Maraş, 656 nolu KHK ve çırılçıplak biz

Hak Aşkı, Xızır Hikmeti, Pirim Seyit Nesemi’nin Nefesi İle…

Maraş; acılarımızı par ettiğimiz yaslı gün, topraklarımızın kinle bulandığı, doğduğumuz toprağın bize reva görülmediği,  Nehak zülmü ve bu zülme ortak olmuş aç gözlülük. Bir kirli eller operasyonu. Halkların kanına doymayan Yezid aklı. Yezid aklı canın alınteri ile üretip sofrasına getirdiği rızkında bile gözü olan akıldır. Bu akıl varlıktan beri canlılığa zülm ediyor. Hakk Yol ise Xızır(Hızır) laşarak önünü almaya Hakk’kın Emri Rızasını yaşatmaya çalışıyor. Hüseyni hakikatle. Fakat nehak uslanmıyor, nehak paylaşmıyor, nehak katletmekten vazgeçmiyor. Nehak Hakk olanı da kendisiyle birlikte kirletiyor. Onun gibi davranmaya yöneltiyor ve Hakk olmaktan çıkarıyor. Son yüzyıl tam bir sınanma yüzyılıdır. Her 10 yılda bir, bir katliam, bir darbe, bir kıyım süreci yaşadık. Uygarlığın doğduğu coğrafya barış iklimini unutur oldu. Ve artık herkes biraz düşman, herkes bir çeteye hedef. Herkes bir denizde boğulmaya ya da Nehakça sınırları çizilmiş topraklar da köle olmaya aday. Alemde kimsenin bir garantisi yok, Ülke ve Dünya bir kausa sürükleniyor ya da kafamız o kadar dumanlı ki Alem ruhlarımızda boğuluyor. Ana Mezin’in, Doğa Ana’nın bizden hesap zamanı gelmiş. Artık tahmmülü yok, büyük seri katil cümlemizi cezalandıracak. Bağrına açtığımız yaralara tahammülü yok. Bu dumanlı hava zamanla, tarihle yüzleşmemenin sonucudur. Ortadoğu ve Anadolu coğrafyasında Nehaklığa uğramış, kırıma uğramış,  emekleri talan edilmiş Halkların ahıdır bu. Zamanın elçisi Xızır hesapsız değildir. Nasıl birbirimize Xızır olup umut edebiliyorsak, ahımızda bize hesabı soracaktır. Can ettiğinin hesabını görür. Zulümle kimse abad olamamıştır. Ve son kertede ettiğini bulsun havalarındayız. Hakk olmayı da feda ederek, başımızı öne eğip Nehak’ın torunda yürüyoruz. Nehak’ın aklı Xızır değil ki sana Xızır olsun. Nehak’ın aklı Yezid’tir güvenilmez, söz verir tutmaz, düşmanlığı mertçe değildir. Cenazeni bile tekmeler, hırsını alamaz parçalara ayırır. Korkaktır çünkü Hakk olmadığını bilir. Hesap gününün geleceğini bilir. Ali olacaksan dosdoğru olacaksın. Doğduğun rahmin hakkını vereceksin, o rahim sen birşey olasın diye doğurdu. O rahme sen Hakk olanı yapacağının ikrarını vererek düştün. Unutma ki Hakk yolda her can doğmaya ikrar verir ve neye doğacağına karar verir. Bu yezid öbür Yezid’ten iyi değildir. Sen Hakk aşkına Xızır olacak mısın, olmayacak mısın mesele budur. Biz Aleviler ve Anadolu, Ortadoğu halkları yezidler arasında gidip geliyoruz. Ve yüzyılın finaline yaklaşıyoruz Xızır yardımcımız olsun.

Nehak ne yapacağını bilmiyor, bir yeni yolu yok, bir ilişki geliştirme gücü yok malasef. Korku 656 nolu KHK ile bir iç savaş narasına dönüştü. Topal Osman çeteleri ise görev almak için can atıyor. Dersimde , Maraş’ta, Zilan’da, Sivas’ta gördük. Bu ülkeyi kan gölüne dönüştürerek kurtuluş arayanlar sonlarını da hazırlayacaklar. Ve bizler Aleviler örgütlü görünüp darmadağın çırılçıplak ortadayız. Maraş anması sonrası bunu çok daha net gördük. Sokak kabadayılığına dönen akıldan, izandan, edep erkandan uzak yaklaşımlar. Herkesin doğrusu en iyisi, birbirine niyaz olmak ise Hakk getire. Birileri Nehak yolunda kendini kandırıyor. Birileri Nehaka karşı iki cümle kurduğu için kendini dosdoğru sanıyor. Bu yaklaşımın ikisi de bir sonuç vermeyecek Halklarımız için. Çünkü birlikte yürüme gücünü kaybediyoruz. Nehakın istediği de budur. Dumanlı havalar tek tek yakalayıp katletmeyi sever. Kafa ne kadar karışık  o kadar iyi. Tarihimiz bu örneklerle doludur. Düşmanlık üreten Alevilik Hakk yolda kendi boynuna kemendi atmaktan başka bir hal değildir. Ne kendi topumuna ne de diğer halklara bir faydası olmaz, sadece vaveyla olur. Bir toplumsal ortak akıl olmadan, o gücü bereberinde hareket ettirmeden bir sonuç alınamaz. Devletle görüşerek sonuç beklemek bu kadar örgütsüzken ancak kandırılmak ya da Raber pratiğine yönelmek olur. Çünkü toplum bir anda sizi yalnız bırakır ve siz toplumu birşey bilmez sayarsınız. Sonra da Nehakla işbirliğine gidersiniz. Sonra tarih sizi ihanetçi olarak tanır. Öbür tarafta Nehaka karşı bağırıp, çağırıp sadece kendini öne çıkaranlar, kurumlarında toplumlarında ortak direnç geliştimeyenler hep Haklı oldukları için, mevzilerini bırakmayacak. Fakat; o mevzi de kendileri ile birlikte toplumlarına koca bir yenilgi vermekten başka da sonuç alamayacaklardır. Zaten hep Haklı oldukları için, Halk cahil olacak ve onları anlamamış olacaktır. Bu iki yolda Hakk Yol Alevi Halklar yasasına uygun değildir ve mahkum edilmesi gerekir. Hakk’kın Emri Rızasına uygun değildir mahkum edilmesi gerekir. Bugün çırılçıplak ortadayken bizler, mazlumlar, emek edenler, hanesine bir lokma ekmeği götürenler, komşusunun hakkını bilenler bir olmalı ve Nehakı bu kararlarından vazgeçirecek gücü oluşturmak zorundadır. Artık ne kongrelerin değeri kalmıştır. Ne de meclislerin. Birbirinin değerini bilmekten, canın değerini bilmekten başkaca çare yoktur. Tüm çelişkileri bir tora koyup konuşmaktan, biraraya gelmekten başkaca çare yoktur. Bir yol çizmek lazım, başkaca bir dil konuşmak lazım. Nehak almış başını gidiyor. Birşeye üzülmüyorsanız gözlerine baktığınız Masum- u Pakların yüzü suyu hürmetine “Gelin Canlar Bir Olalım, Cümle Cana Derman Olalım”. Demekten ve birbirimizin carına yetişmekten başka çare yoktur. Gağan Ayındayız dirildiğimiz aydayız. Gağanınız umutlara vesile olsun. Niyazımızdır. Xızır yardımcımızdır.

EN SON EKLENENLER