Kiel Alevi Toplumundan, Maraş ve Malatya  coğrafyasindaki Alevilik konulu panel

AABF bağlı Kiel Alevi Toplumu Cemevi 10.11.2017 tarihinde ,Maraş ve Malatya aleviliği konulu bir panel düzenledi.

Panel Hasan dedenin açılış gülbangı ile başladı.

Panelin konuşmacıları, Maraş bölgesinden Araştırmacı Yazar Ali Köylüce ve Araştırmacı yazar Aziz Tunç’du. Saat 19.30 da başlayan panel ,23.00 kadar sürdü. Birinci bölümde yazarlar birer sunum yaptılar.Daha sonra soru cevaplar şeklinde devam eden panel,yoğun ilgi nedeni ile  gece saat 23.00’e kadar devam etti.

Yazar Ali Köylüce ,Maraş ve Malat’ya bölgesi Alevileri ve Aleviliğinin özgünlükleri ve özellikleri konusunda bir sunum yaptı. Maraş,Malatya.Adıyaman,Kayseri ve Sivas’a kadar uzanan bu bölge alevilerinin yoğunluklu bağlı oldukları ocakları ve bu ocakların merkezleri konusunda bilgiler vererek,Dersim merkezli  REYA HAK alevilerin,ikinci büyük ve hala canlı yaşayan ikinci merkezin ise İçToroslar diye adlandırılan ,Maraş, Malatya, Adıyaman, Kayseri , Kısmen Sivas ve Adana,Afrine kadar uzanan bölge olduğunu belirterek; Bu bölge alevilerinin yoğunluklu bağlı oldukları Ocakların,Elbistan Kantarma Merkezi  Sinemilli Ocağı,Üryan Xızır Ocağı ve Ağuçan ocağı olduğunu,ancak bu ocakların dışında az da olsa başka ocak talipleri de vardır.

Malatya Arapkiir de ŞEYH Hasan Ocağı,Hıdır Abdal Ocağı ,Şah İbrahim Veli Ocağı,İmam Zeynel Abidin  gibi ocakların da talipleri bulunur.

ÜRYAN HIZIR OCAĞI

Üryan Hızır Ocağı kurucusu, Uryan Hızır kutsal ziyaretgahı Dersim Pertek-Hozat yolu kenarında bir sırtın üzerinde bulunan Dorutay (Zeve) Köyü’ndedir.

Bu ocak çocuğu olmayanlar, sara ve akıl hastalarının akınına uğramakla ünlüdür. Bu ocağın Suriyede Afrin kentinde, Adıyaman, Malatya,Kahramanmaraş Çorum, Erzican, Erzurum ve diğer büyük metropollerede  talipleri bulunur.

Uryan Hızır Ocağı, Hubyarın Mürşit Ocaklarıdır.

Türbe bölgenin önemli ziyaretlerindendir. Her vakit Dersimden ve Türkiyenin bir çok yerinden ziyaretçileri gelir, kurbanlarını keser niyazda bulunurlar.

Uryan Hızır Ocağının dedeleri şu anda Adıyamanın Bulam Kasabasındadırlar. Şu anda bu ocağın Pirliğini Ali Büyükşahin yapmaktadır.

Maraş Elbistan bölgesinde yerleşen Üryan Hızır Ocağı koluna bağlı Pir Mustafa Mısır da, agırlıklı olarak avrupada hizmet yürütüyor.

Ayrıca zeveden ayrılan kolların bazıları Erzurum da, bazıları Erzincanda ve Cafer Kaplan da Avrupada pirlik görevini yürütmektedir.

SULTAN SİNEMİL OCAĞI

Kahramanmaraş Elbistan ilçesinin Kantarma Köyü, Sinemil Ocağı’nın dedelerinin mekanı olarak bilinir.

Erzincan Kemah’ın Nekkâr oğlu ve Vaver, ayrıca Kemah’ın Dere köyü ve Malatya Akçadağ’da Sinemil Ocağı’ndan dedeler bulunurlar.

Bu ocak merkezi yakın tarihimize kadar inancı çok canlı yaşamış ve temsil etmiştir.Yaşlı Pirlerin bir çoğu hakka yürüse de, yeni kuşak pirler ile hizmetler devam etmektedir.

Ayrıca Ağu İçen (Ağuçan) Ocağının da maraş malatyada hatırısayılır talipleri vardır.

HAKİKATLILAR VEYA HAKİKATÇILAR.

Ocak Aleviliğinin dışında, Bu bölgede 1800 lerin sonlarından itibaren gelişen ve yayılan bir Aşevi HAKİKATLILAR akımı vardır. Belkide bu bölge aleviliğine son iki yüzyıldır bu akım damgasını vurmuştur.

Araştırmacı Yazar M.Bayrak bu konuda şu tespitleri yapıyor; ‘’Sinemilli dedelerinin Dêrsim bölgesinin Keban/Maden yöresindeki Sultan Sinemilli Ocağı‘ndan geldikleri biliniyor.

Yüz yıldan fazla bir süre içinde Dêrsim-Maraş hattında devam eden bir göçün ardından bugünkü yapılanma ortaya çıktı. Bölgenin en büyük aşireti olan Sinemilli, hem bir Alevi-Kürt Ocağı’nın adı hem de bir Aşiretin adıdır.

Bu ocaktan gelen birçok pir, yürüttükleri erkanla İç Toroslar’a özgü renkleri de olan geleneksel Aleviliği yaşatırken;

Dêrsim’de bu kurumu eleştirerek ortaya çıkan ve kendisini klasik dedegân düşünceden üstün gören “Hakikatçi Alevilik” akımı da 19. yüzyıl ortalarından itibaren Dêrsim-Malatya-Maraş hattında İç Toroslar Aleviliğini etkileyerek birçok önemli ozanın ve aşığın yetişmesine öncülük ediyordu.’’

