Erteleme tasarlanmış bir karar

195 gündür açlık grevinde olan Gülmen ve Özakça’nın avukatı Murat Yılmaz, duruşmanın bilerek ertelendiğini ifade ederek, onlar için 15 günün çok kritik olduğunu belirtti. Yılmaz, sağlık durumu ciddi olan iki eğitimci için saniyelerin bile önemli olduğunu vurguladı

Açlık grevleri 195’inci gününe giren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, taleplerinin görmezden gelinmesine karşın eylemlerinde kararları. Eşi Semih Özakça tutuklandıktan sonra açlık grevine başlayan Esra Özakça ise açlık grevinin 121’inci gününde. Gülmen ve Özakça olmadan 14 Eylül’de görülen duruşma 28 Eylül’e ertelenirken, avukatları Murat Yıldız, duruşmanın bilerek ertelendiğini belirtti.

15 gün çok uzun

Gülmen ve Özakça’nın duruşmaya getirilmemelerini ve duruşmanın 28 Eylül’e ertelenmesini tasarlanmış bir karar olarak değerlendiren Yılmaz, duruşma tarihine dikkat çekerek, iki ismin sağlık durumlarına dair şunları söyledi: “(28 Eylül), açlık grevinde bu aşamada olan iki insan için çok uzun bir süre. Çünkü saniye saniye vücutları kötüye gidiyor. Dolayısıyla 15 gün sonra duruşmaya çıktıkları zaman bugünkü durumlarından çok daha kötü olacaklar. Kendilerini rahat ifade edemeyecekler açlıktan kaynaklı olarak. Dolayısıyla asıl olarak bu duruşmaya gelip kendilerinin neden açlık grevine başladıklarını, bir örgütle bağlantılarının olmadığını anlatacaklardı. Ama maalesef bu durum ellerinden alındı. Duruşmayı Sincan’a taşımaktaki amaç orada izole etmek, hem katılımı düşürmek hem avukatlara zorluk çıkarmak.”

Yeni bir dava daha!

121 gündür açlık grevinde olan ve duruşmaya katılan Esra Özakça ise, “15 gün başkaları için kısa olabilir ama Nuriye ve Semih için uzun bir süre. 15 dakika bile çok önemli onlar için. Bu kadar bir süre çok büyük bir haksızlık çok büyük bir zalimlik” dedi. Eşi Semih hakkında yeni bir davanın açıldığını ve davaya katılması için mahkemeden çağrı geldiği bilgisini de paylaşan Özakça, ancak davanın detaylarına ulaşamadıklarını kaydetti. Özakça, “Tam olarak bilmiyorum ama sanırım hapishane içindeki slogan gibi durumlardan dolayı açılmış. Ekim ayında görülecek bir mahkeme ve bu mahkemede hazır bulundurulması istenmiş. Semih de ‘beni asli mahkemeye getirmiyorlar ama başka bir mahkemeye getirebiliyorlar’ dedi” şeklinde konuştu.

‘Ağzımın içi yara dolu’

“Nuriye ve Semih artık insanların vicdanı oldu” diyen Özakça, “Kimse bunu hukuk diye bize açıklamaya kalkmasın. Bu yüzden 28 Eylül’de herkesi Nuriye ve Semih ile olmaya çağırıyorum. Onları sahiplenmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi. Sağlık durumuna ilişkin de bilgi veren Özakça, “Gündüz ben de çok yorgun oluyorum. Artık bazı şeyleri tek başıma yapmakta zorlanıyorum. Uykusuzluk çok fazla yaşadığım için gün içinde hep yorgun hissediyorum kendimi. Ağzımın içi tamamen yara ve bu da sıvı almamı etkiliyor” diye belirtti.

Avukatlar su ve şekeri kesti

Gülmen ve Özakça’nın duruşması öncesi 12 Eylül’de gözaltına alınan ve hala gözaltında olan Halkın Hukuk Bürosu avukatları, uygulanan dayatmalar ve uzun gözaltı süreleri nedeniyle su ve şekeri kestiklerini duyurdu. Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Av. Gökmen Yeşil’in ETHA’ya verdiği bilgiye göre; gözaltındaki avukatlar hukuksuz gözaltına alınmalarını protesto etmek için 7 gündür de açlık grevinde. Yeşil, “Ayrıca sağlık kontrolü için hastaneye götürüp getirmede ve avukatlar görüşme sonrasında üst araması dayatmışlar. Meslektaşlarımız kabul etmeyince darp edilmişler” diyerek açlık grevinde olan Engin Gökoğlu’nun ise 27’nci güne girdiğini belirtti.

EN SON EKLENENLER