Savcı: Polis ölümünü öngörerek ateş etti Avukat: Öldüren polis derhal tutuklanmalı

Kemal Kurkut’u öldüren polis için müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, polisin Kurkut’un ölebileceğini öngörerek ayaklarına değil karnına ateş ettiği belirtildi. Delilleri karartan ve gizleyen görevli polisler hakkında ayrı bir soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı. Avukat Reyhan Yalçındağ, sanığın tutuklanmasını talep edeceklerini söyledi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Newroz için Malatya’dan Diyarbakır’a gelen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un (22) polislerce öldürülmesine ilişkin yürüttüğü soruşturmayı 7 ay sonra tamamlayarak iddianame hazırladı. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 4 sayfalık iddianamede davanın tek sanığı olan polis memuru Y.Ş. (32) hakkında “Olası kastla adam öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istendi.
Dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, yarı çıplak olmasına rağmen Kurkut’un “canlı bomba ihtimali” üzerine öldürüldüğü açıklaması yapmıştı. Ancak KHK ile kapatılan dihaber Editörü  Abdurrahman Gök’ün olay anında arka arkaya çektiği fotoğraflarda, olayın infaz olduğu ortaya çıkmıştı. Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Kurkut’a ateş eden 2 polis hakkında soruşturma başlattığını duyurdu. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan polislerden Y.Ş. tutuklanma istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliği’nce adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmıştı. Savcılığın, polisin serbest bırakılmasına yaptığı itiraz da reddedilmişti. Kurkut cinayetini yürüten savcının talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliği, Kurkut soruşturması için gizlilik kararı ve cinayet ile ilgili yayın yasağı kararı vermişti. Olayla ilgili başlatılan idari soruşturma kapsamında şüpheli 2 polis görevden uzaklaştırılmıştı.
KURKUT’UN PEŞİNDEN YAKLAŞIK 35 POLİS GİTMİŞ
İddianamede, olay yerine ilişkin krokiler, olay öncesi Kurkut’un izlediği yolun kamera kayıtları incelendiğinde, olay günü saat 07.40 sularında Newroz’un yapılacağı alanın girişindeki 6 nolu araç kapama noktasından üstünü aratmadan geçerek, Newroz alanına doğru hızlı hareket ederek 4 nolu polis arama süzme noktasına (Newroz alanı basın protokol girişi) geldiği belirtildi. Kurkut’un 6 nolu arama noktasında bekleyen polislerin, Kurkut’un Newroz alanına doğru gittiğini telsizle anons ettiği, ancak hiçbir polisin Kurkut’u yakalamaya çalışmadığı ifade edildi. Kurkut’un, 4 Nolu arama noktasında doğru hareket halindeyken üzerinden bulunan sırt çantasını, üstündeki tişörtü çıkararak yola bıraktığı, belden yukarısı çıplak bir şekilde ve kasaptan aldığı bıçak ile arama noktasına yürür adımlarla ilerlerken yolun sol tarafında bulunan pet şişesini eline aldığı kaydedildi.
Kurkut’un, arama noktasına yaklaştığı sırada sağ eline aldığı bıçağı çıplak olan göğsüne doğrulttuğunu, bunu fark eden polislerin araçtan inerek Kurkut’a doğru yönelerek silahlarını havaya kaldırarak dur ihtarı yapıp havaya ateş açarak peşinden yürüdüğü belirtildi. Kamera kayıtlarında barikata ulaşan Kurkut’un çevresinde 30-35 civarında polis memuru bulunduğunun görüldüğü aktarıldı. Kurkut’un barikatı aşar aşmaz havaya ateş açılmasının verdiği endişe ile birlikte Newroz alanına doğru koşmaya başladığı, barikatın 7-8 metre aşağısında vücudun sol tarafından göğüs kafesi hizasında aldığı mermi nedeniyle yerinden sıçrayarak koşmaya devam ettiği belirtildi. Kurkut’un, aldığı yaranın etkisiyle sendelemeye başladığı, 8-10 metre yürüdükten sonra yolun kenarına düşerek yerinde kaldığının görüldüğü ifade edildi.
KURKUT’UN VÜCUDUNA KAÇ MERMİ İSABET ETTİĞİ KESİN DEĞİL!
