Pêncwênî: Tecrit bir bireye değil, bir fikre yöneliktir

Aydın ve yazar Pêncwênî, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik komployu değerlendirirken, bu komplonun ‘bireye yönelik olmadığına’ vurgu yapıyor ve Öcalan’ın Ortadoğu’da geliştirdiği projeler için ‘Ezilen halklar ve 50 milyonluk Kürt halkının özgürlüğü için’ ifadelerini kullanıyor

Federe Kürdistan’ın önde gelen aydınlardından ve siyasetçi Mihemed Emin Pêncwênî, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fikirlerine ve Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun amacına dair değerlendirmelerde bulundu.

RojNews’ten Botan Germiyanî’ye konuşan ve PKK Lideri ile Bekaa’da kaldığı dönemleri hatırlatan Pêncwênî, ‘Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği sistemin ve projenin ezilen 50 milyonluk Kürt halkının özgürlüğü için’ olduğunu vurguladı.

Rojnews’in Mihemed Emin Pêncwênî ile yaptığı röportaj şöyle:

  • Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen komplonun üzerinden 24 yıl geçti. Öte yandan ağır bir tecrit uygulanıyor. Komplo, kaynağını nereden aldı?

Sayın Öcalan, 24 yıldır cezaevinde. Kendisine uygulanan tecrit, bir şahsa yönelik geliştirilen tecrit değildir. Ayrıca bu tecrit bir şahsı ortadan kaldırmayı hedeflemiyor. Bu tecridin amacı Öcalan’ın Ortadoğu’da yaydığı projeye yönelik bir tecrittir. Bu proje, ezilen halklar ve 50 milyon nüfusluk Kürt halkının özgürlüğü için geliştirilen bir projedir.

İşgalci devletler, Öcalan’ın projesini boşa çıkarmak ve işgali amaçlayan kendi projelerini hayata geçirmek için Öcalan’ı esir aldılar. Kürt siyasi güçlerin arasına da sızdılar ve bu güçlerden bazılarını kendi projelerinin hayata geçirilmesi için kullandılar. Bazı güçler ise teslim olmak ile inancını yitirmek arasında sıkışmış. Ancak direnen tek bir güç kalmıştır geriye. O da Öcalan’ın kurduğu PKK’dir.

  • Sözünü ettiğiniz ‘Öcalan’ın projesi’ nedir?
Mihemed Emin Pêncwênî

Sayın Öcalan’ın projesi, ezilen ve zulme maruz kalan 50 milyonluk bir halkın özgürlük projesidir. Projesi, halkın kendi topraklarının ve kaynaklarının sahibi olma projesidir. İnsanlık için büyük bir hizmet… Bekaa’da bir ara kendisine sormuştum, bir solcu ve sosyalist olarak nasıl bir halkın ulusal özgürlüğünün projesini geliştirebildiniz, diye. O da cevaben ’50 milyonluk ezilen bir halkı özgürleştirebilirsek insanlık için büyük bir hizmet etmiş olacağız’ demişti.

  • Bu projenin hayata geçirilmesi için PKK Lideri Abdullah Öcalan nasıl bir mücadele yürüttü?

Sayın Öcalan, Kürt siyasi hareketlerindeki klasik mücadele yöntemlerini değiştirerek yeni bir yol ve yöntem geliştirdi. Öcalan, 50 milyonluk bir halkın özgürlüğü için silahlı bir gücün olması gerektiğini savunuyordu. Siyasi ve askeri iradesinin bu gücün kendi ellerinde olması gerektiğini belirtiyordu. O güç, kendisine inanmalı, öz gücüne yaslanmalıydı. Bu temelde gerilla direnişini inşa etti.

Her zaman söylemişimdir, 50 milyonluk bir halkı inkar eden Atatürk’e karşı bir Kürt önderinin olması gerekiyordu. Bu önder de Öcalan’dır. Bu nedenle uluslararası ve bölgesel güçler ile Kürdistan’daki işgalci devletler Öcalan’ın tutuklanması konusunda hemfikir oldu. Bu komployla beraber söz konusu proje durdurulmak istendi.