Yani Hakikatçılık akımı ,şekilsel ibadetin yerine ,mananın kavranmasını esas alan felsefe ağırlıklı muhabbet kültürünü geliştirerek, sözün  Şiir ve sazla ifadesi olan Aşıklık ,Ozanlık geleneği ve kültürüne ağırlık vererek, birçok Aşık ve Ozan kadrosunun bölgede yayılmasını sağlayarak , bu inancın kadimden gelen felsefesini yeniden güncelleyerek,  yaygınlaşmasını sağlıyor.

Hakikatlılar akımı,19 yüzyıl ortalarında , Araboğulları olarak anılan, Süleyman ve Veyis kardeşlerin öncülüğünde,klasik mevcut uygulamaya tepki olarak başlamış ve sonradan  hakikatcılık adını alarak yeni bir akım olarak doğmuştur. Araboğulları Baba Mansur ocağına bağlı dedeydiler.Bunlar Ocakların aleviliği  osmanlı döneminde yaşatan temel kurum olduğunu bilerek , eleitirilerini dedelere karşı değil ,daha çok aleviliğin özünü çürüten uygulamalara yöneltiyorlardı.

Yani biçimselliği aşmak ve Hak ile hak olma anlayışını egemen kılmaktı.insanı felsefenin merkezine koyarak,dokunulamaz,aşağılanamaz ve horlanamaz bir statüye kavuşturmaktı. Araboğullarından Süleyman bilge bir kişilikti. Bu akım temsicileri Hacı Bektaştan sonra onu, PİR’i SANİ olarak anıyorlardı. Daha sonra onların etkilediği Hemzo Kokım ve Aziz Baba gibi  yeni kuşak hakikatçıların yetiştirdiği  Melulören den Hamo’nun oğlu Apseyd ,Sarız,afşın ve Elbistan yöresinden Ali Dumke, eleştirilerini dedelik kurumuna da yönelttiler.

Bu akımın bazı önemli temsilcileri şunlardır.

Bu akımın felsefesi ortamında yetişen, İrfanî, Fakri Haydarî,   Ali Hakî,     Mücrimî,    Melulî,    Medet Haşimî,    Nizarî,    Seyit Meftunî,    Cafer Baba,    Musa Hazar, Şükrî,    Ademî,   Halil Öztoprak,     Aladeli,    Perişan Güzel,    Perişan Ali,   İbretî,      Nesimî,     Hüdaî,    Kul Ahmet,    Kul Hasan,    Kaçıran,    Fedai, Yetimi,    İsmail İpek,     Meçhuli,     Vicdanî,     Turabî,    Şah Sultan  Temelî, Esrarî,    Maksudi,    Figani,    Mecali ve    Emekçi,Garip Dost v.b  şair ve ozanların tümü, bu kültürün ikinci ve üçüncü kuşak temsilci ürünleriydi.

Yazar Aziz Tunç ise Bölgenin tarihsel geçmişini anlatarak, millatdan önce Sümerler,Hititler,Hatiler Medler ve benzeri bir çok halkın bu bölgelerde kendi dil ve inançları ile yaşadığını ve tüm bu halkların uzunca bir sürece ,yeni gelen işgal ve zorla yapılan dini dayatmalara karşı mücadele ettiğini belirterek, Maraş ve Malatya bölgesinin milatdan sonraki etnik ve dinsel kültürleri hakkında bilgi verdi.1200 lü yıllardan itibaren selçuklu ve Osmanlı döneminde  bu bölgede yoğunlaşan saldırı ve işgallere karşı yüzyıllarca mücadele verildiğini belirtti.

Bu mücadeleler de kimi yenilgiler yaşan sa da, Babailer hareketinden sonra ,selçuklunun yıkıldığı ve beylikler dönemine geçildiğini uzun bir süre bölgeye hükmedemediklerini belirtti.

Daha sonra Osmanlı dönemi,Safevilet ile Osmalıların bölge üzerindeki savaş ve mücadeleleri döneminde de bir çok katliyam ve karşı isyanların olduğunu belirterek ilk 1500 lü yıllarda bölgede bulunan çok kültürlü ve inançlı Dulkadiroğulları beyliğni yıkan Osmanlıların ,bu bölgeyi ele geçirdiğin ve o dönemden günümüze kadar da bu dinsel,kültürel teslim almaya karşı Kürtler ve alevilerin mücadele ettiklerini belirtti.

1990 lerin başlarına kadar maraş bölgesinde nüfusun % 40 lar civarında ermeni ve süryani oldukları belirterek son yüzyıl katliyamları ile tüm bu toplumların bölgeden uzaklaştırıldığını belirterek, güncel mücadelede Aleviler kendilerini koruyacak ise ,mutlaka Kürtler ve demokrasi güçleri ile birlikte mevcut AKP ve Erdoğan diktasına karşı ortak mücadele etmelidirler.

Cünkü Erdoğanın amacı, bu topraklarda İŞİD benzeri bir islami rejim kurmaktır ve bu rejim de ,devletde alevilere yer yoktur. Aleviler bunu bilerek güncel tehlikelere karşı tedbirlerini almalıdır.

Daha sonra soru ve cevaplar ile devam eden panel, Cem evi yönetimindeki Hasan dedenin kandilleri sırlama gülbangı ile sona erdi.

EN SON EKLENENLER