CHP Milletvekili Tuncay Özkan, “Demirtaş konuştu önemli şeyler söyledi ama Türkiye’de öyle bir kaos yaratılıyor ki onun o barış çığlığı orada kaybolup gidiyor” dedi. Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özer ise, Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin Kürtlerin beklenti ve kuşkularını dile getirdi.
Adalet Yürüyüşü bugün 9’uncu gününde sürüyor. Adalet Yürüyüşü gittikçe daha farklı toplum kesimlerinin sahiplenmesi ile bir toplumsal muhalefete dönüşmeye başlıyor. Hem CHP’ye hem de onun başlattığı Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin kimi kuşkular ve eksikliklerde devam ediyor.
‘ADALET OLMAYACAKSA GÖK KUBBE YIKILSIN ZATEN’
Yürüyüşe katılan ve bir süre önce HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ederek, “Demirtaş’ı dinlemek lazım önemli açıklamalar yapacak” şeklinde verdiği beyanlarla dikkat çeken Tuncay Özkan, sözlerini tekrarladı. Adalet talebini, “Adalet bu dünyada bu gök kubbeyi taşıyan direktir. Bu direk yıkıldığı zaman bu direk de yıkılır. Eğer biz böyle bir dünyada yaşayacaksak zaten bu gök kubbe yıkılsın” sözleriyle dile getiren Özkan, “Önemli olan çocuklarımıza gelecek yüzyıllara büyük ve güçlü bir Türkiye bırakabilmek. Adalet olmayınca bunların hiç birisi olmuyor” dedi.
EYLEM GÜÇLÜ VE DİRENÇLİ
Eylemin çok dirençli ve yüksek enerjili bir eylem olduğunu dile getiren ve bu tür eylemleri güçlü kıldığının altını çizen Özkan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye siyasetindeki en güçlü lider olduğunu ileri sürdü. Özkan, yürüyüşün Maltepe ile sınırlı kalmaması gerektiği yönündeki beklentilere ilişkin de şunları söyledi:
“Zaten bu yürüyüş Selahattin Demirtaş, Enis Berberoğlu ya da Cumhuriyet gazetesinin içeride olan yazar ve muhabirleri diye bir ayrımı yok. Herkesi kapsıyor. Bence bu yürüyüş nereye kadar giderse o gittiği yerden sonrası da gerçekleşmiş olur. Edirne değil İstanbul’da da bitse etkisi Edirne’ye kadar ulaşacaktır.”
DEMİRTAŞ’IN BARIŞ ÇIĞLIĞI DUYULMUYOR
Daha önce Demirtaş’a ilişkin söylediği sözlerin sorulması üzerine de Özkan şunları dile getirdi:
“Demirtaş söyleyeceğini söyledi zaten, birlikte yaşamanın koşullarını anlattı, silaha karşı olduğunu söyledi. Tüm bunlar Türkiye’nin özlediği şeyler ama Türkiye’de öyle bir kaos öyle bir gürültü yaratılıyor ki onun oradan söylediği barış çığlığı kaybolup gidiyor. Bu yürüyüş onun o çığlığının bir tezahürü, ete kemiğe bürünmüş şekli. Başka bir şey değil yani. Özgürlük istiyoruz, adalet istiyoruz, barış istiyoruz. Genel Başkan her yerde aynı şeyi söylüyor, özgürlük için adalet barış için adalet.”
Yürüyüşün ortaklaşması gerektiğine de işaret eden Özkan, özellikle referandumdaki hayır cephesinin Adalet Yürüyüşü’nde yan yana ve birlikte yürüdüğünü dile getirdi.
Ayrıca yürüyüşe Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özer de katıldı. Bir siyasi partinin, toplumun, bir kesimin talebi olarak bu yürüyüşü görmediklerini dile getiren Özer, geçmişten beri Türkiye’de yaşanan adalet problemine dikkat çekti. Özer özellikle son dönemlerde adalet probleminin kamudan ihraçlar, belediyelere kayyum atanması, seçilmişlerin tutuklanması gibi konularla arttığının altını çizerek, şunları söyledi:
ELEŞTİRİLERİMİZİ SUNMAYA GELDİK
“Biz dokunulmazlıklara yönelik görüşlerimizi defaatle dile getirdik. Ne yazık ki dokunulmazlıklar kaldırıldı ve halkın temsilcileri tutuklandı. Bu yürüyüşün de bir kişi için bir parti için olmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye cumhuriyetinde yaşayan herkesin ve her kesimin talebi olarak görüyoruz. Diyarbakır Barosu olarak bugün buraya eleştirilerimizi sunmaya geldik. Sadece Maltepe Cezaevi’nin hedeflenerek yapılmasını doğru bulmuyorum. Kocaeli, Edirne, Silivri, Ağrı, Hatay’ı da Türkiye’yi bir bütün olarak kapsaması gerekir.
KÜRTLERİN KUŞKU VE ELEŞTİRİLERİ VAR
Kürtlerin bu yürüyüşe ilişkin kuşkuları ve eleştirileri var. CHP milletvekili tutuklanması üzerine bu yürüyüşün başlatıldığı yönünde, dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde eleştiriler var. Biz bu eleştirileri haklı görüyoruz. Bir milletvekili tüm Türkiye’nin milletvekilidir. Halkın temsiliyeti açısından da bir hak ihlali söz konusudur.”