Gözaltına alındıktan sonra işkence edilen ve sonrasında tutuklanan Abdullah Derin’in Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde intiar ettiği iddia edildi. Derin’in ailesi, oğullarının boynunda morarma izi dahi olmadığını belirterek, oğullarının intihar ettiğine inanmadıklarını söyledi
Cezaevlerinde artan hak ihlalleri ile birlikte intihar iddiaları da artmaya başladı. Daha önce Antalya L Tipi Cezaevi’nde bir adli tutsağın intihar ettiği iddia edilmiş ancak otopsi raporunda intihar izine rastlanmamıştı. Bu kez de Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde Abdullah Derin’in intihar ettiği iddia edildi. Ancak Derin’in boynunda herhangi bir iz olmaması ve daha öncesinde itirafçı olması için işkenceye uğraması, akıllara infaz şüphesini getirdi.
11 gün işkence yapıldı
Amed’in Dicle ilçesinde 2015’te polis karakoluna roketatarlı saldırı düzenlediği iddiasıyla 1 Ağustos’ta gözaltına alınan Abdullah Derin (34), Dicle İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek, 11 gün boyunca itirafçı olması için işkence yapıldı. Derin’in 5’inci günde ailesine gözaltına alındığı haber verilirken, anne Hayriye ve baba Sabri Derin, çocuklarının işkence yapıldığı için halsiz ve bitkin olduğunu aktardı.
Savcıdan aileye tehdit
Daha sonra tekrar emniyete çağrılan Derin ailesi, polis ve savcı tarafından çocuklarına itirafçı olması için psikolojik işkence uygulandığını dile getirdi. Birçok hastalığı olan anne ile ameliyat olan baba, 4 saat emniyette tutulurken, fotoğrafları çekildi. Emniyette, anne Derin’e, savcı, “Abdullah’a oğlum deme. Keşke böyle bir adama süt vermeseydin. Hak etmiyor. Seni hastaneye göndereyim ilaçlarına al. Sonrada git cezaevinde bir kal aklın başına gelsin” diyerek, hakaret ve tehdit etti.
Boynunda morarma yok
11 günlük gözaltının ardından Derin, cezaevine gönderilirken, ailesine haber verilmedi. Aile başka bir tutsağın ailesinden çocuklarının tutuklandığını öğrendi. 34 gün tutuklu kalan Derin’in koğuşunda çarşafla kendini kalorifere asarak intihar ettiği iddia edildi. Hastaneye kaldırılan ve otopsi işlemi yapılan Derin’in ailesine saatler sonra haber verildi. Derin’e yapılan ön otopsi raporunda ise, boğularak yaşamını yitirdiği belirtilirken, Derin’in boğazında morarma izi olmaması infaz şüphelerini attırdı.
Cenaze aracı verilmedi
Derin’in hayatını kaybetmesinin ardından hasteneye giden Derin ailesine başka bir işkence de hastane ve belediye tarafından yapıldı. Aileye ambulans ve cenaze aracı verilmedi. Hastane önünde bekleyen ailenin yanına giden polisler, “Herhangi bir slogan atılırsa ve olay çıkarsa sizden biliriz” diyerek, tehdit etti. Saatlerce hastane önünde bekleyen cenaze, yoldan geçen bir kamyona konularak Yeniköy Mezarlığı’na götürülüp defnedildi.
‘İntihar ettiğine inanmıyorum’
Oğlunun intihar edecek biri olmadığını söyleyen baba Sabri Derin, Kurban Bayramı’nda oğlunun görüşe gittiğini söyleyerek, oğlunun moralinin yerinde olduğunu aktardı. Baba Derin, oğlunun kendisine “Bir felakettir başıma geldi. Benden birileri hakkında ifade vermemi istediler. Ben kimseyi tanımadığım için ve olayla ilgim olmadığı için kimsenin aleyhine ifade vermedim” dediğini aktardı. “Oğlum 3 ay önce adli bir suçtan bir ay cezaevinde kaldı” diyen baba Derin, “O zaman tek kişilik hücrede kalıyordu. Eğer oğlum intihar etseydi o zaman ederdi. İntihar ettiğine inanmıyorum. Ettiyse de gözaltında yaşadıklarının etkisi vardır” dedi.
Zorla kağıtlara parmak basıldı
Oğlunun 1 Ağustos’ta imza atmak için karakola gittiğini ve kendisinden haber alamadıklarını aktaran anne Hayriye Derin ise, gözaltında gördüğü oğlunun kendisine “Üzerime ifade verilmiş o yüzden beni gözaltına almışlar” dediğini aktardı. Derin, emniyette savcının kendisine “Oğlun ömür boyu cezaevinde kalacak. Çıkmasını istiyorsanız bize yardımcı olmasını söyleyin” dediğini belirtti. Derin, kendilerinin de tehdit edildiğini ve “Okuma yazmam olmamasına rağmen üzerinde ne yazdığını bilmediğim kağıtlara zorla parmak bastırdılar” diye aktardı. Oğlunu gözaltından sonra görmediğini söyleyen anne, “Oğlum kendini öldürmüş olamaz. Boğazında morluk bile yoktu” diyerek, sorumluların bulunması için İHD’ye başvurduklarını söyledi.
ANF