Kerbela Duruşu Gibi

Pir POLAT

Biz alevilerin duruşu kerbelada Şehit düşen İmamı Hüseyin gibi olmalı. Neden İmamı Hüseyin ve yoldaşları katledildi kerbelada.Çünkü adalet için ve mazlum halklar için kendini veda etmişdir. İmam Hüseyin sadece yaşantısıyla  değil, şahadetiyle bütün insanlığa bir mesaj vermiştir. İmam Hüseyin bir semboldür. Yiğitliğin, fedakarlığın, mazlum olmanın sembolü. İmam Hüseyin, verdiği mesajda sonu ne olursa olsun asla ama asla Yezid’e, dolayısıyla zalime ve onun zulmüne boyun eğmeyeceğini bütün dünyaya şahadetiyle kanıtlamıştır. İnsanlık var oldukça İmam Hüseyin var olacaktır.

Pir Sultan direnişci duruşundan dolayı asıldı. Pir Sultan Abdal, Alevi toplumunun yetiştirdiği en büyük kahramanlardan biridir. Pir Sultan Abdal eylemiyle, sanatıyla bir çığır açmıştır. Anadolu da Pir Sultanlar geleneğini başlatmıştır. Bu gelenek onurlu, erdemli insan olma geleneğidir. Bu gelenek ve yarattığı değerler, evrensel anlamda bütün insanlık için bir şereftir.

Seyid Nesimi’nin işkence görmesine ve derisinin yüzülmesine sebep olan “Enel Hak” düşüncesiydi. Bu düşüncenin ilk temsilcisi Hallac-ı Mansur’dur. Şüphesiz Nesimi bu düşüncenin hayatına mal olacağını bile bile dile getiriyor, yayıyordu. Nesimi, düşüncesinin ve inancının bedelini ödemeye hazırdı. Nesimi’ye idam fermanı hazırlayan kadı şöyle yazıyordu fermanında: “Bu öyle bir mundardır ki, kanının değdiği yeri yıkamakla temizlenmez. Orayı yakmak, koparmak gerekir”.  Ama yaşam öyle “tesadüflerle” dolu ki anlatılmaz. Bu tesadüflerden biri de Nesimi’nin infazı sırasında gerçekleşti. Kadının fermanı yüksek sesle topluma okunduktan sonra infaza geçildi. Celladın bıçak darbesi sonucu Nesimi’den fışkıran kandan bir kaç damla idam fermanını yazan kadının parmağına değdi. Tabii ki kadı parmağını kesmez. Ve Nesimi tarihe geçen şu sözleri söyler: “Sen şeriat uğruna bir parmağını bile kesmezsin. Hâlbuki görüyorsun ki, biz inancımız yolunda kendi kanımızla yıkanıyoruz”. Nesimi günümüzde de Aleviler tarafından önder bir şahsiyet olarak kabul görmektedir.

Hallac-ı Mansur, düşüncesi için darağacını göze almış ve hiç bir karanlıktan çekinmeden düşüncesini açıklamıştır. Düşünceleri ne kadar “aykırı” olsa da onları ölümüne savunmuştur.Hallac-ı Mansur kendisini kırbaçlara, darağacına götüren düşüncesini iki kelime ile özetlemiştir: Enel Hak. Enel Hak, ben Hakkım, hakikatim anlamına gelmektedir. Şüphesiz bu iki kelimenin altında yüzlerce cilt kitaba sığmaz derin anlamlar yatmaktadır.

Benim bunları belirtmelerimin sepebi son sürecde Ülkedeki olanlara pratikde neden sesiz kalıyoruz.Ölüm oruçlarına,Kürt sorununa ve Ülkedeki var olan bütün sorunlarına yeterince neden destek vermiyoruz. Biz Alevilerin duruşu neden Önder gördüğümüz Hallacı Mansur,Seyid Nesimi,Pir Sultan Abdal ve Seyid Rızalar gibi direnişci değil. Teoride iyis ama Pratikde sayıfız. Bu anlamda önümüzdeki sürecde ülkede var olan Faşistlere ve Zulümlere karşı tek alternatif  birlik ve beraberliğimizdir.

Bu anlamda Matem süresince Alevi Kültür Merkezlerimizde yapılan Muharrem-Matem anmalarına, muhabetlerine bütün canlarımız katılmalı. Zulme karşı bir tavır olan İmam Hüseyin‘in onurlu direnişi dünü ve bugünüyle inancımıza yakışır bir şekilde ele alınmalıdır. Bugün hala Alevileri ve Alevi inancını „ucube“ olarak gören zihniyete karşı mücadeleye önemle vurgu yapmalı. Matemimizi birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının dünyada egemen olmasına vesile kılmalıyız.

Hakkın rızası için tutulan oruçlarımız ve yası- matemimiz Ulu Divanda kabul ola Hızır yardımcımız ola.

EN SON EKLENENLER