Türkiye halklarının kaderini belirleyecek olan ve tartışmalı geçen refarandum sürecini İzmir’de yaşayan Alevi gençleri kendi cephelerinden PİRHA’ya değerlendirdi.
Yaklaşan refarandum sürecinde yok sayılan, asimilasyona tabi tutulan ve anayasal süreçlerin dışında tutulan birçok kesim gibi Alevi gençleri de tek tip inanca, tek tip dile müsade etmeyeceklerini belirterek cemevlerine, inançlarına ve ocaklarına samimi yaklaşmayanlara da asla evet demeyeceklerini dile getirdiler.
“SAYISIZCA ALEVİ GENCİ ÖLDÜRÜLDÜ”
PİRHA’ya konuşan Alevi genci Birleş İzgaç, 15 yıllık iktidarı boyunca AK Parti iktidarı döneminde Alevi toplumuna yapılan saldırılar ve nefret söylemlerinden dolayı hayır oyu vereceğini açıklayarak ”15 yıllık AK Parti iktidarı döneminde Alevilere karşı gelişen nefret söylemleri en üst seviyeye ulaştı. Bu tekçi yasa tasarısı içerisinde bir bütün hak ihlallerini, kimlik ve inanç düşmanlığını barındırıyor. Biz Aleviler için bir anayasa tasarısı tekçiliği değil, halkların kazanımlarını barındırmalı” dedi. Bu iktidar döneminde sayısızca Alevi çocuğunun öldürüldüğünü dile getiren İzgaç sözlerini, “Berkin Elvan’ın ve onlarca çocuğun hesabı hala sorulmuş değil. Hala anadilimizde cem tutamıyoruz ve ibadet yapamıyoruz. Bu iktidar bu sorunları daha katmerleştirdi ve yüzden yetmiş iki millete bir gözle bakanlar olarak referandumda HAYIR diyeceğiz” diye tamamladı.
“ALEVİ KADINLAR KARANLIĞA KARŞI DURACAK”
Meclisten alel acele geçen yasa tasarının Aleviler açısından koca bir hiç olduğunu belirten Alevi genci Sinem Güneş; “İncelediğim kadarıyla bu tasarı bir bütün sorun barındırmaktadır. Ekonomik alanda ülkenin iyi olmadığı, işşizliğin yüzde onları aştığı ve savaşın en yakıcı haliyle yaşandığı bu coğrafyada bu tasarının tartışılması bir çıkmazdır” değerlendirmesinde bulundu. Alevi açılımlarında olduğu gibi devletin ‘Nevruz cemleri’nin de samimiyetsizlikle sonuçlandığı belirten Güneş “AKP hükümeti Alevilerin sorunlarına odaklanmak yerine, bilindik reflekslerle hareket ederek sorunların çözümünü bir sonraki seçim sonrasına bırakma taktiğiyle kangren olma durumuna getirmiştir. Aleviler kadını ve erkeğiyle zulmün karşısında durmaya devam etmekte ve inancını da birkaç kişinin çıkarları uğruna asla malzeme konusu yapmayacaktır. Oylanacak referandum Alevi kadını açısından büyük önem taşıyor. Bu toplumda tam görünüyor olmasa da Alevi kadınının çalışıyor olması, mücadele ediyor olması, yaratılmak istenen karanlık karşısında en büyük engeldir” ifadelerini kullandı.
“NEHAK ZİHNİYETE KARŞI HAKK’I SAVUNACAĞIZ”
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar Alevilere karşı tutumunun değişmediğini belirten Emre Deniz ise; ”Bana halkıma, inancıma ve cemhanelerimize saygısı olmayan, yaşam hakkı tanımayan bir yapıyla karşı karşıyayız. Var olan iktidarlar yüzünden toplumsal hakikatimizin şekillendiği kutsal ocaklarımıza ve topraklarımıza yüzümüzü dönemez olduk. Devlet ziyaretgahlarımızı ve bununla birlikte yaşam alanlarımızı barajlar aracığıyla sular altında bırakıyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Alevi coğrafyasına bunları reva görenlerin samimiyetten uzak olduğunu belirten Deniz “Asırlar boyu Alevilere en ağır acıları yaşatan, iktidarı elinde tutan Nehaq zihniyete karşı ‘hayır’ı haykırdığımız gibi, şimdiki sisteme karşı Hayır diyeceğiz” dedi.
“HAK YOLUNU KİMSEYE MALZEME ETMEYECEĞİZ”
Varolan süreç ve sistem içinde Alevi olabilmenin-kalabilmenin daha da zorlaşacağına dikkat çeken bir diğer Alevi genç kadın Yaren Beyazgül ise; “Bu zaman dilimi içinde Alevi toplumuna karşı gelişen nefret söylemi, cemevlerimize cümbüşevi nitelendirmeleri had safhaya gelmiştir. Diyanetin cemevleri için ‘cemevlerinin camiye alternatif gösterilmesi kırmızı çizgimizdir’ ve daha sonrasında ‘alevilerle evlenmek caiz midir?’ sorusuna verdiği cevap tam bir ucubeliktir. Alevileri katleden Yavuz Sultan’ın isminin köprüye verilmesi ve özelde yaşamını yitiren alevi askerlerin cenazesine katılmama, camiye götürme girişimleri saygısızca bir durum almıştır” vurgusunu yaptı. Antidemokratik bir sistem içinde bu çarkın ancak HAYIR ile son bulacağını dile getiren Beyazgül “Hak ve Ehlibeyt yolundaki gençler ile inancımızı kendine malzeme etmelerine asla izin vermeyeceğiz. Zalimlere boyun eğmeyeceğiz. Hz Ali’nin dediği gibi ‘bin defa mazlum olsan da bir defa zalim olma. Bin kere mazlum olmak bir kere zalim olmaktan iyidir’ diyerek mücaledele edeğiz” dedi.
ERSİN ÖZGÜL/ İZMİR