Saldırıya uğrayan tarım işçileri: Darp raporu verilmedi, jandarma hakaret etti

Salihli’de saldırıya uğrayan Şırnaklı mevsimlik tarım işçileri, yaşadıklarını anlattı. Ömer Saytekin, silah, demir ve sopaların yanı sıra kesici aletlerle yapılan saldırıda yaralanmasına rağmen darp raporu alamadıklarını belirtirken, jandarma tarafından da kendilerinin hakaretlere maruz kaldığını ifade etti.

Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Çökelek köyünde Şırnaklı 25 kişilik mevsimlik tarım işçisi linç girişimi karşısında, kente bağlı Gölmarmara ilçesine geçmek zorunda kaldı. Zorlu çalışma ve yaşam şartları karşısında kimlikleri nedeniyle saldırılara maruz kalan mevsimlik tarım işçileri, yaşadıklarını anlattı. Tarım işçileri saldırganların kendilerine “Hepiniz Kürtsünüz, kırosunuz” diyerek saldırdığını belirtti.

‘ÇOCUKLARIN ÖNÜNDE SİLAHLA SALDIRDILAR’

Yaşamını idame ettirmek ve 6 çocuğunun eğitimini tamamlaması için her yıl yaz aylarında mevsimlik tarım işçisi olarak Manisa’ya geldiklerini belirten Ömer Saytekin, aynı zamanda bir gözünden tamamen bir gözünden de yüzde 70 engelli. Yaşanan saldırıda en ağır yarayı Saytekin aldı. Kafasına aldığı darbeler nedeniyle bir süre hastanede müşahede altında tutulan ve kulağına aldığı kesici alet darbeleri nedeniyle dikiş atılan Saytekin, “Saldırı yaşandığı gün sabah saatlerinde tarlaya gittik. Aracımız yağmur nedeniyle çamura saplandı. Aracı çıkarmak istedik. Bu sırada yanlışlıkla Kamil Ü. isimli kişinin tarlasının kenarına girdik. Çamurdan dolayı teker kaydı. Zor bela aracımızı çıkardık. Geldik sabah kahvaltısına oturduk. Bu sırada Kamil Ü. geldi. Kendisi ile konuştuk. Ben de arabayı kullandığımı söyledim. Kusura bakmamasını, zararı varsa karşılayabileceğimi söyledim. ‘Hepiniz Kürtsünüz, kırosunuz’ diyerek üzerime yürüdü. Üç kişi saldırdılar. Silahını çekti. Rastgele ateş etmeye başladı. Dur deyince bana doğrulttu. ‘Hepinizi buraya gömeceğim’ dedi. Çocuklarım vardı. 13, 14 ve 15 yaşlarındaki kızlarım korktu. Ağza alınmayacak küfürler ettiler” dedi.

‘DEMİR SOPALARLA SALDIRDILAR’

Yaşanan olayın hemen ardından ise köylülerin geldiğini söyleyen Saytekin, “Köylülerin hepsi geldi oraya yığıldı. Ellerinde demirler, sopalar, bıçaklar vardı. Çocuklarımı ve ailemi geri çektim. Konuşmaya gittim. 16 yaşındaki oğlum da arkamdan geldi. Yanlarına gittiğimde daha ağzımı açmadan bir tane genç ‘Sizi gömeceğiz lan buraya’ diyerek saldırdı. Oğlumla benim üzerime çullandılar. Sonrasında kimin vurduğunu hatırlamıyorum” diyerek saldırıyı anlattı.

DARP RAPORU VERİLMEDİ, JANDARMA DA HAKARET ETTİ!

Olayın ardından ambulansla hastaneye kaldırıldığını anlatan Saytekin, “Baygındım zaten. Beyin filmi çekildi. Kulağım kesilmiş dikiş atıldı. Hastaneye jandarma veya polis de gelmedi. Yine de darp raporu verilmedi. Halimize şükrediyoruz. Ölmeden kurtulduk. Mucize ile kurtulduk. Çünkü resmen öldürmek için gelmişlerdi” dedi. Olay esnasında aradıkları jandarmanın ise gereken işlemi yapmadığını ifade eden Saytekin, “Olay esnasında jandarmayı aradım geldi. Jandarma o sahneyi gördü. Kurşunları gösterdik. ‘Bir şey olmaz’ dedi. Kimse gözaltına alınmadı. Bir tek kişi gözaltına alındı. O da ben hastaneden daha çıkmadan serbest bırakıldı. Şikayetçi olduğumu ifademde de belirttim. Jandarma bize hakaret etti. ‘Konuşma, otur’ şeklinde bağırıp duruyorlardı. Köyün muhtarı da oraya gelmiş. Silah herhalde ruhsatsızdır. Silah yok diyorlar. Silahı herkes gördü. Silah sesini herkes duydu” diye konuştu.

