Beşiktaş’taki gözaltılara tepki: AİHM’in kararından sonra polis müdahale etmeye başladı

Beşiktaş’ta Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek eyleminde aralarında İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin de bulunduğu 43 kişinin gözaltına alınmasını protesto eden TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, “AİHM’in kararından sonra polis tüm eylemlere müdahale etmeye başladı” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma amacıyla Beşiktaş’ta yapılan eylemde 43 kişinin gözaltına alınmasını protesto etmek için şube binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. “İnsan hakları savunucuları üzerindeki baskılara son verin” pankartının açıldığı toplantıya, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, Cumartesi İnsanları katıldı. Açıklamayı İHD İstanbul Şube Yöneticisi Leman Yurtsever yaptı.

‘BÜYÜKADA İLE BAŞLADI’

Gözaltına alınanların avukat görüşlerinin engellendiğini dile getiren Yurtsever, yaklaşık 20 saat sonra kendilerinden haber alabildiklerini kaydetti. Gözaltına alınanların hepsinin darp edildiğini, işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını belirten Yurtsever, “Hak savunucularına yönelik bu uygulama ne ilk ne de son olacaktır. Büyükada’da hak savunucularına yönelik başlayan sürek avı, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için AİHM’e yapılan başvuru sonucu, AİHM’in, ‘İç hukukun tüketilmesi’ yönündeki kararı sonrası devam ediyor” dedi. Yurtsever, insan hakları savunucuları olarak demokratik ve yasal haklarını her koşulda kullanmaya devam edeceklerini söyledi.

‘AİHM’İN KARARI DEVLETE GÜÇ VERDİ’

Daha sonra söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, AİHM’in Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için verdiği kararı hatırlatarak, “Türkiye gibi bir yerde iç hukukun tüketilmesini istemek gerçekten bir iç hukuk var anlayışına sahip olmaktır. AİHM şunu çok iyi biliyor ki Türkiye Cumhuriyeti devleti gerek kendi iç hukukunu, gerekse iç hukukun da üstünde kabul ettiği uluslararası sözleşmeleri yerle bir etmiş durumda. Türkiye’de iç hukuk falan yok. İç hukuk varmış gibi insanları oraya yönlendirmek, insanları ölüme göndermektir. Bu nedenle ben AİHM’in kararının devlete çok büyük güç verdiğini düşünüyorum” dedi. Gözaltına alınanlara çok büyük işkence yapıldığının altını çizen Keskin, özellikle gözaltına alınan kadınlara, kadın polisler tarafından cinsel tacizin yoğun olarak yapıldığını söyledi. Gözaltındakilerin yemek yemediklerini ifade eden Keskin, sadece su ve şeker ile ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtti.

‘MÜDAHALE AİHM’NİN KARARINDAN SONRA OLDU’

TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe de, her hafta Beşiktaş ve Kadıköy’de kontrollü olarak barışçıl ve demokratik bir şekilde eylem yaptıklarını dile getirerek, AİHM’in kararından sonra polisin tüm eylemlere müdahale etmeye başladığını söyledi. Efe, insan hakları mücadelesinin hiçbir zaman bitmeyeceğini ifade ederek, gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını istedi.

Cumartesi Annesi Hanım Tosun, Hanife Yıldız ve Ali Ocak da kayıplarının avukatı olan Gülseren Yoleri’nin derhal serbest bırakılmasını istedi.

DAYANIŞMA PLATFORMU’NDAN YAZILI AÇIKLAMA

Nuriye ve Semih İçin Dayanışma Platformu da, 152 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek amacıyla yapılan eylemlerin yasaklanması ve müdahale edilmesini yazılı açıklama ile kınadı. “Saldırılara karşı direnişi, korku imparatorluğuna karşı Nuriye ve Semih’in iradesini sahipleniyoruz” denilen açıklamada, Kadıköy’de yapılan eylemlere polisin sert müdahalesi hatırlatılarak, “Linç gelenekleriyle arkadaşlarımıza saldıran polis İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Av. Barkın Timtik ve 18 yaşından küçük iki gencin de olduğu 41 kişiyi gözaltına almıştır. AKP polisi çekim yapan basın mensuplarını tehdit ederken gazeteci Pembegül Gökçek’in işini yapması engellenerek gözaltına alınmıştır. Polisin işkencesine tepki gösteren halkımıza da pervasızca saldırmıştır. Gözaltılardan 18 yaş altı iki genç serbest bırakılırken 39 kişi için 3 günlük gözaltı süresi talimatı verilmiştir” denildi.

‘TALEPLER KABUL EDİLENE KADAR SOKAKLARI TERK ETMİYORUZ’

Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne yönelik müdahalenin de hatırlatıldığı açıklamada, “Kadıköy sokaklarında bizlerle birlikte Nuriye ve Semih’in talepleri için yürüyen dostlarımıza yapılan saldırı Nuriye ve Semih’in açlığına da saldırıdır. Tarih boyunca hep söyledik, tekrar ediyoruz; sokakları ve meydanları halka kapatamazsınız. Bombalarla, işkenceyle ve şiddetle bizlere, kanla ve bir tarihtir bedel ödeyerek kazandığımız sokakları meydanları yasaklayamazsınız. Nuriye ve Semih’in dostları olarak bir kez daha beyan ediyoruz; hiçbir saldırı, gözaltı, işkence, ev hapsi, elektronik kelepçe ve tutuklama bizi Nuriye ve Semih’in taleplerini yükseltmemizi durduramaz. Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edilene kadar sokakları terk etmeyeceğiz, Yüksel iradesini sahipleneceğiz” denildi.

Toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunan Platform, son olarak şunları kaydetti: “Ses verin çığlık olsun, omuz verin halay dursun, el verin zafer olsun. Bizler Nuriye ve Semih’in taleplerini dillendirmekten ve onların sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Direnişin sesi olan vicdanımızı faşizme teslim etmeyeceğiz ve mutlaka kazanacağız.”

EN SON EKLENENLER