‘Sokakta çalıştırılan çocuklar kendilerini çocuk olarak görmüyor’

Van’da her cadde ve sokakta mendil, su veya sigara satmak için gün boyu güneş altında bekleyen çocuklar, dakikalarca yurttaşlarla yürüyüp dil döküyor. Her türlü tehlikeye açık bu çocuklar gece saatlerine kadar çalıştırılıyor.

Van’da okulların tatil olmasıyla birlikte cadde ve sokaklarda çalıştırılan çocuk sayısı da arttı. Cumhuriyet ve Maraş caddeleri ile Sanat Sokağı başta olmak üzere her cadde ve sokakta mendil, su veya sigara satmak için gün boyu güneş altında bekleyen çocuklar, dakikalarca yurttaşlarla kaldırım yürüyüp dil döküyor. İnsan yoğunluğunun fazla olduğu caddelerde neredeyse her 200 metrede bir tartısıyla oturan bir çocuğa rastlanıyor. Her türlü tehlikeye açık bu çocuklar gece saatlerine kadar çalıştırılıyor.

Çocuk işçiliği üzerine tez hazırlayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Suzan Çakar, kentin sosyo-ekonomik durumuna dikkat çekerek, yoksul ailelerin tüm çocuklarının çalıştırıldığını söyledi. Kentin çevre illerden sürekli göç aldığına dikkat çeken Çakar, göçün çocuk işçiliğinde ilk aşamayı oluşturduğuna vurgu yaptı. Kent merkezi ve 7 ilçenin 7 mahallesinde çocuklarla görüşen Çakar, mahallelerin sosyo-ekonomik durumlarının birbiriyle benzerlik gösterdiğini dile getirdi. Göçle gelen ailelerin büyük çoğunluğunun yoksul olduğunu ve çocukların işçiliğe yöneltildiğini söyleyen Çakar, “Van’daki çocuk işçiliği için net bir veri olmasa da, bu oran çok büyük gözüküyor. Neredeyse yoksul ailelerdeki her çocuk çalışıyor. Ailenin sosyo-ekonomik boyutunun iyi olmaması çocuğun hem ev içinde hem ev dışında çalışmasına neden oluyor” dedi.

‘MADDE KULLANAN, İSTİSMARA MARUZ KALAN ÇOCUKLAR VAR’

Kentte kötü şartlarda çalıştırılan çocuk sayısının ciddi bir boyuta ulaştığına vurgu yapan Çakar, “Özellikle sokaklarda peçete, tartıcılık, sigara satıcılığı yapan çocuklar gördüğümüz taraf. Bir de bunun görünmeyen tarafı var. Daha derinden incelediğimizde bu çocukların aslında çoğu evine gidemiyor. Kimilerinin yatacak yeri, yiyecek yemeği yok. Madde kullanan, şiddete uğrayan hatta birçoğunun istismar edildiği durumlar var. Çocuk işçiliği olan yerlerde ağır boyutları olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle bu boyut göçle gelen ve sokakta kalan çocuklar için yaşanıyor” diye konuştu.

‘ÇOCUKLAR KENDİLERİNİ ÇOCUK OLARAK GÖRMÜYOR’

Kırsalda çocuk işçiliğin kentteki çocuk işçiliğinden çok daha fazla olduğunu belirten Çakar, “Kırsal alandaki çocukların bahar dönemlerinde tarlaya gitmesi gerekiyor ve bunun için okuldan ayrılıyor. Hatta öğretmenler bile Milli Eğitim Bakanlığı’nın koyduğu müfredata göre değil de çocukların çalışacakları aylara göre hızlıca daha erken dersleri anlatıp bitiriyorlar ve çocuklar işçiliğe dönüyor” ifadesinde bulundu. Kentte çalışan çocukların her türlü tehlike ve tehdide açık olduğuna dikkat çeken Çakar, “Burada çalışan çocuklar belli bir ücret karşılığında, bazılarının ailesi yok, madde kullanan bir ortamda çalışmak zorunda kalıyor. Şiddet olan bir ortamda çalışan bu çocuklar olmaması gereken bir ortamda yaşıyorlar. Ve bu çocuklar artık çocuk değiller, zaten çocukların zihinsel dünyasına baktığınızda bu çocuklar kendilerini çocuk olarak görmüyor. Yani çocukların o ortamda gördükleri psikolojik, fiziksel her şey bir anda onları yetişkinlerin evresine atıyor” dedi.

‘BUNA YÖNELİK POLİTİKA GELİŞTİRİLMELİ’

Çocuk işçiliğinde ailelerin rolüne değinen Çakar, ailelerin çocukları “Geleceğe hazırlık” mantığıyla çalıştırmasının çocuk işçiliğini oluşturan etkenler arasında olduğunu söyledi. Çakar, “Çocuk işçiliği önlenebilir mi? Uzun vadede zor gözüküyor. Çünkü çocuk emeği sürekli form değiştirerek karşımıza çıkıyor. Sürecin, küreselleşmenin kapitalist sermayenin kullanım biçiminin hepsinin etkisiyle çocuk işçiliği form değiştiriyor” diyerek, çocuk işçiliğine yönelik politikaların geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

EN SON EKLENENLER