İddianamede, otopsi raporunda, Kurkut’un sol tarafından isabet edip vücuduna giren mermi nedeniyle iç organ ve büyük damar yaralanmasından kaynaklı iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği belirtildi. Kurkut’un, vücudunun sağ pektoral boşlukta bir adet incelemeye elverişsiz deforme mermi çekirdeği (nüvesi)  bulunduğu kaydedildi. Kurkut’un sol pektoral yan bölgesinden vücuda giriş yapan merminin,  Kurkut’un vurulduğu andaki koşu, vücut ve kollarının hareket tarzı ile uyumlu olabilecek şekilde sol ön kol alt kısmında ateşli silah giriş-çıkış deliklerinin bulunduğu belirtildi. Korkut’un sol el 2. ve 3. parmaklarının birleşim yerinde bulunan kemik üzerinde adet mermi gömlek parçasının bulunduğunu kaydedilen iddianamede, Kurkut mermi isabet ettiği sırada hareket halinde olması nedeniyle sol koluna giriş-çıkış yapan mermi ile vücuduna giren merminin aynı olup olmadığının kesin olarak saptanamadığı ifade edildi. Ancak; Kurkut’un sol kolundan giren merminin, kolunun hareketine göre koldan çıktıktan sonra vücuduna giren deforme olmuş mermi çekirdeği ile aynı olabileceği değerlendirildiği kaydedildi.
OLAY YERİNDE 13 BOŞ KOVAN BULUNMUŞ
Jandarma Genel Komutanlığı’nın Kurkut’un vücudundan çıkan deforme olmuş mermi çekirdeği ile sol kolundaki mermi çekirdeğine ait gömlek parçası üzerinde yaptığı inceleme sonucunda uzmanlık raporu hazırladığı belirtildi. Raporda, Kurkut’un sol el parmağı üzerinde çıkan mermi çekirdeği gömlek parçasının şüpheli polis Y.Ş’nin kullandığı T0624-05TE0013726 seri numaralı silaha ait olduğunun tespit edildiği belirtildi. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün hazırladığı uzmanlık raporunda ise olay yerinde bulunan 13 adet boş kovanın 8 tanesinin hakkında takipsizlik kararı verilen polis memuru O.M’nin kullandığı silahtan atıldığının tespit edildiği kaydedildi. Olay yerinde yapılan incelemede toplam 13 adet 9×19 mm çapında mermiye ait kovan bulunduğu ifade edildi.
‘BIÇAĞI GÖĞSÜNE DOĞRU TUTTU’
Şüpheli polis memuru Y.Ş’in alınan ifadesinde Newroz etkinliğinde önleyici kuvvet olarak 4 Nolu polis arama noktasında görevlendirildiğini belirterek, göreve başladıklarında kendilerine çelik yelek verildiğini ancak gaz, jop, kalkan gibi ekipmanların olayın gerçekleştiğini ana kadar gelmediğini ileri sürdü. Kurkut’un güvenlik noktasından girmeye çalıştığını fark ettiklerini ancak Kurkut’un kendisini fark etmediğini söyleyen Y.Ş., Kurkut’un arama noktasından girdiğine ilişkin telsiz anonsu yapıldığını, sadece ekip  komiserlerinde telsiz olduğu için anonsu duymadığını iddia etti. Kurkut’u ilk gördüğünde sağ elinde büyük bıçak, üstünün ise  çıplak olduğunu belirten Y.Ş., polis arkadaşının dur ihtarına bulunmasından sonra Kurkut’un bıçağı önce göğsüne doğru tuttuğunu, sonrasında “Gelin lan, öldüreceğim, patlatacağım” diye bağırmaya başladığını iddia etti. Bunun üzerine silahını çıkararak pozisyon alarak, silahını yere doğru doğrulttuğunu ileri süren Y.Ş., Kurkut’un barikatı aşmaya çalıştığı sırada polisin “dur” ihtarında bulunarak havaya ateş ettiğini ancak Kurkut’un durmayarak önündeki polis memuruna elindeki bıçağı savurduğunu öne sürdü.
