adımla tüm okullar artık imam hatipleştirildi.

Filistin’de dünyanın en büyük katliamı yaşanırken dahi siyasal İslamcılar, 6. filoya kıble duranlar, katliama rağmen İsrail İle ticari anlaşmalarını durdurmayan, feshetmeyen rantlarından vazgeçmeyenler katliamlarla yaşanılan acıyı dahi siyasi ranta dönüştürmekten vazgeçmiyorlar. Tüm okullarda okul mescitlerinde din öğretmenlerinin, imam hatip okullarında meslek dersi öğretmenlerinin nezaretinde cenaze namazları kılınması, imamlar eşliğinde okullarda mevlitler okutulması, sokaklarda şeriat çağrısı yapılıyor.

Rejim artık zora dayalı tüm aygıtları ile yaşamın her alanında, sahada. Tüm araçlarıyla kendini tahkim ediyor. Bu rejimden beslenen sermaye grupları olanca iki yüzlülüğüyle Cumhuriyet’in 100. yılı reklamlarını yayınlatıyor. Oysaki kutlanacak bir Cumhuriyet’in en ufak kırıntısı dahi kalmadı. Yeniden kazanılacak laik, eşit, özgür bir Cumhuriyet mücadelesi artık temel meselemiz.

Aşk ile…

Elif Keleşo ALEViNET 28.10.2023

EN SON EKLENENLER