‘CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK AMA MECBURUZ’

23 yıldır Manisa’ya mevsimlik tarım işçisi olarak geldiklerini; ancak ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Saytekin, kendisi ve ailesinin can güvenliği olmadığını ifade etti. Zorunlu askerlik görevini yapan ve izne gelen aile fertlerinin de ırkçı grup tarafından darp edildiğini söyleyen Saytekin, can güvenlikleri olmasa da çalışmaya mecbur olduklarını söyledi. Saytekin, “Cizre’de sokağa çıkma yasakları döneminde ben bu kadar korktuğumuzu hatırlamıyorum. Bugün oraya tekrar gittik. Mecburuz oraya gitmeye, ekmeğimizin peşindeyiz. Biz burada kimseye zarar vermedik. 23 yıldır ben her yaz burada çalışıyorum. Çalışmak için geldik. Rızkımız için geldik. İlk defa böyle bir olayla karşılaşıyorum. Ekmeğimizin peşindeyiz. Kime ne zararımız olabilir ki? Şu anda can güvenliğimiz de yok. Ne yapacağız bilmiyoruz. Adalet varsa herkese eşit olmalı” diye kaydetti.

‘TELEFON AÇTILAR, KÖYÜN YARISI ORAYA GELDİ’

Saldırı esnasında sol kolu bilekten kırılan Uğur E. ise olayın başladığı esnada kendilerinin tarlada çalıştıklarını ve uzaktan silah seslerini duydukları an bir şeylerin yolunda gitmediğini anladıklarını söyledi. Saldırı anını anlatan Uğur E., “Uzaktan silah sesini duyunca baktığımızda dayıma saldırıyorlardı. Olayı ayırmak için biz koştuk. Dayımızı onların elinden zor aldık. Silah çekti. Rastgele ateş açtı. Telefon açtılar. Köyün yarısı oraya geldi. Demirler, kesici aletler, zincir ve muştalarla oraya geldiler. Ailemizden çoğu çocuktu. Hatta çoğunluğu kız çocuğuydu. Dayım ‘Ayıptır yapmayın, biz ekmeğimizin peşindeyiz’ derken yine saldırdılar. Linç ettiler. 14-15 yaşında çocuğun önünde babasını dövdüler. Utanmadılar” dedi.

‘NEREDEYSE BİZİ SUÇLU ÇIKARDILAR’

Kendisine de darp raporu verilmediğini ve jandarmanın neredeyse kendilerini suçlu bulduğunu ifade eden Uğur E., doktor ve jandarma ile yaşadığı diyalogları da anlattı. Uğur E., “Jandarma gelirken saldırganlar yerdeki boş kovanları aldılar. Silahı da motosikletli bir çocuğa verip kaçırdılar. Yerde dolu mermi bulduk. Komutana götürdük. ‘Bu bir şey ifade etmez boş kovan lazım, fayda etmez silah lazım’ dedi. Doktora saldırıya uğradığımı ve karakola ifade verdiğimi söyledim. ‘Tamam sen git röntgen çektir boş ver’ dedi. Karakola komutan yine geldi. ‘Gel lan buraya, sen olay olduğunda orada mıydın anlat?’ diye sordu. Anlatmaya başladım ‘Tamam sus lan’ dedi ve beni itekledi. Onları da serbest bıraktılar. Bu nasıl bir zihniyet? Hangi çağda yaşıyoruz böyle bir şeyi bilmiyorum” diye kaydetti. Yaşananlara rağmen yaşamlarını sürdürebilmek için çalışmak zorunda olduklarını söyleyen Uğur E., “Çocuklarımız var evde korkudan uyumadılar gece. Can güvenliğimiz olmadığını düşünüyoruz. Jandarma da korumuyor kimse de korumuyor. Ekmeğimiz peşinde olmak zorundayız. Yine de çalışacağız” diye konuştu.

Olaya ilişkin telefonla ulaştığımız Çökelek köyü muhtarı Mevlüt Kılınç, “İki kişinin kavgası bu olaylar, bu kadar dallanıp budaklandırılacak bir olay değil. Bu haberi yapan siteyi dava edeceğim. Tamam kavga var. Gençler arasında bir şey olmuş. Böyle linç falan yok. Dava edeceğim bu haberi yapanları. Büyütülecek bir şey yok. Adli makamlara aksetti. Geldi jandarma gerekeni yaptı. Adli makamlar gerekeni yapacak” dedi.

Cihan Başakçıoğlu – dihaber

EN SON EKLENENLER