  • Bu proje, hegemonik güçlerin hangi çıkarlarıyla çelişiyor?

Abdullah Öcalan, Kürdistan’daki kaynakların zenginliğinin ve bu kaynakların tüm insanlığa yetecek düzeyde olduğunun bilincindeydi. Gaz, petrol ve milyonların tarımda faydalandığı su kaynakları… Öcalan, bu zengin ülkenin özgürleşmesini ve kaynaklarının o ülkenin kendi halkının kontrolünde olmasını istiyor. Böyle olunca elbette ki tüm bu zenginliklerden hegemonik güçler mahrum kalacaktır.

Şimdi Kürdistan’da Amerika, Fransa, Britanya gibi egemen devletlerin nasıl savaş çıkardıklarını, diyaloglar geliştirdiklerini görüyoruz. Temel amaçları Rojava ve Güney Kürdistan’daki petrollerini Avupa’ya taşımaktır.

  • PKK Lideri Abdullah Öcalan ve PKK’nin Avrupa ve Amerika’nın terör listelerine alınmasının nedeni nedir?

PKK’nin terör listelerine alınmasının temel amacı özgürlük projesini yenilgiye uğratmaktı. Güney Kürdistan’da ilk ayaklanmaların başlamasından bir statüye kavuşmasına dek uluslararası tüm istihbarat güçleri bu projenin hayata geçirilmesini engellemek amacıyla harekete geçmiş durumda. Öcalan’ın bu projesi özgür ve bağımsız bir Kürdistan’ı ve bu Kürdistan’da kaynaklarının halka akmasını amaçlıyor.

  • PKK Lideri Abdullah Öcalan nasıl bir kişilikti?

Öcalan, insanların ve özelde de Kürt halkının önünde üç engel olduğunu söylerdi. İlk engel iktidar, makam ve mevkilerdi. İkinci engel para, programsızlıktı. Üçüncü engel ise aşk ve cins ilişkileriydi. Tüm bu engeller aşıldığı zaman insan, özgür bir insandı ve özgür insan da devrim gerçekleştirebilirdi.

Öcalan, özgür bir kişilikti. Tek bir kalemle birçok şey gerçekleştirebiliyor, silahlar satın alabiliyordu. Bekaa’da birkaç gün onunla aynı odada kaldım. Kılık kıyafetleri, yemesi ve içmesi gerillalarınkiyle aynıydı.

Sadece bir şeyi farklı olurdu. Herkes nerede kalacağını bilmezdi. Bunun nedeni de onun korunmasıyla ilgiliydi. Öcalan, CIA, MİT ve Ortadoğu’daki farklı istihbarat örgütlerinin hedefindeydi.

  • PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı klasik Kürt önderlerinden ayıran temel özellikleri nelerdi?

Öcalan, Medlerin yıkılışıyla beraber Kürtlerin kişiliklerinin de yıkıldığını ifade ederdi. Güçlü bir temelde Kürt kişiliğinin geliştirilmesini savunuyordu. Şimdi daha iyi anlıyorum, gerçekten de Kürt kişiliği yıkılmış bir kişiliktir. 50 yıldır Irak, Suriye ve İran’da yaşanan bunca karışıklık içerisinde bir gün özgürleşme iddiası geliştirebilme cesaretini ortaya koyamadık. Bu, yıkılmış Kürt gerçekliğinin bir göstergesidir.

Öcalan, güçlü ve karizmatik bir kişilikti. Planlı ve disiplinli biriydi. Sabah uyanır uyanmaz, günün programını belirlerdi. Hangi saatlerde eğitim vereceğini, ne zaman nereye gideceğini, neyi ne zaman okuyacağını, haberleri ne zaman dinleyeceğini bilir ve hepsini belirlenen plan çerçevesinde uygulardı. Tüm bu özellikleri, çevresindeki insanların da disiplinli olmasına neden olurdu.

DIŞ HABERLER

#Pêncwênî #Tecrit #bir #bireye #değil #bir #fikre #yöneliktir

EN SON EKLENENLER