Lice’den kent merkezine giden yolcu minibüsünün askeri zırhlı araç ile taranmasıyla ilgili soruşturmaya “takipsizlik” verildi. Savcı, kurşunu PKK’lilerin sıkmış olabileceğini iddia ederken, aracın kulesindeki asker, “Silah kazara ateş aldı. Benim elimde olmayan bir durum” demişti.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 15 Şubat günü ilçeden kent merkezine giden 21 BD 463 plakalı Lice Sur firmasına ait içinde 10 yolcunun bulunduğu minibüs, Duru Bekirhan Karakolu’nun bulunduğu Bingöl yol ayrımında askeri zırhlı araç tarafından taranmıştı. Karşı yönden gelen ve plakası alınamayan zırhlı araçtan sıkılan mermiler aracın ön camından girip, koltukları da delerek arka taraftan çıkmış, saldırıda yüzüne cam parçaları isabet eden Özgür Atagün adlı yolcu hafif yaralanırken, şans eseri can kaybı yaşanmamıştı.
SAVCILIKTAN SKANDAL TAKİPSİZLİK GEREKÇESİ
Söz konusu olaya ilişkin Diyarbakır Barosu’nun “Öldürmeye teşebbüs”, “Mala zarar verme” ve “Görevi kötüye” suçlamalarıyla ilgili kolluk görevlileri hakkında kamu davası açılması talebiyle suç duyurusunda bulunduğu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin herhangi bir soruşturma yürütmeden skandal bir gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bölgenin “sıkıntılı” olduğunu öne süren savcılık, kurşunların “Muhtemelen PKK’liler tarafından sıkıldığını” iddia etti. Savcılık takipsizlik kararının gerekçesinde, “Kolluk kuvvetlerinin söz konusu araca ateş ettiğini iddia etmenin soyut bir iddiadan ibaret olduğu, bölgenin sıkıntılı bir bölge olması nedeniyle muhtemelen PKK/KCK terör örgütü üyelerinin ateş ettiği” şeklinde açıklama yaptı.
‘SUÇ İŞLEYEN GÖREVLİLERE CEZASIZLIK ZIRHI GETİRİLİYOR’
Diyarbakır Barosu adına soruşturma dosyasını takip eden avukatlardan Aydın Özdemir, alınan takipsizlik kararına karşı Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne iletilmek üzere Başsavcılığa itiraz etti. Karara tepki gösteren Özdemir, “Güpegündüz gerçekleşen bu olayda olayın mağduru ve tanıkları kendilerine nedensiz yere ateş eden kişilerin güvenlik görevlileri olduğunu söylemesine rağmen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, hiçbir delil veya dayanak ortaya koymadan ‘Ateş eden PKK’dir’ demektedir. Maalesef birçok olayda olduğu gibi burada da, suç işleyen güvenlik görevlilerine cezasızlık zırhı getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
‘ASKER DENETİMİNDE OLAN YERDE ÖRGÜT DEMEK TUTARSIZLIKTIR’
Kolluk görevlilerin araca hiçbir neden yokken ateş ettiğinin açık olduğunu belirterek, “Her ne kadar son zamanlarda birçok bölgede çatışmalar yaşanmakta ise de, olayın meydana geldiği alan Diyarbakır-Lice yolu üzerindeki Bingöl-Lice yol ayrımıdır. Bu alanda güvenlik görevlilerinin sıkı bir etkinliği ve denetimi bulunmaktadır. Nitekim olayın yaşandığı alanda sürekli olarak zırhlı araçlar ile devriye atılarak yolun güvenliği sağlanmaktadır. Dolayısıyla hiçbir delil veya emare bulunmadığı halde olayı muhtemelen oraya gelen örgüt üyelerinin gerçekleştirdiğini iddia etmek, tutarsız ve temelsizdir. Üstelik kendi halindeki sıradan vatandaşların, hiçbir neden yokken bu suçu işlemeyen kamu görevlilerini suçlaması da akla ve mantığa uygun değildir” ifadelerini kullandı.