KAMERA GÖRÜNTÜLERİ İFADESİNİ ÇÜRÜTÜNCE…
Kurkut’un herhangi bir polis memuruna doğrudan saldırdığına dair bir hamle yaptığına şahit olmadığını ancak “sizi öldüreceğim, patlatacağım” dediği için teyakkuza geçtiklerini savunan Y.Ş., Kurkut’un sol tarafından 4-5 metre mesafede silahı yere dönük vaziyette beklediğini, kaçmaya başladığında silahını doldurarak ayaklarına doğrultup iki el ateş ettiğini, başka silah sesleri gelmeye devam ettiği için bir daha ateş etmediğini iddia etti. Polislerin Kurkut’un durmasına yönelik devamlı uyarı atışı yaptığı için kendisinin uyarı atışı yapmadığını öne süren Y.Ş., iki el ateş ettikten 3-4 saniye sonra Kurkut’un yaralandığını fark ettiğini ancak bu atışı kimin yaptığını görmediğini iddia etti. İddianamenin devamında, verdiği sfadenin ardından Kurkut’un vurulduğu ana ilişkin kamera görüntüleri izlettirilen Y.Ş’ye elini kaldırarak Kurkut’a doğru ateş eden kişinin kendisi olduğuna ilişkin sorulan soru sorulduğu belirtildi. Y.Ş’nin görüntülerde elinin biraz fazla kalkmış gibi göründüğünü ancak üzerindeki mont biraz kabarık olduğu için iyi nişan almak için kolunu kaldırarak bileğini hafifçe aşağıya bükerek nişan alarak ateş ettiğini ileri sürdü. Y.Ş., Kurkut’un vücut bölgesine nişan almadığını, görüntüleri izledikten sonra da Kurkut’u kendisinin vurmadığını anladığını  çünkü Kurkut’un diz altına nişan aldığını, vuramadığını da gördüğünü söyleyerek üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği belirtildi.
KURKUT’UN AYAKLARINA DEĞİL VÜCUDUNA DOĞRU ATEŞ ETMİŞ
Kurkut vurulduğu anda şüpheli Y.Ş’nin maktulün sol tarafından yaklaşık 6-7 metre mesafede bulunduğu belirtilen iddianamede, şüphelinin Kurkut’a silah doğrultup iki el ateş ettiği anın Kurkut’un aldığı merminin etkisiyle yerden sıçradığı anın zamanlamasının uyumlu olduğu vurgulandı.  İddianamede, Kurkut’un vücuduna giren ve ölümüne sebep olan mermi çekirdeğinin incelemeye elverişli değilse de, Kurkut’un sol el parmağında edilen mermiye ait gömlek parçasının şüpheli Y.Ş’ye ait olan silahından çıkan mermiye ait olduğunun uzmanlık raporlarıyla sabit olduğu ifade edildi.  İddianamenin devamında, kamera kayıtları detaylı bir şekilde incelendiğinde şüpheli Y.Ş’nin Kurkut’a silahını doğrultarak iki el ateş ettiğinin net bir şekilde görüldüğünü, şüphelinin ifadesinin aksine Kurkut’un ayaklarına doğru nişan alarak değil, kolunu vücut hizasında kaldırarak maktule ateş ettiğinin tespit edildiği vurgulandı.
SUÇ DELİLLERİNİ KARATMA VE GİZLEYEN POLİSLERE SORUŞTURMA
İddianamede, olayın Newroz etkinliği başlamadan önce gerçekleşmiş olması, bölgenin “terör” konusundaki hassas durumu, Kurkut’un polisin ihtarlarına ve ihtar atışlarına rağmen durmayarak kontrol noktalarını aşmış olmasının güvenlik güçlerinin aklına muhtemel bir “terör” saldırısını getirmiş ise de, “Maktul hayati bölgesinden yaralanmaksızın etkisiz hale getirilebilecek iken, şüpheli polis memurunun eylemi neticesi hayatını kaybetmiş olduğunun değerlendirildiği” belirtildi.  İddianamede, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının, görevli polisler hakkında görevi ihmal ve suç delillerini karartma ve gizleme suçlarından 2017/41993 soruşturma nolu dosya üzerinden ayrı bir soruşturma yürütüldüğü kaydedildi.
