‘Ne mayın ne de duvar Suruç-Kobanê gönül bağını koparamaz’

Suruç’un Kobanê sınırındaki Elizer mahallesinde doğup büyüyen, imamlık yapan Mehmet Ali Çağlar, “Mayın da döşeseler, jiletli tel de çekseler, duvar da örseler aramızdaki gönül bağını asla koparamazlar” dedi.

Birinci Dünya Savaşı sonrası masa başında çizilen haritalarla birbirinden ayrılan Kürtler, şimdi de sınır boyunca örülen duvar ile birbirlerinden koparılmak isteniyor. 911 kilometrelik Suriye sınırının tamamına yakınına duvar inşa eden Türkiye, sınırın iki yakasında yaşayan akrabaları da birbirinden koparmak istiyor. Urfa’nın Suruç ilçesi ile Kobanê arasında duvar ören Türkiye, ortadan ikiye ayrılmış birçok köyde yaşayan akrabaları da birbirinden koparmış oldu. Sınırdaki Suruç’un Elizer (Çengelli) köyü, akrabaları ile duvardan önce kısmi de olsa ilişkilerinin olduğunu, ancak duvar ile birlikte ilişkilerinin tamamen koptuğunu belirtti.

‘KAÇAKÇILIK TERCİH DEĞİL MECBURİYET’

Elizer’de doğup büyüyen ve köyünde imamlık yapan 70 yaşındaki Mehmet Ali Çağlar, sınıra çekilen duvara milyonlarca lira gittiğini, bu milyonlar ile bölgenin kalkınabileceğini, bahane edilen kaçakçılığın da bitebileceğini kaydetti. Bölge halkı için kaçakçılığın tercih değil zorunluluk olduğunu söyleyen Çağlar, “Su yok diye ne tarım ne hayvancılık yapılabiliyor. İnsanlar ailesine bakmak için bile bile ölüme gidiyorlar” dedi. Çağlar, TV’lerin Suruç ovasına su geldiğini söylediklerini ancak 70 yıldır bu köyde yaşadığını, değil tarım için kullanılacak suyu içme suyu zor bulduklarını söyledi. Sınırın canlarını çok yaktığını ve çok acı bıraktığını dile getiren Çağlar, “1960’lı yıllarda kaçak geçişleri önleyemeyen askerler köylerde insanlara topluca işkence yapıyordu ve bu işkencelerde birçok insan sakat kaldı” diye konuştu.

‘GÖNÜL BAĞI DUVAR DİNLEMEZ’

Çağlar, sınırın iki yakasında yaşayanların hepsinin birbirleriyle akraba olduğunu belirtirken, “Mayın da döşeseler, jiletli tel de çekseler, duvar da örseler aramızdaki gönül bağını asla koparamazlar” dedi.

EN SON EKLENENLER