Efendi hayranları

Haydar IŞIK

Uzun yaşımda gördüklerim ve daha göreceklerim galiba daha çok dönekleri gösterecektir.

Bunlar efendisiz yaşamaz. Es kazara efendi attan düşer veya ölürse, yeni efendi arayışına girer. Aslında yanaşacağı bir kapı aramak içindir.

Ne yapalım insan tahtadan kesilip biçim verilen olmadığına göre, onlar döner ama ben dönmezem yolumdan, diyen şair gibi durur, insan oğlu insana değer veririm. Ne var ki, bu efendi hayranları, bu dönenler beni hayretler içinde bırakıyor.

Kürtler, özelde Dersimliler neden böyledir, neden Rayber karakterli çok çıkıyor, bunu sosyolog ve psikologlar elbette bir gün inceler, analizlerini yazarlar. Ancak Kemalist eğitim sisteminden geçen her Kürt, şöyle ya da böyle davranış bozuklukları içindedir.

Kürtler, Kemalist asimilasyon kurumlarında, okul, cami, kışlada Almanların köpeklerini terbiye etmesine benzer eğitildiklerinden özgür, sağlam, iskeleti dik ciddi duruş göstermeleri kolay olmuyor. Ama bu eğitim kurumlarından çıkıp sağlam karakter taşıyan Kürt de şüphesiz azımsanamaz. Neyse ki Kürt Özgürlük Hareketi bir ölçüde eğilmeyen insan yarattı.

Genelde egemen ulusun dayattığı ruhsal şekillenme Kürtlerde kaba tarzda kendisini gösteriyor. Beyaz adam hayranlığı, Türkün söylediğinin hemen kabul gördüğü toplumumuzda hemen farkediliyor. Yani sömürge şartlanması bu tip Kürtlerde efendiye hayranlığı hemen öne çıkarıyor. Hatta bu durum kendisini Kürt gören ve Kürtlük için çalıştığını söyleyenlerde bile genç ağaca atılan çentiklerin yaşlanınca derinleştiği gibi görülüyor. Bunlarda durum böyle olunca, peki efendi hayranlarında nasıl olur?

Onlar efendinin finosu gibi olduklarından, efendiden farklı düşünmeleri, sadece izin verildiği kadardır.

Efendi siz Kürt değilsiniz diyor. Onlar daha yüksek sesle Kürt olmadıklarını söyler.

Efendi siz Zazasınız mı dedi, onlar bilim adamı bile olmayan sözde bilimadamı gösterilenleri ortaya sürüp Dersim’in Zaza olduğunu militanca haykırırlar.

Efendi Aleviliği Hanefiliğe mi yapıştırır, onlar İslam’ı yere göğe sığdırmazlar. Hatta Dersim halkı Alevi olduğu için soykırım yapılmış derler. Efendi siz Horasan’dan gelmesiniz, öz be öz Türk sizsiniz derse, bizim Kemalist okullardan çıkıp adının önüne dr titilini koyan bile hemen bu söyleme yaslanır. Ama Horasan nerede, nasıl gelinmiş, kim söylemiş üzerinde kafa yormaya ne gerek var.

Efendi hayranı kariyerini düşünür. Tunceli Üniversitesi’nde efendinin ideolojisini geliştirir, veya başka alanlarda arpalık arar.

Tüm bu tipleri görürsünüz, bilirsiniz, hatta efendi ideolojisiyle çok iyi yetiştirildiklerinden zevkle dinlediğiniz de olmuştur.

Yani Dersim halkı Kürt olmasa, onların iddia ettiği gibi Zaza olsa, Türk Aleviliği inancı taşısa ve Zazaca konuşsa, halkımızın kazanç hanesine bir artı mı düşer?

Bu halk Kürt olduğu için 1937/38 de Kemalist ırkçı CHP iktidarı tarafından bizzat Atatürk’ün emri; İnönü, Bayar, Fevzi Çakmak, Alpdoğan katilleri tarafından fareler gibi zehirlenmedi mi? İçinde insanlık olan, ruhunda kölelik olmayan, devletin bu Dersim soykırım ideolojisine karşı çııkar. “Uluönder e saygı doluyum” demez.

Haydi Zaza olsun Dersim, haydi Zazaca bağımsız anadil olsun, haydi Horasan’dan gelsin… devletin yaklaşımı mı değişiyor? Anadil böler diyen Kılıçdaroğlu olunca Erdoğan farklı mı söyler? Tunceli Üniversitesi’nde öğretim görevlilerinin geçmişini biliyoruz. Bunlardan biri vardı ki, “natara, botera” diye klam söylerdi. Kürtçülük yapardı.