ÖLEBİLECEĞİNİ UZMANLIĞI GEREĞİ ÖNGÖRMESİNE RAĞMEN…
İddianamede, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PSVK)  göre olayda silah kullanma yetkisine sahip şüpheli polis Y.Ş’nin eylemi irdelendiğinde, şüphelinin atış sayısı, ateş mesafesi, hedefinin hareketli olması, atışların maktulün hayati bölgesine isabet etmiş olması ve öncesinde uyarı atışı yapmaması, kamera görüntüleri incelendiğinde koşar vaziyetteki maktule doğru silahın kolunu yere paralel vaziyette doğrultarak nişan alıp ateş etmiş olması, dosyada bulunan uzmanlık raporları ve otopsi raporları birlikte değerlendirildiğinde ”şüphelinin eylemi sonucu şahsın hayati bölgelerinden yara alabileceğini ve sonunda şahsın ölebileceğini mesleki uzmanlığı gereği öngörmüş olmasına rağmen eylemine devam ederek, silahını ateşlemesi sonucu şahsın vefat ettiği. Bu şekilde şüphelinin, eyleminin sonucunu öngörmesine rağmen gerçekleşebilecek neticeler açısından duyarsız kalarak ve eylemini devam ettirerek TCK’nın 21/2 maddesinde tanımlanan Olası Kastla Adam Öldürme suçunu işlediğine dair hakkında kamu davasının açılmasını gerektirecek ölçüde yeterli delile bağlı yeterli şüphe bulunduğu anlaşıldığı” vurgulandı.
Diğer şüpheli polis memuru O.M. hakkında “Olası kastla adam öldürme” suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği belirtildi.
YALÇINDAĞ: SANIĞIN TUTUKLANMASINI İSTEYECEĞİZ
Davanın iddianamesini değerlendiren Kurkut ailesi avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, “Başlangıçta Kemal Kurkut olayı bu coğrafyada faili gizlenen cinayetler arasına alınabilecek bir dosyaydı aslında. Taki olay yerinde olan dihaber editörü Abdurrahman Gök’ün an be an çektiği o fotoğraf kareleri basına düşene kadar. Olay bütün yönleriyle açığa çıkmış oldu. Üniversiteli bir genç yarı çıplak vaziyette yürürken arama noktasında polis tarafından bilerek, isteyerek kasten öldürüldü.  Fotoğrafların açıklığıyla olayı okuduğumuz zaman, Kürt coğrafyasında Kürt gençlerinin asker ve polisler tarafından nasıl öldürülebildiğine dair bir örnektir” dedi. Soruşturma başından bu yana olayın bütün yönleriyle açığa çıkması için bir takım girişimlerde bulunduklarını, dava dosyasına getirilen gizlilik kararı nedeniyle bu girişimlerinin engellendiğine dikkat çeken Yalçındağ,  soruşturma boyunca müdahil taraf olarak dava dosyasındaki hiçbir bilgi ve belgeye ulaşamadıklarını söyledi.
‘SANIĞIN ETKİ EDEBİLECEĞİ DELİLLER OLABİLİR’
Düşünce ve özgürlüğü kapsamında basın açıklamasına katılan, sosyal medyada fikirlerini söyleyen, aydınlar, gazeteciler, öğrenciler,  siyasetçiler, belediye başkanları, milletvekillerinin rahatlıkla tutuklandığını belirten Yalçındağ, kolluk tarafından işlenen cinayetlerde olduğu gibi bu dosyada fail olan polis memurunun tutuklanmadığına dikkat çekti. İddianamenin kabul kararı ardından tensip ile birlikte sanığın tutuklanması talebinde bulunacaklarını ifade eden Yalçındağ, “Çünkü sanığın etki edebileceği deliller hala olabilir. Kaçma şüphesi var. Sanığın nerede olduğunu bilmiyoruz. Sadece bize sanık polisin idari soruşturma sonucunda açığa alınmış olduğu bilgisi verildi. Polisin direk öldürme kastıyla hareket ettiği dosyada çok açık. Beklentimiz kaçma olasılığı olan failin bu aşamada tutuklanmasını istiyoruz. İkincisi ise etkili ve eksiksiz bir yargılama yapılması. Bundan failin hak ettiği ceza alması için bir çabamız olacak. 20 yıllık insan hakları mücadelem boyunca şunu gördüm, cezasız kalan her suç yenisini doğuruyor” ifadesini kullandı.
MA / Deniz Tekin – Devran Toptaş

EN SON EKLENENLER