‘Hayata Dönüş Operasyonu’ davası ertelendi

19 Aralık “Hayata Dönüş Operasyonu” davasının 26. duruşması görüldü. Sanıklara göre 32 kişinin öldüğü müdahalede sadece biber gazı kullanılmış.

Bayrampaşa Cezaevi’ndeki “Hayata Dönüş Operasyonu”nda görev sınırlarını aştığı öne sürülen dönemin jandarma görevlisi 196 sanığın yargılandığı davanın 26’ncı duruşması Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya sanıklar Kemal Gür, Sebahattin Özdemir ve Süleyman Yüksel duruşma salonunda, H. İbrahim Kapan, Hüseyin Sarıtaş, Mükremin Topbaş, Ergin Üçüncü, İbrahim Çokol, Mehmet Erduran, Murat Yağmur, Murat Yörük ise SEGBİS sistemiyle duruşmaya katıldı. Yapılan kimlik tespitinden sonra savunmalara geçildi.

Savunmasında cezaevlerine müdahale olacak diye götürüldüklerini kaydeden dönemin Ankara Özel Asayiş Komutanlığı Arama Kurtarma Taburu’nda uzman çavuş olarak görev yapan sanık Sebahattin Özdemir, “İstanbul’a birlik olarak 3-4 gün önce geldik. Olay günü sabah erken saatlerde daha sonradan Bayrampaşa Cezaevi olduğunu öğrendiğim cezaevine geldik” dedi. Arama kurtarma ekibinde olduğu için ağır malzemelerin olduğunu ifadesine ekleyen Özdemir, herhangi bir müdahalede bulunmadığını ileri sürerek, “Cezaevinde yangın çıktığını gördüm. İtfaiye ekipleri gelmişti. Farklı bir silah kullanıldığını görmedim. Gaz kokusu almadım” dedi. Avukat Güçlü Sevimli’nin sanığa sorduğu “Hasdal’da kaldığınız süre operasyon ile ilgili size tatbikat yaptırıldı mı ya da size plan anlatıldı mı?” sorusuna sanık Özdemir, arama kurtarma ekibi olarak ayrı tatbikat yaptıklarını belirterek, ayrıca yeni tatbikatta yeni bir aletinde kullanımının kendilerine anlatıldığını belirtti. Bu aletin kullanılıp kullanılmadığı noktasındaki soruya ise sanık Özdmeir, kullanılıp kullanılmadığını bilmediğini ileri sürdü.

Arama kurtarma taburunda bulunan ve Ankara’dan getirilen Mükremin Toptaş da yeme içmeden sorumlu olduğunu ve müdahalede bulunmadığını ileri sürerek, saldırıda biber gazının kullanıldığını belirtti.

TÜFEK BULUNDURMUŞ AMA KULLANMAMIŞ

Diğer sanıklar Ergin Üçüncü, arama kurtarma taburunda köpek eğitim uzmanı olduğunu kaydederek operasyona katılmadığını ileri sürdü. Avukatların sorduğu “içerde ve dışarda görev yapanları biliyor musunuz?” sorusuna Üçüncü, “Hayır bilmiyorum. Ankara Özel Asayişin JÖH birliği, Özel Operasyon birliği ve arama kurtarma birliği vardı” diyerek çelişkili cevap verdi.

Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı Özel Asayiş Taburunda Destek Timi’nin elemanı olan sanık Murat Yağmur da yangın çıktığını görmediğini, göz yaşartıcı gazın atıldığını kaydederek, müdahalede bulunmadığını ileri sürdü.

Daha sonra Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı operasyon taburunda şoför olarak çalıştığını belirten sanık Mehmet Erduran, G3 piyade tüfeğinin kendisinde mevcut olduğunu ancak kullanmadığını iddia etti.

Olay tarihinde lojistik astsubay olduğunu ve Ankara’dan geldiklerini belirten sanık İbrahim Çokol, Jandarma Özel Hareket tabur komutanında B Tipi olarak görev yapan sanık Hüseyin Sarıtaş savunmalarını yaptılar. Sanık Sarıtaş olayda biber gazının tek kullandığını aktararak, tutuklu ve hükümlülerin silah kullandığını ve kendilerinin de tazyikli su kullanarak hem kendi hem de tutuklu ve hükümlerin güvenliğini aldıklarını iddia etti. Sanık Sarıtaş sorulan bir soru üzerine “Önce ölüm orucunda olanlara teslim olmaları, ölüm orucundan vazgeçmeleri konusunda anons yapıldı sonra gaz kullanıldı” dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti duruşmayı, “ATK’ye silahların gönderilmesi ve rapor aldırması için müzakere yazılmasına, Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesinin dosyasının incelemesine ve bir kısım sanıkların SEGBİS ile duruşmada hazır bulunması” gerekçesi ile 28 Aralık 2017 tarihine erteledi.

EN SON EKLENENLER