Süt üretiminde oyun oynuyorlar!

Süt tebliğinin gerekçesi halk sağlığı ile açıklanmaya çalışılsa da durumun böyle olmadığı gizlenemiyor. Sütaş, Pınar gibi süt şirketleri sütü köylüden 1 lira 21 kuruşa topluyor. Tüketiciye bu sütler 3 ila 5 lira aralığında bir fiyatla ulaşıyor

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 27 Nisan 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğde çiğ sütün satışına dair usul ve esaslarla ilgili kriterleri belirledi. Yayımlanan tebliğe göre, artık çiğ süt satışı marketlerde de yapılabilecek. Bu tebliğ kapsamında çiğ sütün tüketiciye satışı, sağımdan itibaren 24 saat içerisinde gerçekleştirilecek. Çiğ sütün son tüketim süresi ise ilk sağım saatinden itibaren 48 saat boyunca geçerli olacak. Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik kapsamında onay belgesi almış işleme tesisleri, almış olduğu çiğ sütü yerel perakendecilere satabilecek. Çiğ süt satmak isteyen süt üreten hayvancılık işletmecisinin, öncelikle Gıda,Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne başvurarak izin alması gerekiyor. Ayrıca çiğ süt analizlerinin hepsini yaptırmak ve en az 1 litrelik tek kullanımlık hazır ambalajları tüketiciye sağlamak zorunda olacak.

Halkın sağlığı mı şirketlerin kazancı mı?

Süt tebliğinin gerekçesi halk sağlığı ile açıklanmaya çalışılsa da durumun böyle olmadığı gizlenemiyor. Sütaş, Pınar gibi süt şirketleri sütü köylüden 1 lira 21 kuruşa topluyor. Tüketiciye bu sütler 3 ila 5 lira aralığında bir fiyatla ulaşıyor. Topladıkları sütün yağını alan şirketler sütü işleyerek pastorize haline getirmeleri sonucu süt süt olmaktan çıkıp beyaz, süt tadında bir içecek haline getiriliyor. Çiftçinin hayvanlarından sağdığı sütü 2,5 lira gibi bir ücretle tüketiciye ulaştırıyor olması süt tekellerinin canını sıkan bir durum. Çiftçiye verdikleri 1,21 liralık ücret çiftçinin ne üretim maliyetini ne de kendi yaşamsal ihtiyaçlarını bu üretim yoluyla karşılamaktan çok uzakken; yayınlanan tebliğ ile çiftçiler tamamen şirketlerin birer kölesi haline getirilirken halklar ise şirketlere mahkum ediliyor. Yurttaşların marketlerden özellikle yoğurt almaktan vazgeçip çiftçiden direkt olarak aldıkları sütlerle kendi evinde yoğurdunu yapıyor olması şirketleri harekete geçiren şey. Adeta şirket haline getirilen Türkiye, bu şirketlerin taleplerini hiç geçiktirmeden hayata geçiriyor. Diğer yandan ise hayvancılığı Suudi sermayesinin eline teslim etme adımları atılıyor.

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER