Köle pazarında 5 kez satılan Êzidî kaçtığı ‘Madafî’yi anlattı

DAİŞ’e esir düştükten sonra 5 kez satılan Şengalli Nadya Hesen Hewlo, Müslümanlığı kabul eden Êzidî kadınların satıldığı “Madafî”yi anlattı. Hewlo, gördüğü zulmü “Öyle ki beni başka birine satmalarını istiyordum” sözleriyle özetliyor.

Şengal’de Êzidîlere uygulanan 73’üncü fermanda DAİŞ’e esir düşenlerden biri de 45 yaşındaki Nadya Hesen Hewlo. Katliamı en ağır yaşayan Koço köyünde esir alınan Hewlo, esir alındığında hamileymiş. Esir tutulduğu Tel Afer’de bir erkek çocuğu dünyaya getiren Hewlo, ismini dahi veremediği oğlunu kötü koşullardan dolayı kaybediyor. 5 kez satılan ve 1 yıl 2 ay DAİŞ’in elinde kalan Hewlo, Minbic’te bir Êzidî kadının yardımıyla DAİŞ’ten kurtuluyor.
HAMİLEYKEN ESİR DÜŞÜYOR
Evi Şengal merkezde bulunan Hewlo, Koço’ya ailesini ziyaret etmeye gittiği sırada esir alınıyor. Babası ve annesi gözleri önünde katledilen Hewlo, 2 çocuğuyla DAİŞ’e esir düşüyor. Esir alınanlar önce Şengal’e, daha sonra Tel Afer ve Musul’a götürülüyor. O sıralar hamile olan Hewlo, Tel Afer’de çocuğunu dünyaya getiyor.
RAKKA
Hewlo, esaretinin 40’ıncı gününde bir grupla birlikte Musul’dan Rakka’ya götürülüyor. Hewlo, Rakka’da Suudi Arabistanlı bir DAİŞ’liye satılıyor. Hewlo, yaklaşık 2 ay burada kalıyor. Köle olarak çalıştırılan Hewlo, o günleri şöyle anlatıyor: “Çok kötü bir durumdu. Oğlum sürekli ağlıyordu. Doğru dürüst bir süt ve yiyecek veremiyordum. O adam bir gün bana ‘Biz fakiriz, oğluna süt getiremiyoruz’ dedi. ‘Öyleyse ne diye bizi tutuyorsunuz’ dediğimde ise, sustu bir şey diyemedi. Bir sabah kalktığımda oğlumun öldüğünü gördüm. Daha ismini bile vermemiştim. Rezalet dolu günlerde bu durumu yaşadım. Oğlum öldüğünde bana ‘Oğlunu sen öldürdün’ dedi. Bağırdım, çağırdım. Onlara karşı çıktım. Sonra bir sabun alarak, oğlumu yıkadım. Onu giydirerek, neresi olduğunu bilmediğim bir yere götürüp, toprağa verdim.”
HALEP
Daha sonra adı Ebu Yahya olan bir Türk DAİŞ’liye satılan Hewlo, Halep’e götürüldüğünü, üç gün boyunca 2 çocuğuyla aç ve susuz bırakıldığını, kaçmaya çalıştığını, fakat başaramadığını dile getiriyor. Hewlo, Halep’te 3’üncü kez başka bir DAİŞ’liye satılıyor.
BAB
Satıldığı kişinin Suudi Arabistanlı ve adının Ebu Barah olduğunu söyleyen Hewlo, Halep’ten Bab’a götürülüyor. Bab’ta 3 ay kalan Hewlo’nun Hêvî adındaki kızı Bab’ta ondan koparılıyor. Çocuğunun nereye götürüldüğünü bilmeyen Hewlo, o günden sonra Hêvî’den haber alamıyor. Tek bildiği ise kızının isminin Esma olarak değiştirildiği…
Hewlo, Ebu Barah adlı DAİŞ’linin kendine çok kötü davrandığını söylüyor ve devam ediyor: “Bana ‘Sen iyi bir insan değilsin, bizim dinimize inanmıyorsun. Doğru söylemiyor ve namaz kılmıyorsun’ diyordu. Çok kötü biriydi. Ondan kurtulmak için söylediği her şeyi yapıyordum. Artık öyle ki beni başka birine satmalarını istiyordum. Çareyi burada arıyordum. Ne yaptıysam olmadı. O, benden kızımı aldı.”
TEKRAR RAKKA
Hewlo, Ebu Barah’ın da kendisini Tel Aferli Türkmen bir DAİŞ’liye sattığını, adının da Ebu Sena olduğunu belirtiyor. Tekrar Rakka’ya getirilen Hewlo, en sonunda dayanamayarak kendisini satın alan son kişiye “Neden bunu bize yapıyorsunuz?” diye soruyor. Ebu Sena adlı DAİŞ’li ise, “Bu Bağdadi’nin emridir. Eğer ben götürmezsem başka biri seni alıp götürecek. Onun için Müslümanlığı kabul et ve özgür ol” yanıtı veriyor.
MADAFÎ’YE GÖTÜRÜLÜYOR
Hewlo, DAİŞ’ten kurtulmak için Müslümanlığı kabul ediyor. Müslümanlığı kabul ettiği için alınıp, Arapçada misafirhane anlamına gelen ve “Madafî” olarak adlandırılan bir yere götürülüyor. Madafî, ölen DAİŞ’lilerin eşlerinin ve esir kadınların satılana kadar tutulduğu yer olarak biliniyor. Madafî’de sadece Êzidî kadınlar değil Sünni ve Arap kadınlar da tutuluyor.
MADAFÎ NASIL BİR YER?
Hewlo, götürüldüğü madafîyi şöyle anlatıyor: “Oranın sorumlusu Şêx dedikleri bir kişiydi. Onun elinde büyük bir defter vardı. Orada isim ve soy isimlerimizden, nereden geldiğimize kadar bütün sicilimiz vardı. Burada sadece kadınlar kalıyordu. Sadece Êzidî kadınlar değil, Sünni ve Arap kadınlar da vardı. Sayıları değişiyordu. Biri seni satın alıncaya kadar burada bekletiliyordun. Deftere bakarak isim ve soy isimlerini okudukları kadınları alıp, götürüyorlardı. Gitmeyen olursa kırbaçlayarak, çıkarıyorlardı. Kadınları götürdükleri yer ise 15-20 DAİŞ’linin bulunduğu alanlardı. Burada anlaşarak seni başka birine satıyorlardı. Bazen çocuklarıyla birlikte, bazen de sadece kadınları satın alıyorlardı. Kalan çocuklar ise alınıp, eğitiliyorlardı.”
Bir kaç defa kaçmaya yeltenen Hewlo’nun girişimleri başarısız kalıyor. Rakka’dan sonra götürüldüğü Minbic’te de 2 ay Madafî’de bekletilen Hewlo, burada esir bir Êzidî kadının yardımıyla kurtuluyor.
MA / Nazım Daştan – Selami Aslan 

EN SON EKLENENLER