Sonra ne oldu, nasıl oldu, nereden ilham aldı, müthiş bir anti Kürt ve militan bir Zazacı oluverdi. Diğerlerini saymama gerek yok. Sözde dede diye birini bulmuşlar, ne yapar bu zat?

Nasıl en iyi İslam olduğumuzu, öbürü de nasıl en iyi Türk olduğumuzu sayıp dökecektir. Efendi, onlara boşuna mı bunca dünyalık ikram ediyor? Bu tipler hem övünür, hem de çok yalan söyler. Övünmeleri görülmeye değerdir…

Övünürken yalan labirentinde kaybolduğu halde anlatımını sürdürür. Gönlünüze göre, sizi hoşnut edecek yalanlar söylerler ama güven vermeyen tavırları usta gözlerden kaçmaz. Zaten yalan ustası karekterini bariz şekilde gösterir.

Karşısındakinin hoşuna giden şaklabanlıklar yapar. Bir çeşit ortaoyunu içindedir. Ağzı laf eder, ya efendiyi över, ya da efendisinin hoşuna gitmek için soyuna en galiz hakaretler yapar. Sülalesi ihanetçidir, Kürt düşmanlığına, hatta Kürt kanına bulaşmıştır.

Ama bu şahıs onların hangi motifle bu duruma düştüklerini açıklamak yerine, onlara hakaret eder. Şaklabanlıkları, laf kalabalığı, temelsizliği, dik durmayan iskeletiyle kapıdan kovulsa bacadan girecek kadar zayıf karakterlidir bunlar.

Dedim ya usta gözler hemen görür. Karekter evrenseldir. Ama onun karakteri; yüze karşı ver elini öpim, ardından hakarettir.

Hani bu yazımı okuyan ve beni tanıyan okurlar, “Hoca kime kafayı taktı?” düşünür olabilirler. Kafa taktığım doğrudur. Ben insanın insan olmasını isterim. Bu kişi Kürt ise, daha özen gösteririm. Mazlum bir halkın ulusal kurtuluş mücadelesine karşı çıkıp Türk çeteciliği yapanlardan nefret ederim. Kürt toplumu, sorunları çok olan bir toplumdur. Bir de bu çeteciler musallat olunca işimiz zorlaşıyor.

1988 yılında ziyaret ettiğim Öcalan, Kürt düşürülmüşlüğü, düşkünlüğü üzerine çok yakınmıştı. Bunlarla uğraşmaktan düşmanla uğraşmaya zaman bulamadığını söylemişti. Yine konumuza dönersek, anlatmak istediğim; bu efendi hayranları, bugün kim iktidardaysa onun adamıdır. Artık o efendisinin çantasını taşır, onun amaçlı çarpıtılan, Türk-İşi yapılan bilgisel hamallığını yapar. Artık onun kapısına bağlanır. Bir Alman finosu gibi onu eğlendirir.

Öyleki Marx’ı idol görür, ama “Hz.Muhammed en büyük devrimcidir.” diyebilir. Karekterinde kölelik olan biri ancak hoşa gitmek için soyuna en galiz küfürler eder. Biz Türk oğlu Türküz, biz Kürt değil Zazayız gibi sözler ederler. O her dönemin adamıdır. Yeni efendilere yeni yalanlar söyler, onlarla entel görünen ama temelsiz konuşmalar yapar.

Kölenin dostu olmaz demeyin. Köle karakterli bunlar yeni efendi bulmakta zorluk çekmezler. İktidardakinin etrafında döner durur.

Eh bizim iktidardaki iktidarsızlar da etrafında yaltaklananlardan hoşlanırlar. Aslında toplumumuzun iktidarlısı da kölesi de sömürge şartlanmasından geçtiklerinden, bakarsınız bugün en yaman devrimcidir, Kürdistan’ı kurup sosyalizm getirmek üzeredir, ama yarın düşmanın sofrasındadır. Ben uzun hayatm boyunca bu tür tiplerden uzak durdum. Hatta bana yaltaklandıkları halde değer vermedim.

Bunların bugün idolüsünüz, yarın ise taşlanırsınız. Köle ruhlu Kürtler, Kürtlere en çok zarar verenlerdir. Onlar kendisini Kürt görmeseler de…

 

EN SON EKLENENLER