ASKER: TERÖR TAŞIMAZSANIZ KİMSE SİZE SIKMAZ
Verilen kararın hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Özdemir, olay sonrası araçta bulunan yurttaşların müracaat ettiği Duru Bekirhan Karakolu’nda görevli jandarma personelinin yurttaşlara “Siz terör taşımazsanız kimse size silah sıkmaz” dediğini de aktardı. Söz konusu askeri personel hakkında da “Görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla suç duyurusunda bulunduklarını ancak buna da takipsizlik kararı verildiğini belirten Özdemir, “Olayda mağdurların bulunduğu araca ateş açan kişilerin PKK/KCK örgüt üyeleri olduğu belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirken, bu cümleyi sarf eden jandarma görevlisi hakkında da aynı karar verilmiştir. Bu durum da başlı başına hukuka aykırılık teşkil eder” dedi.
GÖREVLİLERE CEZASIZLIK ZIRHI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayı soruşturmadığını vurgulayan Özdemir, “Nitekim soruşturma dosyasında öncelikle olayın meydana geldiği saatlerde, olay yerinde hangi zırhlı araçların görev yaptığının İl Emniyet Müdürlüğü’nden veya Jandarma Komutanlığı’ndan sorulması, gerektiğinde suça karışan aracın tespiti için ‘akrep’ olarak tabir edilen tüm askeri araçların araç takip sistemlerinin incelenmesi ve bu şekilde olay yerinde bulunan aracın tespiti gerekli ve zorunludur. Yine mağdurlara ‘Siz terör taşımazsanız kimse size silah sıkmaz’ diyen jandarma personelinin tespiti için de jandarma karakolunda görevli personellerin mağdurlara teşhis ettirilmesi gerekir. Oysa Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bu yönde hiçbir araştırma yapmamış, adil, etkin ve tarafsız bir soruşturma yürütmemiştir” şeklinde konuştu.
Kamu görevlilerinin açtığı ateş ile zarar gören, belki de şans eseri ölümden kurtulan vatandaşların ilk iş olarak yine kamu gücünün yardımını istediğini ve sonrasında yönlendirildikleri jandarma karakolunda da mağdurların suçlandığını belirten Özdemir, şöyle konuştu. “Yine hukuk eliyle haklarını aramak isteyen vatandaşlar şikayette bulunmuşlardır. Ancak hali hazırda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı hiçbir inceleme veya araştırma yapmaksızın verdiği karar ile işlenen bu vahim suçlara karşı, yargı yolu dahi kapatmaktadır. Bölgemizde yaşanan hak ihlallerinde kamu görevlilerin cezasızlık zırhı ile soruşturulmaması çok derin sorunların oluşmasına neden olmaktadır. Hali hazırda itirazımızın konusunu oluşturan bu olayda da vatandaşların hayatlarına keyfi bir şekilde kast eden kolluk görevlilerinin açığa çıkarılması ve cezalandırılması yönünde hiçbir adım atılmaması var olan sorunun en açık göstergesidir” dedi.
ASKER ‘KAZARA OLDU’ DEMİŞTİ
Olaydan sonra Duru Jandarma Komutanlığı’na giden minibüs şoförü Burhan Yiğiter, askerlerin önce kendilerini tehdit ettiğini ardından, “Siz aracınızla örgüt mensuplarını taşıyorsunuz” dediğini anlatmıştı. Buradan jandarmaya ait sivil araçla İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürüldüklerini anlatan Yiğiter, “İlçe Cumhuriyet Başsavcısı ve Jandarma Alay Komutanı da yanımıza geldi. Burada inceleme yapıldı. Akrep tipi zırhlı aracın kulesinde görevli asker de geldi. Asker, ‘Silah kazara ateş aldı. Benim elimde olmayan bir durum’ dedi. Olayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatılacağı söylendi. Minibüsümü de incelemek için el koyup Diyarbakır’a götürdüler” diyerek şikayetten vazgeçirilmeye çalışıldığını söylemişti.