Türkiye’nin insan hakları tablosu: Tutuklu sayısı 17 yılda 6 kat arttı

10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla hazırladıkları raporu sunan İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, ülkenin en önemli sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunu belirterek, barışçıl çözüm çağrısı yaptı

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10 Aralık İnsan Hakları Günü ve 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla İHD Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan ve TİHV Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Bulut katıldığı toplantıda yıl içinde yaşanan hak ihlalleri verileri paylaşıldı. “Verilerle 2022 Yılında Türkiye’de İnsan Hakları İhlalleri” raporu, “Yaşam hakkı”, “İşkence ve Diğer Kötü Muamele”, “Cezaevleri”, “Düşünce ve İfade Özgürlüğü”, “Toplanma ve Gösteri Özgürlüğü”, “Örgütlenme Özgürlüğü”, “Kürt Sorunu”, “Kadın ve LGBTİ+ Hakları”, “Çocuk Hakları”, “Mülteciler ve Sığınmacılar”, “Ekonomik ve Sosyal Haklar” başlıkları altında verilere yer verildi.

Tutuklu ve hükümlü sayısı 17 yılda 6 kat arttı

Raporda, Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre yer verilerek, 2005’te tutuklu ve hükümlü sayısının 55 bin 870 iken bu sayının 1 Aralık 2022 tarihi itibari ile 336 bin 315 olduğu kaydedildi. Rapora göre, 17 yıl içinde tutuklu ve hükümlü sayısı yaklaşık altı kat arttı. Ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan için yapılan “Gemlik Yürüyüşü”ne katılmak isteyenlere 3 kez saldırıldığı vurgulanan raporda, en az 104 kişinin gözaltına alındığı ve Newroz kutlamalarına yönelik 14 saldırıda, 97’si çocuk en az 524 kişi gözaltına alındığı, 6 kişinin ise tutuklandığı bilgisi verildi.

En az 6 bin kişi hayatını kaybetti

İHD Dokümantasyon Biriminin tespitlerinin yer verildiği raporda, 2015 ile 2021 yılları arasını kapsayan 7 yıllık süre içinde en az 6 bin 19 kişinin hayatını kaybettiği, 8 bin 562 kişinin yaralandığı ve yine 2022’de Kürtlere yönelik ırkçı ve nefret içerikli saldırılar sonucu 1 kişinin hayatını kaybettiği, 20 kişinin ise yaralandığı belirtildi.

En az bin 32 kişi işkence gördü

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerinin yer aldığı rapora göre, 2022 yılının ilk 11 ayında, kadın ve LGBTİ+ hakları için yapılmak istenen en az 30 barışçıl toplantı ve gösteriye saldırı olurken, 35’i çocuk en az bin 32 kişi işkence ve kötü muamele niteliğinde uygulamalara maruz alarak gözaltına alındı. En az 6 kişi ise yaralandı.

Toplandığı söz alan Türkdoğan dünyada güçlü bir insan hakları hareketinin oluştuğuna dikkat çekerek, “Özellikle İran’da halkın ‘Jin jiyan azadî’ sloganlarıyla haklarını araması son örnek olarak verilebilir” dedi.

Ülke otoriterlikle yönetiliyor

Türkiye’de 2016’dan bu yana kalıcı bir OHAL olduğunu vurgulayan Türkdoğan, “Türkiye tek kişi yönetimine bağlı otoriter başkanlık ile yönetiliyor. Bizler de otoriter bir yönetim altında insan hakları mücadelesi veriyoruz. Bu otoriter yönetim altında yapılan birçok uygulamanın işkence olduğunu söylüyoruz ve insan onurunun işkenceyi yeneceğini söylüyoruz” dedi.

Tecrit insanlık suçudur

İmralı’da yaşanan tecritte vurgu yapılan rapora dair konuşan Türkdoğan, “Tecrit insanlık onuruna aykırıdır. İmralı’daki tecridin bir an önce son bulması ve Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla bir an önce görüşmesi gerekiyor. İfade özgürlüğü hepimiz için vazgeçilmez bir özgürlüktür. Devletlerin insan haklarına yönelik saygısının dolayımsız göstergesi olan hapishaneler, bugün Türkiye’de siyasal iktidarın hukuku bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanmasının sonucunda tıka basa dolu durumdadır” dedi.

Yapılması gereken araştırmaydı

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasının hukuksuz olduğunu belirten Türkdoğan, “Korur Fincancı’nın gördüğü kişilere dair tıbbi yorumuna karşılık tutuklanması kabul edilemez. Yapılması gereken Şebnem’in tutuklanması değil, gerekli araştırma ve incelemelerin yapılmasıydı. 23 Aralık’ta İstanbul’a gideceğiz ve Şebnem arkadaşımızı özgürlüğüne kavuşturacağız” diye ifade etti.

Utanç verici şiddetler yaşandı

2022’de yasal haklara ve eylemlere yapılan saldırıya da değinen Türkdoğan, ” Anayasa tarafından da teminat altına alınmış olan toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini çeşitli vesilelerle kullanmak isteyen kadınlar, LGBTİ+’lar, Cumartesi Anneleri, barış ve insan hakları savunucuları, öğrenciler, çevreciler, işçi ve emekçiler, HDP’liler kolluk güçlerinin zalimane ve utanç verici şiddetine mazur kalmışlardır” hatırlatması yaptı.

Kürt sorunu en önemli sorun

“Ülkemizin en önemli sorunu Kürt sorunudur” vurgusu yapan Türkdoğan, “Hak savunucuları olarak bizler, Kürt sorununun her zaman demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunduk. Bunda ısrarlıyız. O nedenle, çatışmaların hemen şimdi durmasını istiyoruz. Çatışmasızlık ortamının tesisi ile birlikte, çatışmasızlık halinin yaşanan olumsuzluklardan da hareketle tahkim edilmiş bir hale getirilerek güçlendirilmesi, izlenmesi ve toplumsal barışın sağlanabilmesi için tüm tarafların içtenlikli, etkin programlar geliştirmesi gerekmektedir” dedi.

Uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikaları ve savaş ve çatışma harcamalarının ekonomik krize neden olduğunu ifade eden Türkdoğan, “Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme en çok kadınları, çocukları, mülteci ve sığınmacıları vurmaktadır” dedi.

Bir seçenek yaratmamız lazım

Türkiye’nin basın özgürlüğünde dünya geneline göre gerilerde olduğuna değinen Türkdoğan, “Önümüzdeki seçimlerde insan haklarında yana bir seçenek yaratmak istiyorsak tüm toplumsal muhalefetin iş birliği yapmasının gerekli olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu gerçekleşirse Türkiye halkları demokrasiden yana bir geleceğe kavuşacaktır” diyerek mücadele edeceklerini vurguladı.

ANKARA

#Türkiyenin #insan #hakları #tablosu #Tutuklu #sayısı #yılda #kat #arttı

EN SON EKLENENLER